Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

17 Ağustos 1999 depremi ve gelecek dönem üzerine bir yazı

Yazının Giriş Tarihi: 22.08.2024 13:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.08.2024 13:01

''Ne zaman olacağı değil, ne olacağı belli!''

Ülkemizin dünya üzerindeki konumu gereği ''deprem'' gerçeği ile devamlı olarak yüzleşmekte ve bu gerçekle yaşamaktayız. Bu gerçek, ülke tarihinin en büyük felaketlerinden birini 17 Ağustos 1999'da yaşatmış ve merkez üssü Gölcük olan 7.6 şiddeti ile tüm Türkiye'yi yasa boğmuştur.

Resmi bilgilere göre 17.480 kişi öldü, 23.781 kişi yaralandı, 505 kişi sakat kaldı, 285.211 ev, 42.902 işyeri hasar gördü. 2010 yılında yayınlanan Meclis Araştırması Raporu'nda ölen kişi sayısı 18.373 olarak güncellenmiştir. Resmi olmayan bilgilere göre de 50.000'e yakın kişi öldü, 100.000'e yakın kişi yaralandı.

Türkiye, 6 Şubat 2023 tarihinde maddi ve manevi hasarlara yol açarak birçok ili etkileyen bir felaket daha yaşamış ve bu durum 1999 depremini yeniden akıllara getirmiştir. Ancak bakıldığında 1999 depreminden bugüne 25 sene geçmiş olmasına rağmen ne yazık ki ülke olarak depremle alakalı uygulanan türden hiçbir tedbir alınmadığını, imar aflarının devam ettiğini, sebep olan müteahhitler için gerekli yargılamaların yapılmadığını, caydırıcı cezaların verilmediğini görüyoruz.

Bu durumda deprem sonrası sürece ilişkin vatandaşlar tarafından açılabilecek davalar ve başvurulabilecek diğer hukuki yollara kısaca değinmek istemekteyim.

İdare hukuku kapsamında idare, deprem öncesinde gerekli önlem ve tedbirleri almakla yükümlüdür. Depremden sonra yürütülecek faaliyetler de kamu hizmetine girmektedir. Dolayısıyla idare, kamu hizmetlerinin başlatılması ve yürütülmesinden kaynaklanan kusurlardan ve doğacak zararlardan sorumludur. Deprem sebebiyle yıkılan bina altında kalan ve yaralı kurtulan kişiler ile yaşamını yitirenlerin yakınları tarafından maddi ve manevi tazminat davası ikame edilebilecektir.

Danıştay kararlarından örnek vermek gerekirse; 17 Ağustos 1999 depreminde askerlik görevini ifa etmekte olan er, enkaz altında yaşamını yitirmiştir. Müteveffanın annesi, babası ve kardeşi maddi ve manevi tazminat istemiyle dava açmışlardır. Danıştay 6. Dairesi, askerlik görevinin ifası sırasında meydana gelen depremde vefat eden kişinin yakınlarına davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan tazminat ödenmesi gerektiğine dair yerel mahkeme kararını onamıştır. (Danıştay 6. Dairesi 2004/1477 Esas 2004/2115 Karar 12.04.2004 Tarihli Karar)

Özel hukuk açısından da mirasçılık belgesi alma, delil tespiti yaptırılması, maddi manevi tazminat istemi, DASK ödemeleri, depremzedeler için kamu yardımı vb. hukuki yollara başvurulabilir.

En nihayetinde deprem öldürmez, bilinçsizlik öldürür. Depremi unutmak, yarınlarımıza ve kaybettiğimiz insanlarımıza saygısızlıktır. 17 Ağustos 1999 ve 6 Şubat 2023 Depreminde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyor, yakınlarına sabırlar diliyoruz.

Av. İrem KURTULUŞ

altaykurtulushukuk@gmail.com

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.