Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

BİR ÇİÇEK EKMELİ

Yazının Giriş Tarihi: 29.04.2024 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.04.2024 22:20

Öldükten sonra engelli oğluna nasıl bakabilir bir insan? ...

Bu Şaheste hanımın hikayesidir.

Öldükten sonra oğlu Zafer'e aile olan yaşlı kadının hikayesidir.

Tam otuz iki senedir baktığı engelli oğlunun yattığı yerdeki çırpınışına baktı o an.

Sonrada aynada, yaşlanmış çizgi çizgi olmuş kendi yüzüne baktı.

İlk defa korkuyordu Şaheste hanım.

Eşi beş yıl önce ölmüştü...

Ya kendiside doktorunun söylediği krizlerin birinden kurtulamazsa ne olacaktı?

Kim bakardı Zafere?Yattığı yerde sıkılınca kim tekerlekli sandalyeye koyup gezdirirdi?En sevdiği mamasını kim yapar, kim bıkmadan usanmadan yedirirdi?Kuşları izlemek hoşuna giderdi ya. Kim kuşları izlemesine saatlerce bıkmadan katlanabilirdi? Ölmekten kendi için değil, ama engelli oğlu Zafer için okadar korkuyordu ki.

Ölürse bir devlet kurumuna verirlerdi oğlunu.

Ama aile sevgisi ilgisi gibi olmazdıki.

Tüm gününü bu düşüncelerle geçirdi...

Sonra kopardığı takvim yaprağında. "Bir çiçek ekin...Bir çiçek dünyayı güzelleştirir hiçbirşeye sebep olmasa bile-" başlıklı yazıyı okudu.

Etkilemişti bu yazı onu.

Ama çiçekten anlamadıki Şaheste hanım...

Sonra pazar alışverişi için çıktı dışarı.

Biran önce işini halledip eve oğlunun dönmek istiyordu.

Kapıyı sıkıca kilitledi.

Kafasında hep o düşünce vardı. Ölürse oğlu Zafer'in hali ne olurdu?

Yoksul bir mahalleden geçip pazara gidecekken, üç kadar çocuğun barakaya benzer bir evin kapısında sevinçle beklediğini gördü...

-"Şimdi gelecek... Kimbilir neler almıştır babam? Çeşit çeşit şekerler. Oyuncaklar... Çok sevdiğimiz simitlerden bile almıştır-" deyip heyecanla eve girip çıkıyorlardı.

O soğuk havada yalın ayak yere bastıklarını hemen farketmişti Şaheste hanım...Oldukça fakir olmalıydılar.

Az ileriye gittiğinde ise köşedeki duvarın dibine iyice saklanmış iki ayağıda diz kapağının üzerinden kesik bir adamın gözyaşlarıyla çocuklara baktığını görmüştü. Adam ellerine sarı eski bir terlik geçirmiş, ayakları olmadığı için elleriyle taşıyordu vücudunu. Okadar çaresiz bir hali vardıki...

Hızlı hızlı pazara gitti.

Ve alacaklarını aldı Şaheste hanım.

Dönüşte birkaç yere daha uğradı. Aynı sokağa geldiğinde hala adamın yaşlı gözlerle kendisini bekleyen çocuklarının yanına gidemediği gördü.

Sessizce yanına kadar gidip elindeki poşeti bıraktı.

Okadar ağlıyordu ki adam. Şaheste hanımın ayak seslerini duymamıştı bile.

Ve yine sessizce uzaklaştı adamın yanından.

Ona hissettirmeden az ilerideki ağacın arkasına saklandı.

Adam biran arkasını döndüğünde ise poşeti görmüş, merakla içine baktığında ise dünyalar onun olmuştu... Çeşit çeşit şeker, oyuncak ve simitler vardı poşetin içinde.

Şaheste hanımın yüreğine Ilık ılık birşeyler aktı adam bu defa sevinçten hıçkıra hıçkıra ağlarken... Ve poşeti boynuna asıp, elleriyle ilerledi adam.

Sonrada sevinçle çocuklarına verdi poşettekileri...

O günden sonra Şaheste hanım hergün o evin kapısına birşeyler bırakmıştı kimseye görünmeden...

Mahallelilerin anlattığına göre, adının Memduh olduğunu öğrendiği adamın eşinin öldüğünü durumunun ise çok zor olduğunu anlamıştı.

Bir iş kazasında iki ayağınıda kaybetmiş, çocuklarına hem anne hem baba olmaya çalışan koca yürekli bir adammış anlattıklarına göre...Ama küçük çocuklarını evde bırakamıyor, bu yüzdende istediği gibi çalışamıyormuş.

Tam beş sene her gün o adamın kapısına biraz para ve erzak paketi bıraktı Şaheste hanım. Uzakta biryere geçip o babanın sevincini görmek içine huzur veriyordu bir nebze.

Kendi derdini unutuyordu sanki...

Ve bir gün doktorun dediği krizlerden birini yaşadı.

Sonraki günlerde bir kriz daha yaşayınca oğlu Zafere bakıp bakıp ağlamaya başlamıştı.

Sonra Memduh efendi geldi aklına.

Çocukları kimbilir ne haldeydi şimdi... Akşama doğru hali daha kötü olmuştu Şaheste hanımın. Güçlükle ambulansı aradı.

Hastahaneye götürüldüğündede aklı oğlu Zaferdeydi...

Daha da kötüye gittiğini hissediyordu.O an kapı açıldı. Ve ellerinde sarı terlikleriyle Memduh efendi girdi içeriye... Arkasındanda çocukları vardı...

Şaheste hanımın yattığı yatağın yanına geldi sonra..

Ve nemli gözlerle gözlerinin içine baktı yaşlı kadının...

-"Beş sene boyunca bir günden bir güne aç bırakmadınız bizi. Sayenizde çocuklarım okadar mutlu olduki.

Karınları da doydu...

Yüzlerinden gülücükler eksik olmadı.

Siz ise okadar yüce gönüllüsünüzki.

Kendinizi göstermemeye gayret ederek yaptınız tüm bunları. Kapıma bıraktığınız poşeti alıp içeriye girdiğimde sizin bir köşeye saklanmış gülümseyerek bize baktığınızı görürdüm penceremden...

Çok iş aradım ama çocuklarım küçüktü.

Ve ben yarım bir adamdım. Çocuklarımı evde bırakamazdım başlarına bir hal gelir diye...

Sonra siz çiçekler ektiniz gönlümüze.

Korkularımı dindirdiniz..

Bende sizi hep araştırdım uzaktan uzağa.

Komşularınızdan öğrendim.

Sizinde korkularınız varmış... Gözünüz arkada kalmasın Şaheste hanım.

Zafer benim evladımdır artık.

En sevdiği mamayı yapar bıkmadan sıkılmadan yediririm. Yattığı yerde sıkılınca tekerlekli sandalyesiyle gezdiririm onu... Kuşları izlemek istediğinde hiç erinmem.

O izlemektrn sıkılana kadar beklerim.

Birde çocuklarla oynamak istermiş ama kimse Zafer'in yanına gelmezmiş oynamak için... Bakın Zafer'in kardeşleri geldi.

Ve can atıyorlar onunla oynamak için...-" deyip yanında getirdiği çiçekleri tutuşturmuştu Şaheste hanımın eline....

Son nefesinde çok mesud olmuştu Şaheste hanım...

Gözlerinden süzülen yaşlarla derin bir nefes aldı....

Ve minnetle Memduh efendi ve çocuklarının gözlerine baktı...

Ve sonra gülümser bir şekilde gözleri donuklaşıp ruhunu teslim etti...

Memduh efendinin bir çocuğu daha oldu o günden sonra.

Adı Zafer... Öldükten sonra bir anne evladına nasıl aile olur? Yüreklere çiçek ekerek başardı bunu Şaheste hanım....

Hiç zor değil...

İyilikle ve sevgiyle harmanlayalım tohumlarımızı sonra bırakalım yüreklere...

Dünya çok daha güzel,

ekilen çiçeklerle....

Hadi bizlerde yüreklere çiçekler ekelim.

kimin gücü ne kadarsa.

Alıntı.

Tekrar görüşünceye dek,

Sevgiyle kalın.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.