Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gizli şeker gizli risk

Yazının Giriş Tarihi: 08.01.2017 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.01.2017 00:00

“Bugüne kadar açlık şekerinize hiç bakıldı mı?”

“Bakıldı doktor bey, gayet normal.”

“Kaç çıktı?”

“Normal çıktı ama rakamı bilmiyorum.”

Dahiliye polikliniğinde hastalarımla çok sık yaşadığım diyaloglardan bir örnekle başlamış oldum sözlerime... Bu hastalarımın bir kısmında, eski tetkiklerini incelediğimde şeker düzeylerinin 100 mg ile 125 mg arasında, bir kısmında ise 126 mg ve üstünde olduğuna çok sık rastlamaktayım. Şekerlerinin normal olduğuna inanan birçok kişiye, buna rağmen tetkik yaptırdığımda, sonuçlar normal çıkmayabiliyor.

Şeker sınırda olduğunda her şey yolundaymış gibi davranılıyor. Deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki, en şanssız hastalar arasında bu hastalar da var. Neden öyle düşündüğümü izah edebilmek ve bu şanssızlığa bir nebze olsun çare olabilmek amacıyla, gizli şeker diye bahsedilen durumlarda yaşanabilecek risklere dair bir paylaşım yapmak istiyorum sizlere.

Öncelikle, gizli şeker tanısının nasıl konduğunu hatırlayalım isterseniz.

Türk Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği'ne göre, gizli şeker (Prediabet ) tanısı koyabilmek için şu şartlardan birinin olması yeterlidir:

1. Açlık kan şekerinin 100 -125 mg arasında olması. Buna bozulmuş açlık glikozu denir.

2. Şeker yükleme testinde 2. saatin sonunda şeker düzeyinin 140 - 199 mg olması. Buna bozulmuş glikoz toleransı denir.

3. Hb A 1 c değerinin 5,7 ile 6,49 arasında olması

Dünya Sağlık Örgütü, bu kriterlerden birincisinde sınırı 110 mg olarak kabul etmektedir.

23 Kasım 2016 da BMJ isimli Tıp dergisinde yayınlanan bir çalışmadan kısaca söz etmek istiyorum. Her biri ortalama 10 yıla yakın süren 53 farklı ve büyük çalışmanın topluca incelenmesine dayanan bir çalışmada gizli şeker tanısı konmuş kişiler, şekeri 100 mg’ın altında olan kişilerle kıyaslanarak kalp damar hastalıkları ve ölüm risklerindeki artış oranları belirlenmiş. Bu çalışmaya göre şu sonuçlar ortaya çıkmış:

Açlık kan şekeri 100 mg. ile 109 mg arasında olanlarda kalp krizi, felç ve tüm nedenlerden ölüm yani üç büyük riskin toplamı yüzde 13 daha yüksek bulunmuş. Bu durumda, açlık kan şekeri, örneğin 105 mg olan bir kişi “Benim şekerim normal ve sorun yok” dememelidir...

Bu kıyaslamalar açlık kan şekeri 110 mg ile 125 mg olanlar için de yapılmış. Risk artış oranı bu kez yüzde 26 bulunmuş.

Şeker yükleme testinde 2. saatin sonunda şeker düzeyi 140 mg ile 199 mg arasında bulunanlardaki risk artışı ise yüzde 30’a ulaşmış.

HbA1c 5,7 ile 6 arasında olan kişilerde toplam risk artışı yüzde 21 iken HbA1c 6 -6,5 aralığında olduğunda bu oran yüzde 25 bulunmuş.

Çok sayıda rakamı bir yana bırakıp genel bir bakışla konuya yaklaşırsak, açlık kan şekeri 100 mg’ı, HbA1c 5, 7’yi geçtiğinde kalp krizi, felç ve tüm nedenlerden ölüm riskleri artmaya başlıyor.

Uzun sözün kısası, şeker hastalığı trafik kazası gibi ansızın gelmiyor. Sinsice usul usul geliyor, yok sayıldıkça, ihmal edildikçe ilerlemeye devam ediyor. Gizli dendiği zamanlarda bile çok büyük risklere yol açıyor. O halde dikkatli olmak, takip ve tedavileri bilimsel kurallara uygun şekilde yapmak hayat kurtarıcı olabilir.

Sağlık ve huzur dileklerimle.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.