Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, göreve geldikten sonra ilk kapsamlı basın toplantısını salı günü gerçekleştirdi.

Başkan yardımcılarıyla birlikte basının karşısına çıkan Şadi Özdemir, samimi açıklamalar yaptı ve sorulan sorulara da mümkün olduğunca açık cevaplar verdi.

Hal böyleyken, ‘bu bakla meselesi de nereden çıktı?’ Diyenler olabilir.

İzah edeyim, bu arada meşhur hikâyeyi bilenler çoktur ama bilmeyenler için hatırlatayım.

Derviş ve bakla

Zamanın birinde, sürekli küfür eden bir derviş varmış. Bağlı olduğu tekkenin şeyhi duruma müdahale eder ve bir bakla tanesini okuyup dervişe verir. Dilinin altına koymasını, bakla orada kaldıkça da sövemeyeceğini söyler. Bakla işe yarar ve derviş artık küfür etmez.

Bir gün derviş ile şeyhi yolda giderken kuvvetli bir yağmur yağışı başlamış.

Yağmurdan kaçarak hızlıca gitmeye çalışırlarken, bir kadın elindeki tavukla cama çıkıp şeyhe seslenmiş.

Kadın, durdurduğu şeyhin yüzüne uzun bir süre bakmış ama bir şey söylememiş.

Şeyh dayanamayıp kadına neden bekletildiklerini sormuş.

Kadın da, ''Eğer yağmurlu bir günde kuluçkadaki tavuk, kavuklu birine bakarsa, yavruları daha büyük olur. O yüzden sizi durdurdum'' demiş.

Yağmurdan sırılsıklam olan ve bu cevaba sinirlenen şeyh, küfürbaz dervişe döner ve “Derviş, çıkar ağzındaki baklayı!” der.

Turgay Erdem dönemi

Şadi Özdemir, göreve geldiğinde teslim aldığı mevcut belediye yapısından hiç memnun değil. Bunu zaman zaman üstü kapalı olarak eleştiriyor.

Basın toplantısında da, direkt eleştirmedi ama ‘belediyenin vatandaştaki algısı bozuk’ diye yakındı.

Alaattinbey’den başlayıp Kayapa’ya kadar uzanan tarım alanlarına kondurulan çok sayıdaki kaçak fabrikaya karşı olduğunu söyledi.

Bugün bu fabrika sahiplerinin organize sanayi bölgesi olma taleplerini haksız bulduğunu ve buna izin vermeyeceğini ifade etti. Yasalara ve mevzuata göre, mevcut kaçak fabrikalar için ne yapılacağı konusunda çalıştıklarını açıkladı.

Seçim üstü işe alınan 126 kişiyi göndermesine rağmen personel sayısının (yaklaşık 2000 kişi) halen daha çok yüksek olduğunun altını çizdi.

Bundan sonra, imar faaliyetlerinde oluşan rantın bazılarının cebine değil de, kamuya dönmesi için çalışacağına ve bu konuda her türlü savaşı vereceğine dikkat çekti.

Yeşiltaş, ‘çıkar ağzındaki baklayı’ der mi?

Aslında Başkan Özdemir, Nilüfer’de bugüne kadar tarım alanlarının işgal edildiğini, vatandaş lehine kamunun alması gereken rantı birilerinin paylaştığını, ihtiyacın çok üzerinde personel alınarak birilerinin kayırıldığını ve nihayetinde de belediyenin olması gerektiği gibi yönetilmediğini söylemek istedi.

Başkan Özdemir’in toplantıda hemen solunda oturan CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, kendisine dönüp, ‘başkan çıkar artık şu ağzındaki baklayı’ dese, neler olurdu? Diye düşünerek, Şadi Özdemir’e bir soru sordum.

Eğer belediyeyi başka bir partiden devralsaydı, bu açıklamalarının nasıl olacağını sordum.

Özdemir, gayet soğukkanlı bir şekilde topu göğsünde yumuşatarak cevapladı sorumu.

Özetle, çok da farklı konuşmayacağını söyleyerek top çevirdi.

Yeni dönemin şifreleri

Başkan eğer söylediklerini yapabilirse, yeni dönemde Nilüfer Belediyesi sürekli gündemde olacak demektir. Kendisini çok büyük bir savaşın beklediğini şimdiden söyleyebilirim.

Nilüfer gibi kentin rantının en yüksek olduğu bölgede bundan sonra müteahhitler istedikleri gibi cirit atamayacaksa, eğer başkan (açıkça söylediği gibi) tarım alanlarına tek bir çivi bile çaktırmayacaksa, kaçak fabrikaları yıkacaksa, her dönemin adamlarını kapıdan sokmayacaksa, sürekli gündemde olacak, başı çok ağaracak ama dirayetli durup başarılı olursa da, sadece Nilüfer’in değil Bursa’nın da tarihine geçecektir.