Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Merkezi'nden ilginç bir mail geldi. Bilinçli mi gönderildi yoksa bir karışıklıkla mı bana ulaştı bilmiyorum ama Genel Başkan Özel Danışmanı Recep Cengiz tarafından ve chp.org.tr uzantılı resmi mail adresinden "Anayasa değişikliği nasıl anlatılmalı?" başlığıyla gelen mail çok ilgimi çekti.   

Kılcal damar örgütlenme sistemi
Küçük bir araştırmayla, Anıtkabir komutan yardımcılığından emekli olan Albay Recep Cengiz'in, genel başkan özel danışmanlığının yanı sıra, 5 Şubat 2016 tarihinde Kemal Kılıçdaroğlu tarafından 'parti örgütü dışı gençlik/kadın örgütlenmesi ve kılcal damar örgütlenme sisteminin oluşturulması ve çalışmalarının yürütülmesi' için de görevlendirildiğini öğrendim. Kaynak da, CHP Genel Merkezi'nin resmi internet sitesi. (https://www.chp.org.tr/Haberler/39/chp-genel-baskan-ozel-danismani-dr-recep-cengize-yeni-gorevlendirme-12136.aspx)
Şimdi tabi insan merak ediyor, bir siyasi parti kendi teşkilatı dışında nasıl bir örgütlenme içerisinde olabilir, yasal olarak uygun mudur? Ya da bu pek afili bir adı olan 'kılcal damar örgütlenme sistemi' nedir ama benim ilgimi çeken asıl konu o değil.  

CHP'nin referandum stratejisi
Mailin ekinde teşkilatın referandum sürecinde nasıl çalışması gerektiğinin anlatıldığı bir power point sunum gönderilmiş. Baştan sona incelediğim bu sunum hakikaten de tam bir felaket. 
Daha ilk slaytta, "Egemenlik milletindir, saltanatın değil" yazıyor. Nisan referandumunda saltanatın geri geleceğini de öğrenmiş oldum bu vesileyle! 
4. slaytta ise "Vatandaş anayasa değişikliğinin neler getireceğinden habersiz ve anayasa değişikliğini isteyenler de vatandaşı ikna edecek yeterli verilere sahip değil" diyor. Yine o klasik tepeden bakan ve buyurgan CHP mantığını görüyoruz.
23. slaytta "AKP’ye yakın, kararsız seçmenin, 'Evet'e kaymasına neden olacağı için 'Hayır' propagandasını Recep Tayyip Erdoğan üzerinden yürütmeyeceğiz" deniyor.

Çelişkili tezler
PKK'nın ve HDP'nin de hayır dediği bir ortamda aynı kefeye konulmamak için de pratik bir yol bulmuş CHP yönetimi. 30. slaytta "Bu söylemleri boşa çıkarabilmek için; 'Hayır' propagandasını her yerde Türk bayrağı ve zemini Türk bayrağı olan ülke haritasıyla ve milliyetçi söylemlerle yapın" deniyor teşkilata. 
Devamındaki 7 slaytta ise "Açılım sürecinin görselleriyle AK Partiye yüklenin" deniliyor. Peki açılım süreci sonlandırıldığında bunu en sert biçimde eleştiren CHP değil miydi? 28 Nisan 2015'te 'iktidar olmaları halinde PKK açılımını HDP ile sürdüreceklerini açıklayan' Kılıçdaroğlu değil miydi?

43. slaytta "Biz tarihimize, geleneklerimize, örfümüze ve adetlerimize bağlı bir milletiz. Bizim Parlamento geleneğimizin 140 yıllık bir geçmişi var. tarihimizi neden yok sayıyoruz da Başkanlık sistemine geçiyoruz?" deniliyor. Peki muhterem, birisi de çıkıp "Madem öyle birader bizim 1000 yıllık da padişahlık tarihimiz var" derse ne diyeceksiniz? Böyle mesnetsiz tez mi olur?

Erdoğan vurgusu
44. slaytta "Anayasa değişikliği kişiye endeksli bir düzenlemedir" yazıyor. Son slaytlarda yer alan bazı slogan örnekleri de şöyle: "Tek adam diretmesine hayır", "Türkiye birden büyüktür bu yüzden hayır", "Tek kişinin keyfi yönetimine hayır", "Milli iradeyi, meclisi tek kişinin keyfine bırakmamak için hayır" Yine kafam karıştı, hani 'Hayır' propagandasını Recep Tayyip Erdoğan üzerinden yürütmeyeceğiz" diyordunuz.

51. slayt ise çok ilginç "Görüşmelerimizde CHP’li kimliğimizi, rozetlerimizi bir kenara bırakıp öyle görüşeceğiz (EVET diyenlerin önemli bir kısmı CHP ‘HAYIR’ dediği için EVET diyor bu asla akıldan çıkarılmamalıdır)" yoruma gerek var mı?
53. slayt da hayli ilginç "Bölgede sevilmeyen, egosu yüksek, kendisini vatandaşın üstünde gören, halkı ajite edecek, itici kişilere bu konuda görev verilmeyecek" şimdi CHP de kendi teşkilatında böyle tipler olduğunu kabul mu ediyor?

Bu kafa değişmedikçe
Bu sürecin ilginç bir yanı da, bugüne kadar sol cenahta hor görülen 'hayır' kelimesinin akredite olmasıdır. Eskiden 'hayırlı akşamlar', 'hayırlı günler' diyen insanlara ters bakanlar, bugün 'hayırda hayır var', 'hayırlı olacak' gibi sloganlara sarıldılar. 

Sloganlar değişse de maalesef kafalar değişmiyor. Mesela bakın bu kafadaki arkadaşların Sözcü Gazetesi'nin yorum bölümlerinde yazdığı bazı örnek cümleler: "Ne kadar cahilsiniz", "Cahil halk anlamıyor nasılsa yedikleri naneleri", "Gelecek kuşaklar için sizin gibileri ortadan kaldırmalı", "Osmanlı torunları işte armut dibine düşer. Lanet olsun" vs. 

İşte bu kafalar değişmedikçe CHP daha çok uzun yıllar seçim kaybetmeye mahkum. Sahi CHP'de değişim için daha kaç seçim kaybetmesi lazım Kılıçdaroğlu'nun? Yoksa CHP'de kaset skandalı olmadan genel başkan değişmez mi?