Son dönemde yaşanan konkordatolar, iflaslar, üretimin yurtdışına taşınması ve ekonomide yaşanan durgunluk, tekstil sektöründe yaşanan kan kaybının artarak devam ettiğini gösteriyor. Önlem alınmaması halinde istihdam deposu olan sektörde binlerce çalışan ‘süresiz izne’ çıkarılacak ve bir daha da dönemeyecekler...
‘Perakende 30 yıl’ etkinliğinde konuşan Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı, “Bizi büyük bir felaket bekliyor, 6 ay sonra ürün bulamayacağız. Devlet, hazır giyim ve tekstili gözden çıkardı” sözlerini kullandığına göre; konu ciddi hale geldi demektir.
Daha ılımlı olanlar da var.
Örneğin LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, “Bugün zor bir dönemden geçiyoruz. Enflasyon ve faizi indirme imkanınız yok ama işlerimizi daha iyi hale getirebilir miyiz, maliyetlerimizi nasıl yönetebiliriz konularına odaklanmamız gerekiyor” diye konuşuyor, sanırım etkili kişileri kızdırmamaya çalışıyor...
Yerli markaların ‘üretemez’, hadi üretti diyelim ‘satamaz hale geldiği’ bir Türkiye, Çin malları karşısında rekabete dayanamaz ve işletmeler hızla kapanır ya da el değiştirir. Yüzbinlerce insanın ekmek kapısı olan tekstil ve hazır giyim sektöründeki sıkıntıları Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Başkanı İbrahim Burkay da biliyor olmalı. Birikimini ilk olarak tekstil iş kolundan yapan Burkay, bu aşamada ‘diplomasi’ yöntemini seçmiş olabilir ancak Bursa özelinde kaç işletmenin kapandığını, kaç konkordato kararı alındığını, kaç işletmenin iflasa sürüklendiğini, kaç fabrikanın Mısır, Tunus, Bangladeş ve Etiyopya gibi görece geri kalmış ülkelere gittiğini, kaç milyon dolarlık yatırım yaptıklarını, kaç kişinin işten çıkarıldığını, Bursa ekonomisinin uğradığı zararın boyutlarını açıklamalıdır.
Her fabrikanın tası tarağı toplayıp bir başka ülkeye gidişi, aynı zamanda kentte toplanan gelir ve kurumlar vergisinde büyük düşüşler olacağı anlamına gelir. Sonuç olarak vergilerden nüfusu oranında yüzdelik pay alan Bursa’da kamu eliyle yapılacak yatırımlar da aksar... Hızlı tren biraz daha gecikir, SU sorununun çözümü ertelenebilir, okul, hastane, kreş, spor sahaları ve tiyatro binaları gibi yatırımlar yapılamaz...
KALBİR’in ‘Milli Ses Ver’ projesi gelecek için anahtar olacaktır. İncelenmesi, üzerine yorum yapılması ve benimsenmesini isterim. Aksi halde ‘fasoncu, taklitçi, emir kulu’ olmaya, yabancı tekellere ve markalara üretim yapmaya devam ederiz...
***
TÜRKOĞLU YİNE ŞAŞIRTMADI
Tekstil sektöründeki konkordatoları, iflasları ve batışları araştırma önergesiyle Meclis’e taşıyan İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk TÜRKOĞLU, “Tezgâhlar sustu, fabrikalar kepenk indiriyor, Türkiye üretimden kopuyor!” uyarısında bulundu.
Türkoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yaptığı konuşmada tekstil sektöründeki büyük krize dikkat çekerek, TBMM’ye kapsamlı bir araştırma sundu ve “Tekstil Araştırma Komisyonu” kurulması önerisinde bulundu.
Türkoğlu, her şeyin farkında olan ve ‘konuşan’ ender milletvekillerinden... CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nu da listeye eklemek gerekir. Sarıbal, tarım ve hayvancılık başta olmak üzere ülkede sıkıntı yaratan hemen her konuda anlamlı açıklamalar yapan bir vekil olarak radarımızda.
***
Türkoğlu, “Cumhuriyetimizin en köklü üretim alanlarından biri olan tekstil sektörü bugün ekonomik iflasın eşiğinde” sözleriyle hedefe iktidarı koydu.
Son yıllarda tekstil sektöründe yaşanan dramatik tabloyu rakamlarla ortaya koyan Türkoğlu’nun, Türk halkının geleceği ile ilgili kaygı taşıdığına eminim...
Türkoğlu’nun, “Sadece son üç ayda 35.000’den fazla, son altı ayda 65.000’i aşkın emekçi işini kaybetti. 2015–2025 yıllları arasında sektörde toplam 700.000 kişi işsiz kaldı.700 bin iş demek, 700 bin hane demektir. 700 bin sofrada eksilen ekmek demektir” sözlerine katılmamak mümkün değil...
Başarısız ekonomi politikaları başka türlü anlatılamazdı... Çünkü yaşanan süreç, ‘çay-simit’ hesabını çoktaaan geçti...
***
İktidarın “Ekonomide rekor kırıyoruz” söylemine atıfta bulunan Türkoğlu, “Bu yılın ilk 6 ayında 300 firma konkordato ilan etti.2025’in ilk 8 ayında konkordato başvurusu 994’e ulaştı.Üretim çarkları birer birer duruyor. Bankalar kendini kurtarıyor ama küçük işletmeler, fason atölyeler, işçiler batıyor!” diye konuştu.
Karbel Tekstil örneğini hatırlatan Türkoğlu, yarım asırlık bir dev olan Karbel Tekstil’in, 101 markaya üretim yaptığını, bin kişinin üzerinde çalışanı olduğunu, üretiminin yüzde 93’ünü AB ve ABD’ye ihraç ettiğini, ancak önce konkordato ilan ettiğini ve sonunda iflasa sürüklendiğini söyledi.
Gerçekten üzücü ve ders alınması gereken bir dönemden geçiyoruz.
Türkoğlu ihracatçıyı iktidarın yanlış döviz politikasının iflasa götürdüğünü belirterek, “TÜİK enflasyonu yüzde 65 açıklarken, dolar sadece yüzde 17 arttı. Arada yüzde 48 fark var! Girdi maliyetleri katlandı, ihracatçının kazancı eridi. Döviz halk için yüksek, sanayici için yok hükmünde! Böyle bir çelişkiyi ancak bu beceriksiz ekonomi yönetimi yaratabilir!” ifadelerini kullandı.
Girdi maliyetlerini karşılayamayan sektör bileşenleri, ihracattan da para kazanamaz hale gelince doğal olarak fabrikalarının kapısına kilit vuruyor... Oysa serbest piyasa kurallarına göre oynanması, dövizin baskılanmaması gerekiyor. Asıl sorun;Sıcak paraya ‘kur garantisi’ verilmesi. Yabancı, getirdiği parayı TL’ye çevirerek 3-6 ay faizde tuttuktan sonra artmayan değeri üzerinden dolar alarak ülkeden çıkıyor.
ÜRETİM YURT DIŞINA KAYIYOR
Türkoğlu, Türk tekstil devlerinin üretimlerini yurt dışına taşımak zorunda kaldığını belirterek şu görüşlere yer verdi: “Yeşim Tekstil, LC Waikiki, Kolin’s, Küçükçalık gibi markalar üretimlerini Mısır’a, Laos’a, Sri Lanka’ya kaydırıyor. En son Kolin’s, Mısır’a taşındı ve bir anda 1.500 işçi işsiz kaldı. Bu ne demek biliyor musunuz? Ülkenin emeği, üretimi, sanayisi başka ülkelere göç ediyor! Siz ‘yerli ve milli’ nutukları atarken, sanayi sessizce ülkeyi terk ediyor!”
VİŞNE CADDESİ
Türkoğlu’nun verdiği bilgiye göre; Bebe konfeksiyonu alanında Dünya’da 1 numara olan Vişne Caddesi’ndeki 10 bin işletmeden 5 bini kapandı. Türk esnaf vergi, SGK ve enerji yükü altında ezilirken; kayıtsız çalışan yabancı esnaf bölgenin hakimi oldu... Anlayan anladı...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Can TOPAKTAŞ
Tekstilin kalbi durmak üzere!
Son dönemde yaşanan konkordatolar, iflaslar, üretimin yurtdışına taşınması ve ekonomide yaşanan durgunluk, tekstil sektöründe yaşanan kan kaybının artarak devam ettiğini gösteriyor. Önlem alınmaması halinde istihdam deposu olan sektörde binlerce çalışan ‘süresiz izne’ çıkarılacak ve bir daha da dönemeyecekler...
‘Perakende 30 yıl’ etkinliğinde konuşan Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı, “Bizi büyük bir felaket bekliyor, 6 ay sonra ürün bulamayacağız. Devlet, hazır giyim ve tekstili gözden çıkardı” sözlerini kullandığına göre; konu ciddi hale geldi demektir.
Daha ılımlı olanlar da var.
Örneğin LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, “Bugün zor bir dönemden geçiyoruz. Enflasyon ve faizi indirme imkanınız yok ama işlerimizi daha iyi hale getirebilir miyiz, maliyetlerimizi nasıl yönetebiliriz konularına odaklanmamız gerekiyor” diye konuşuyor, sanırım etkili kişileri kızdırmamaya çalışıyor...
Yerli markaların ‘üretemez’, hadi üretti diyelim ‘satamaz hale geldiği’ bir Türkiye, Çin malları karşısında rekabete dayanamaz ve işletmeler hızla kapanır ya da el değiştirir. Yüzbinlerce insanın ekmek kapısı olan tekstil ve hazır giyim sektöründeki sıkıntıları Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Başkanı İbrahim Burkay da biliyor olmalı. Birikimini ilk olarak tekstil iş kolundan yapan Burkay, bu aşamada ‘diplomasi’ yöntemini seçmiş olabilir ancak Bursa özelinde kaç işletmenin kapandığını, kaç konkordato kararı alındığını, kaç işletmenin iflasa sürüklendiğini, kaç fabrikanın Mısır, Tunus, Bangladeş ve Etiyopya gibi görece geri kalmış ülkelere gittiğini, kaç milyon dolarlık yatırım yaptıklarını, kaç kişinin işten çıkarıldığını, Bursa ekonomisinin uğradığı zararın boyutlarını açıklamalıdır.
Her fabrikanın tası tarağı toplayıp bir başka ülkeye gidişi, aynı zamanda kentte toplanan gelir ve kurumlar vergisinde büyük düşüşler olacağı anlamına gelir. Sonuç olarak vergilerden nüfusu oranında yüzdelik pay alan Bursa’da kamu eliyle yapılacak yatırımlar da aksar... Hızlı tren biraz daha gecikir, SU sorununun çözümü ertelenebilir, okul, hastane, kreş, spor sahaları ve tiyatro binaları gibi yatırımlar yapılamaz...
KALBİR’in ‘Milli Ses Ver’ projesi gelecek için anahtar olacaktır. İncelenmesi, üzerine yorum yapılması ve benimsenmesini isterim. Aksi halde ‘fasoncu, taklitçi, emir kulu’ olmaya, yabancı tekellere ve markalara üretim yapmaya devam ederiz...
***
TÜRKOĞLU YİNE ŞAŞIRTMADI
Tekstil sektöründeki konkordatoları, iflasları ve batışları araştırma önergesiyle Meclis’e taşıyan İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk TÜRKOĞLU, “Tezgâhlar sustu, fabrikalar kepenk indiriyor, Türkiye üretimden kopuyor!” uyarısında bulundu.
Türkoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yaptığı konuşmada tekstil sektöründeki büyük krize dikkat çekerek, TBMM’ye kapsamlı bir araştırma sundu ve “Tekstil Araştırma Komisyonu” kurulması önerisinde bulundu.
Türkoğlu, her şeyin farkında olan ve ‘konuşan’ ender milletvekillerinden... CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nu da listeye eklemek gerekir. Sarıbal, tarım ve hayvancılık başta olmak üzere ülkede sıkıntı yaratan hemen her konuda anlamlı açıklamalar yapan bir vekil olarak radarımızda.
***
Türkoğlu, “Cumhuriyetimizin en köklü üretim alanlarından biri olan tekstil sektörü bugün ekonomik iflasın eşiğinde” sözleriyle hedefe iktidarı koydu.
Son yıllarda tekstil sektöründe yaşanan dramatik tabloyu rakamlarla ortaya koyan Türkoğlu’nun, Türk halkının geleceği ile ilgili kaygı taşıdığına eminim...
Türkoğlu’nun, “Sadece son üç ayda 35.000’den fazla, son altı ayda 65.000’i aşkın emekçi işini kaybetti. 2015–2025 yıllları arasında sektörde toplam 700.000 kişi işsiz kaldı. 700 bin iş demek, 700 bin hane demektir. 700 bin sofrada eksilen ekmek demektir” sözlerine katılmamak mümkün değil...
Başarısız ekonomi politikaları başka türlü anlatılamazdı... Çünkü yaşanan süreç, ‘çay-simit’ hesabını çoktaaan geçti...
***
İktidarın “Ekonomide rekor kırıyoruz” söylemine atıfta bulunan Türkoğlu, “Bu yılın ilk 6 ayında 300 firma konkordato ilan etti. 2025’in ilk 8 ayında konkordato başvurusu 994’e ulaştı. Üretim çarkları birer birer duruyor. Bankalar kendini kurtarıyor ama küçük işletmeler, fason atölyeler, işçiler batıyor!” diye konuştu.
Karbel Tekstil örneğini hatırlatan Türkoğlu, yarım asırlık bir dev olan Karbel Tekstil’in, 101 markaya üretim yaptığını, bin kişinin üzerinde çalışanı olduğunu, üretiminin yüzde 93’ünü AB ve ABD’ye ihraç ettiğini, ancak önce konkordato ilan ettiğini ve sonunda iflasa sürüklendiğini söyledi.
Gerçekten üzücü ve ders alınması gereken bir dönemden geçiyoruz.
Türkoğlu ihracatçıyı iktidarın yanlış döviz politikasının iflasa götürdüğünü belirterek, “TÜİK enflasyonu yüzde 65 açıklarken, dolar sadece yüzde 17 arttı. Arada yüzde 48 fark var! Girdi maliyetleri katlandı, ihracatçının kazancı eridi. Döviz halk için yüksek, sanayici için yok hükmünde! Böyle bir çelişkiyi ancak bu beceriksiz ekonomi yönetimi yaratabilir!” ifadelerini kullandı.
Girdi maliyetlerini karşılayamayan sektör bileşenleri, ihracattan da para kazanamaz hale gelince doğal olarak fabrikalarının kapısına kilit vuruyor... Oysa serbest piyasa kurallarına göre oynanması, dövizin baskılanmaması gerekiyor. Asıl sorun; Sıcak paraya ‘kur garantisi’ verilmesi. Yabancı, getirdiği parayı TL’ye çevirerek 3-6 ay faizde tuttuktan sonra artmayan değeri üzerinden dolar alarak ülkeden çıkıyor.
ÜRETİM YURT DIŞINA KAYIYOR
Türkoğlu, Türk tekstil devlerinin üretimlerini yurt dışına taşımak zorunda kaldığını belirterek şu görüşlere yer verdi: “Yeşim Tekstil, LC Waikiki, Kolin’s, Küçükçalık gibi markalar üretimlerini Mısır’a, Laos’a, Sri Lanka’ya kaydırıyor. En son Kolin’s, Mısır’a taşındı ve bir anda 1.500 işçi işsiz kaldı. Bu ne demek biliyor musunuz? Ülkenin emeği, üretimi, sanayisi başka ülkelere göç ediyor! Siz ‘yerli ve milli’ nutukları atarken, sanayi sessizce ülkeyi terk ediyor!”
VİŞNE CADDESİ
Türkoğlu’nun verdiği bilgiye göre; Bebe konfeksiyonu alanında Dünya’da 1 numara olan Vişne Caddesi’ndeki 10 bin işletmeden 5 bini kapandı. Türk esnaf vergi, SGK ve enerji yükü altında ezilirken; kayıtsız çalışan yabancı esnaf bölgenin hakimi oldu... Anlayan anladı...