Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı sayın Mustafa Şentop'un bir televizyon kanalındaki "Cumhurbaşkanı isterse Montreux’den de (Montrö) çıkarız" mealindeki açıklaması, duyarlı insanlarımızı şoke etti.

Sosyal medyada gündem yaratan, muhalefet partilerini ayağa kaldıran ve tepkileri göğüsleyen sayın Şentop, dün, şu açıklamayı yapmak zorunda kaldı; “Montrö’yü tartışmaya açmadım. Hak ve hukukumuzu antlaşmalar korumaz; antlaşmaları hak ve hukukumuzu koruma kudretimiz ve kararlığımız var eder. Başta Montrö olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu ve elde etmiş olduğumuz mevzilerle ilgili hiçbir tartışma yoktur, o konuşmada da böyle bir şey yoktur, benim hukuki boyutta anlatmam söz konusudur. Türkiye'de siyaset yapan bazı insanların bir kişiyi eleştirirken en azından ne dediğine bakması gerekir diye düşünüyorum…"

Hepimiz “Bir insanın istemesiyle, uluslararası bir antlaşma feshedilebilir mi?” sorusuna yanıt arıyoruz…

Üstelik ülke tapusunun anahtarı konumunda olan bir anlaşmadan söz ediyoruz. Lozan'da elde edilmiş haklar, Montrö ile teminat altına alınmışken insanın ağzından çıkan sözlere dikkat etmesi gerekir… Var olan sorunlara lütfen yenilerini eklemeyelim…

DENİZLERİMİZİ KORUYALIM

Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında sorunlar giderek artarken; Üçüncü taraf Karadeniz'de var olan güven ortamını bozmanın kime ne yararı var… ABD gemilerinin cirit atamadığı tek denizdir Karadeniz…

Montrö anlaşması ile komşumuz Rusya, Romanya, Bulgaristan, Ukrayna ve Kırım’ın kıyıları da güvencededir… Ticaret yapmak, turizm ve özel alanlarda işbirliği oldukça kolaydır. Bölgesel bir anlaşma için günlerce konuşmak bile gerekmez…

Lafı çok dolaştırmadan ifade edelim:

Kanal İstanbul, Montrö'yü delme projesidir!

Antlaşmaya göre 21 günden fazla Karadeniz'de kalamayan ABD ve İngiltere gemileri, ‘Kanal İstanbul'u kullanarak Montrö engelini kolayca aşmış olurlar. İstediklerinde girerler, istedikleri kadar kalırlar ve istediklerinde çıkarlar…

EKÜMENİK BİR DEVLET HAYALİ

Kanal İstanbul ile oluşacak adada yeni bir devlet düşüncesi de olabilir… Yepyeni bir devlet… Fener Rum Patrikhanesine onursal önderlik yapmasını beraberinde getirecek Ekümenik bir devlet…

İstanbul’u finans merkezi yapmak için harcanan çabanın farkında olmalısınız… Merkez Bankası’na devasa bir bina yapıldı… Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) İstanbul'a şube açtı. Türkiye’deki ilk cep telefonu üretimi başladı… Türkiye geleceğin merkez ülkelerinden biri haline getiriliyor…

İstanbul’da yaşayan Türklerin bu kurum ve kuruluşlardaki rolleri ne olabilir, kim, nereye, ne kadar etki edebilir…?

Montrö'den önceki gibi İngiltere güdümünde bir komisyon mu planlanıyor acaba…? Kanal İstanbul’un etrafındaki arazileri arsaya çevirme girişimlerinin altında yatan gerçek ne olabilir…? ‘Katar’ görünümlü İngiltere devrede mi yoksa…?

Uyumaya alıştırılmış bir halk, uyanık ve plan yapan diğer halkların kurnazlıklarıyla başa çıkamaz. Dirayetli bir grup insanın sesi de bu ortamda ya duyulur ya da ses kaybolur…

Boğazları geçilmez kılmanın bir bedeli var.

Biz ödedik, sıra onlarda…

XXX

ÜNİVERSİTE MEZUNLARI ÇOK ZORDA!

Adana Büyükşehir Belediyesi, operatör şoför, ağır vasıta şoförü, büro elemanı ve park bahçelerde görevlendirmek için 200 eleman alımı için ilan verdi. Kısa bir sürede 52 bin kişinin başvurduğu ortaya çıktı…

Başvuranların 45 bini üniversite mezunu…

Gençlerimizin içinde bulunduğu durumu anlayın lütfen…

Düşünün… Yoksa çok geç olacak…