Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hem ‘Ekümenik’ hem diplomatik

Yazının Giriş Tarihi: 05.07.2024 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.07.2024 17:19

İsviçre’de 15-16 Haziran 2024 tarihleri arasında düzenlenen ve Dışişleri Bakanlığı düzeyinde olan ‘Ukrayna Konferansı’na Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’ninekümeniksıfatıyla katılması hatta Fener Rum Patriği’nin bu sıfatla bir de konuşma gerçekleştirmesi uluslararası düzeyde epeyce ses getirdi.

Türkiye, söz konusu konferansta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından temsil edildi.

Bu konuya tekrar döneceğim ancak tarihi kaynaklara bakarak biraz daha irdelemek gerektiğine inanıyorum.

1-DİNLER TARİHİ

Ekümenik bir sıfattır. Ekümenik kelimesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlık döneminde söylemiş olduğu “Ekümeniklik, Ortodoksların bir iç meselesidir” sözü ile gündeme geldi.

Ekümeniklik, günümüzde daha çok dini bir birliği ya da dinlerarası işbirliğini sağlama amacını güden girişimlerin tamamı için kullanılıyor.

Ekümenik kavramı;

A-Ortodoks, Protestan ve Katolik kiliselerin tek bir kilise haline gelmesini önceler.

B-Çağdaş Yunancada evrensel anlamına gelir.

C-Ekümenik, Hristiyan dininin ve uygarlığının ekonomik olduğu coğrafi alan demektir.

2-EKÜMENİKLİĞİN OLUŞUMU

MS. 313 yılından önce başlayan baskılar neticesinde Roma İmparatorluğu’nun dört bir yanına yayılan Hristiyanlık, her bölgede farklı yorumlan, her cemaat farklı İncillere sahip oldu. Sayıları 400’ün üzerinde olan bu İnciller, bir manada 400 civarında farklı teolojik düşünceye sahip Hristiyan cemaatlerinin ve kiliselerin varlığına işaret eder. Hristiyanlığın yayıldığı alanın genişlemesiyle öğretide birliği korumak ve idari bölgeleri tayin etmek amacıyla yedi “Ekümenik Konsil” toplanmıştır. Ortodoks Kilisesi ilk yedi Konsili kabul etmiştir. Bu Konsiller şunlardır;

1.Konsil 325, İznik,

2.Konsil 381, İstanbul,

3.Konsil 431, Efes.

4.Konsil 451, Kadıköy,

5.Konsil 553, İstanbul,

6.Konsil 680–81, İstanbul,

7.Konsil 787, İznik.

Bu arada İZNİK için parantez açmak zorundayım. Hz İsa olarak kilise duvarlarında ve ikonalarda yer alan resim, İznik’te çizilmiş ve kabul edilmiştir. Bu nedenle Hristiyanlar için İznik, çok önemli bir merkezdir. Ziyaret edenler ‘yarı hacı’ olduklarına inanırlar.

EKÜMENİKLİK VE TÜRKİYE

Bugün itibariyle, Fener Rum Patriği Bartholomeos'un dış ilişkilerinde "Yeni Roma'nın ve İstanbul'un Başpiskoposu ve Evrensel Patriği" unvanını kullanması -Lozan Antlaşmasıyla hukuki ve siyasi konumu kaldırılan bu unvanı tanımayan- Türkiye Cumhuriyeti'yle sürtüşmelere yol açmaktadır. Türkiye’de ekümenik kavramı Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin (Fener Rum Patrikhanesi) muhtar ve eşit Ortodoks kiliseleri arasında onursal önceliğini anlatmak için kullanılır. Ortodoks Rum Patrikhanesi ekümenik unvanı ile Ortodoks kiliselerinin birliğini gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Fener Rum Patriğinin Atina Başpiskoposu veya Moskova Ortodoks Patriği üzerinde bir yetkisi yoktur. Ancak onların kabul ettikleri kapsamda bir birleşmeyi gerçekleştirebilir.

4-ATATÜRK "HIYANET OCAĞI" DEMİŞTİ

Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi, Osmanlı Devleti içerisinde "ekümenik" bir statüye sahipti ve tüm dünya Ortodokslarının liderliğini üstlenen evrensel bir kurum olarak kabul edilirdi. Patrikhane, Osmanlı Devleti'nin son 60 yılında, 1861-1865 Nizamnâmesi'ne göre idare edildi. Sultan Abdülaziz tarafından onaylanan bu nizamnâmeye göre Patrikhane, Patriğin yönetiminde sivil işler için dört metropolit ve sekiz kişiden oluşan St. Synode Meclisi tarafından yönetildi.

Ancak, Patrik ve Patrikhane görevlilerinin 1453 yılından Lozan Anlaşması’nın imzalanmasına kadar geçen süre zarfında yürüttüğü zararlı faaliyetler, devleti parçalama, Türk unsurunu yok etme ve dinsel bir hakimiyet kurma çabaları nedeniyle Patrikhane’nin statüsü değiştirilmiş ve Patrikhane siyasi faaliyetlerden uzak tutulmuştur.

Lozan görüşmeleri devam ederken, Türk heyeti Patrikhane’nin yurt dışına çıkarılmasını istedi. 20 Ocak 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk, Patrikhane hakkında “Bir fesat ve hıyanet ocağı olan ve memleketimize nifak tohumları eken, uyuşmazlıklar yaratan, Hıristiyan hemşehrilerimizin huzur ve refahı için de uğursuzluğa ve felakete sebep olan Rum Patrikhanesini artık topraklarımız üzerinde bırakamayız. Bu tehlikeli teşkilatı memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebep gösterilebilir?” demişti.

Özetle, yüzyıllar boyunca devam eden dini tartışma, yerini diplomatik ve coğrafi girişimlere bırakmış durumda.

DİKKAT ve BİLGİ gerekir!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.