40 yıl önce başlayan bir serüven bu. Yahudilikten aşağıya doğru heyecanla yürür; önce ilkokul olarak planlanan, zaman içinde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi olarak kullanılan, şimdilerde ise Osmangazi Kaymakamlığı olarak halkın hizmetinde olan tarihi binanın önünde arkadaşlarla buluşur; Bursaspor’un Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor veya diğer futbol takımlarıyla yapacağı karşılaşma için Reşat Oyal Parkı’nın (Kültürpark) hemen yanıbaşındaki ASGD’nin lokaline giderdik. (Lokal binası Alinur Aktaş zamanında apar topar yıkıldı ve Millet Bahçesi’nin altında kaldı!)
BASIN KARTLARI
Maçı yayınlamak üzere Ankara ve İstanbul’dan gelen canlı yayın araçları lokalin hemen ön tarafında park ederler, tanınmış spor yazarları lokalde olurlardı. Biz de karnımızı doyurur, maç saatine 25 dakika kala sadece sarı basın kartlarını göstererek stada girerdik. Yeri gelmişken söyleyeyim; eski kartlarımızla hiç bir yere adımızı vermeden, deklare olmadan milli maçlara bile girebiliyorduk. Ben İstanbul’da olduğum bir gün İnönü Stadyumuna gittim ve Beşiktaş’ın yabancı bir takımla yaptığı futbol maçına bile girdim. SARI BASIN KARTI önüne gelene verilmeyen, sektöre emeği geçmiş, ‘çalıya basmadan halıya basmayan’ gazetecilerin cebindeydi. 1 aylık kurslarda gazeteci olanlarla, hiç bir yerde dikiş tutturamayanlara verilmeye başlandığından bu yana kartın ağırlığı kalmadı. Hatırlatayım; Kart sahipleri bir zamanlar telefon faturalarını ve THY biletlerini yüzde 50 indirimli ödüyor, toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanıyorlardı. Kartı göstermek yetiyordu.
‘Sürekli basın kartlarımızın’ her 3 yılda bir yenilenmesi bile konu edilmiyor artık. Oysa yaşı oldukça geçkin olan gazeteci ağabeylerimiz internetten başvuru yaparken ‘yanlış tuşa basma sendromu’ yaşıyor. ‘1 kilobyte’lık fotoğraf da olmaz ki diyenler çoğunlukta.
ŞAMPİYON TAKIM
Konumuza dönelim.
Teksas Grubu başta olmak üzere diğer derneklerin şovlarını, konfeti yağmurunu, maç boyunca devam eden tezahüratı ve inanılmaz ambiyansı yaşayanlar bugünlerde oldukça üzgün; Çünkü takım artık 3’üncü ligde!
Efsane başkan, rahmetli İbrahim Yazıcı dönemi olan 2009-2010 sezonunda ‘Süper Lig Şampiyonu’ olarak tarihe geçen Bursaspor’un içine düştüğü kaos herkesi sarsıyor.
16 Mayıs 2010’da kazanılan şampiyonluktan sonra takıma sahip çıktığını söyleyenler ortada görünmez oldular.
61 yıllık çınar, 14 yıl içinde 3’üncü Lig’e düştü.
İnsanın canı yanıyor.
Bursaspor’un göğüs reklamında ‘şampiyon’ yazarken; onlarca oyuncu takıma girebilmek için araya hatırlı kişiler koyar, teknik direktörlük inanılmaz bir prestij sağlardı. Yabancı oyuncuları belirlerken ‘şampiyon takım’ dediğimizde verilecek astronomik rakamlar düşerdi.
Maalesef olanlar oldu ve takım artık en altta!
‘Bursa, takıma küstü mü?’ sorusunun cevabı; Kocaman bir HAYIR!
Hem saha sonuçları hem de finansal çöküş Bursaspor’un kaçınılmaz sonunu getirdi.
TAHTA AÇILAMADI!
Herkesin suçu var ortaya çıkan bu tabloda…
Kulübü atlama tahtası olarak görenler, kulüpten beslenenler, tarlalarını imara açmak isteyenler, futbolcu üzerinden kara para aklayanlar, akaryakıt istasyonlarına giden kısa yolu bulanlar, kulübün arsasına katakulli yapanlar’ diye özetleyebiliriz onları.
İnanın birçoğunun umurunda değil Bursaspor…
BOZBEY DEVREDE
Mustafa Bozbey’in Büyükşehir Belediye Başkanlığı’naseçilmesiBursaspor için şu an olabilecek en güzel gelişme…
Mazbata töreninde bile Bursaspor temalı mesaj verdi Türkiye’ye.
1461 Trabzon maçında da takımı yalnız bırakmadı.
Taraftar, Bozbey’le fotoğraf çektirmek için birbiriyle yarıştı… Özçekim yapıldı.
Geçen gün, içinde Cüneyt Dizdar’ın da bulunduğu çeşitli işadamlarıyla görüşmeye başlamış Bozbey. Yasalar çerçevesinde kulübe sıcak para girişinin sağlanması ve devam ettirilmesi gerekiyor.
Mesela yeni akaryakıt istasyonu ya da elektrikli araçlar için park yeri ve kafeterya arazilerinin tahsisi ile otopark, su faturaları ya da ulaşımdan alınacak küçük rakamlar işe yarayabilir.
Zincir marketlere ‘bağış kutuları’ konulabilir. Camilerde toplanan paralar Bursaspor’a verilebilir. İş insanlarının yaratacağı bir fon üzerinde gelişmeler yaşanabilir.
Bir süre herkes elini taşın altına koymalı. Aksi halde en değerli markanızı, adınızı, gurur abidenizi kaybedersiniz.
‘Kaliteşehri Bursa’, birlik ve beraberliğini göstersin!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Can TOPAKTAŞ
Bursaspor 4 yıl sonra Beşiktaş’ı da ağırlar!
40 yıl önce başlayan bir serüven bu. Yahudilikten aşağıya doğru heyecanla yürür; önce ilkokul olarak planlanan, zaman içinde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi olarak kullanılan, şimdilerde ise Osmangazi Kaymakamlığı olarak halkın hizmetinde olan tarihi binanın önünde arkadaşlarla buluşur; Bursaspor’un Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor veya diğer futbol takımlarıyla yapacağı karşılaşma için Reşat Oyal Parkı’nın (Kültürpark) hemen yanıbaşındaki ASGD’nin lokaline giderdik. (Lokal binası Alinur Aktaş zamanında apar topar yıkıldı ve Millet Bahçesi’nin altında kaldı!)
BASIN KARTLARI
Maçı yayınlamak üzere Ankara ve İstanbul’dan gelen canlı yayın araçları lokalin hemen ön tarafında park ederler, tanınmış spor yazarları lokalde olurlardı. Biz de karnımızı doyurur, maç saatine 25 dakika kala sadece sarı basın kartlarını göstererek stada girerdik. Yeri gelmişken söyleyeyim; eski kartlarımızla hiç bir yere adımızı vermeden, deklare olmadan milli maçlara bile girebiliyorduk. Ben İstanbul’da olduğum bir gün İnönü Stadyumuna gittim ve Beşiktaş’ın yabancı bir takımla yaptığı futbol maçına bile girdim. SARI BASIN KARTI önüne gelene verilmeyen, sektöre emeği geçmiş, ‘çalıya basmadan halıya basmayan’ gazetecilerin cebindeydi. 1 aylık kurslarda gazeteci olanlarla, hiç bir yerde dikiş tutturamayanlara verilmeye başlandığından bu yana kartın ağırlığı kalmadı. Hatırlatayım; Kart sahipleri bir zamanlar telefon faturalarını ve THY biletlerini yüzde 50 indirimli ödüyor, toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanıyorlardı. Kartı göstermek yetiyordu.
‘Sürekli basın kartlarımızın’ her 3 yılda bir yenilenmesi bile konu edilmiyor artık. Oysa yaşı oldukça geçkin olan gazeteci ağabeylerimiz internetten başvuru yaparken ‘yanlış tuşa basma sendromu’ yaşıyor. ‘1 kilobyte’lık fotoğraf da olmaz ki diyenler çoğunlukta.
ŞAMPİYON TAKIM
Konumuza dönelim.
Teksas Grubu başta olmak üzere diğer derneklerin şovlarını, konfeti yağmurunu, maç boyunca devam eden tezahüratı ve inanılmaz ambiyansı yaşayanlar bugünlerde oldukça üzgün; Çünkü takım artık 3’üncü ligde!
Efsane başkan, rahmetli İbrahim Yazıcı dönemi olan 2009-2010 sezonunda ‘Süper Lig Şampiyonu’ olarak tarihe geçen Bursaspor’un içine düştüğü kaos herkesi sarsıyor.
16 Mayıs 2010’da kazanılan şampiyonluktan sonra takıma sahip çıktığını söyleyenler ortada görünmez oldular.
61 yıllık çınar, 14 yıl içinde 3’üncü Lig’e düştü.
İnsanın canı yanıyor.
Bursaspor’un göğüs reklamında ‘şampiyon’ yazarken; onlarca oyuncu takıma girebilmek için araya hatırlı kişiler koyar, teknik direktörlük inanılmaz bir prestij sağlardı. Yabancı oyuncuları belirlerken ‘şampiyon takım’ dediğimizde verilecek astronomik rakamlar düşerdi.
Maalesef olanlar oldu ve takım artık en altta!
‘Bursa, takıma küstü mü?’ sorusunun cevabı; Kocaman bir HAYIR!
Hem saha sonuçları hem de finansal çöküş Bursaspor’un kaçınılmaz sonunu getirdi.
TAHTA AÇILAMADI!
Herkesin suçu var ortaya çıkan bu tabloda…
Kulübü atlama tahtası olarak görenler, kulüpten beslenenler, tarlalarını imara açmak isteyenler, futbolcu üzerinden kara para aklayanlar, akaryakıt istasyonlarına giden kısa yolu bulanlar, kulübün arsasına katakulli yapanlar’ diye özetleyebiliriz onları.
İnanın birçoğunun umurunda değil Bursaspor…
BOZBEY DEVREDE
Mustafa Bozbey’in Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilmesi Bursaspor için şu an olabilecek en güzel gelişme…
Mazbata töreninde bile Bursaspor temalı mesaj verdi Türkiye’ye.
1461 Trabzon maçında da takımı yalnız bırakmadı.
Taraftar, Bozbey’le fotoğraf çektirmek için birbiriyle yarıştı… Özçekim yapıldı.
Geçen gün, içinde Cüneyt Dizdar’ın da bulunduğu çeşitli işadamlarıyla görüşmeye başlamış Bozbey. Yasalar çerçevesinde kulübe sıcak para girişinin sağlanması ve devam ettirilmesi gerekiyor.
Mesela yeni akaryakıt istasyonu ya da elektrikli araçlar için park yeri ve kafeterya arazilerinin tahsisi ile otopark, su faturaları ya da ulaşımdan alınacak küçük rakamlar işe yarayabilir.
Zincir marketlere ‘bağış kutuları’ konulabilir. Camilerde toplanan paralar Bursaspor’a verilebilir. İş insanlarının yaratacağı bir fon üzerinde gelişmeler yaşanabilir.
Bir süre herkes elini taşın altına koymalı. Aksi halde en değerli markanızı, adınızı, gurur abidenizi kaybedersiniz.
‘Kaliteşehri Bursa’, birlik ve beraberliğini göstersin!