Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Şimdi değilse ne zaman

Yazının Giriş Tarihi: 13.01.2023 11:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.01.2023 11:01

Değerli Okuyucularım,

Bütün dünyada pandemiyle birlikte farklı bir ekonomik düzen oluştu. Ekonomileri güçlü olanlarda dahil olmak üzere hemen hemen bütün ülkeler pandemiden etkilendiler.

Sarsılan güçlü ekonomiler yine de sosyal yardım güçleriyle vatandaşlarına büyük avantajlar sağladılar. Kırılgan ekonomiye sahip olan ülkelerde ellerinden geldiğince, olduğu kadar, vatandaşlarına sosyal yardımlarla destek olmaya çalıştılar.

Pandemi bütün dünyaya adeta bir “ZORUNLU TASARRUF” dersi vermiş oldu. Dersi alan oldu mu, olmadı mı önümüzdeki pandemi dönemlerinde ömrümüz yeterse hepimiz göreceğiz.

Ülkemizde pandemi fırtınasından payına düşeni aldı.

Son zamanlarda dünyada yaşanan enerji ve gıda krizleriyle birlikte, bütün sektörlerde kontrol edilemeyen maliyet artışları, geriden gelen maliyet artışlarının hali hazırda üretilen mal ve hizmet fiyatlarına yansıtılamaması, karların geçmiş yıllara göre çok çok azalması piyasaların bütün dengelerini bozdu.

Gelir adaletsizlikleri, yolsuzluklar, haksızlıklar ve sair konularla ilgili herhangi bir şey yazmayacağım. O konular ayrıca yazılması gerekecek olan ve hatta tez konusu yapılabilecek konular olduğu için; benim vaktim de sayfam da bu konuları yazmama yeterli olmayacaktır.

Pandemi sonrası yönetimi zorlaşan ülke ekonomileri, ülke yöneticisi olan bütün siyasileri ve siyasi partileri zorlamaktadır.

Araba giderken arabayı tamir etmenin mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla arızanın durumuna göre hız azaltmak, vites küçültmek, hararet yükseldiğinde bir kenara çekip aracı dinlendirmek gibi tedbirlerle yola devam edilmek zorunluluğu olduğunu da biliyoruz.

İşte bu zorunluluk sebebiyle bozuk arabaya dönen ülke ekonomimize de dönem dönemhayat öpücüğü verecek hamleler yapılma zorunluluğu aşikardır ve yapılmaktadır da zaten…

Memnuniyetlikle, memnuniyetsizlikle ilgili konulara girmeden yapılanları ve yapılması gerekenleri vatandaş talepleriyle destekleyerek kişisel düşüncelerimle birlikte yazmak isterim.

2022 yılını bitirdik ve 2023 yılına başladık. Vatanımız ve milletimiz için güzel ve verimli bir yıl olmasını temenni ediyorum, ediyoruz.

2022 yılından 2023 yılına geçerken biliyorsunuz ki; asgari ücret rakamı açıklandı.Resmi Gazete 'de yayımlanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun verdiği 2023 yılı asgari ücret kararı ile birlikte 2023 asgari ücret tutarı, brüt 10 bin 8 lira, net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak yürürlüğe girdi.

Hemen ardından memur ve emekli maaş zamlarının belirlenmesi konusu gündeme geldi. Yüzde 25 olarak belirlenen zam oranı, revize edilerek yüzde 30 olarak kabul edilmiş oldu. Bu arada en düşük emekli maaşı da üç bin beş yüz liradan beş bin beş yüz liraya yükseltildi.

Alt gelir grubuna yapılmış olan iyileştirmeler; çalışma hayatında daha fazla emek vermiş, daha fazla prim ödemiş olan insanlarımızın gönüllerinde yaralar açmaktadır. Bu konunun ülkeyi yöneten insanlar tarafından dikkate alınmasında fayda olacağı düşüncesindeyim.

Evet; işçiler, memurlar ve emekliler iyi veya kötü alacaklarını almış oldular.

Alacağı olan kim kaldı? Belki de alacağı olan kalmamıştır.

“Peki, başka ne kalmış olabilir ki?” diye soralım ve ardından hemen kendi sorumuza kendimiz cevap verelim. Tabi ki “borcu olanlar” kalmıştır. Bu bir gerçek…

Evet; öyle veya böyle bir şekilde devlete borcu olan başta iş insanlarımız, şirketlerimiz olmak üzere benim üzerinde hassasiyetle durmuş olduğum esnafımız boynu bükük kalmıştır. Ülkemizin ekonomi alanında oyuncu olan büyük şirketlerine tabi ki minnettarız; nitekim bunun yanında ülke ekonomimizin en değerli oyuncularının ve bizim asıl minnettar olmamız gereken grubun da esnafımız olduğunu düşünüyorum. Bu hakkın esnaf kardeşlerimize özellikle ülkeyi yöneten en üst merci tarafından teslim edilmesi gerektiğini de düşünüyorum.

İş dünyası “VERGİ ve SSK AFFI” talep ediyor. Ben iş dünyasının, bu taleplerinde haklı olduklarını düşünüyorum ki; pandemi dönemindeki arka arkaya gelen fırtınalarda gemilerini, takalarını, sandallarını batırmamayı başarabildi iş insanlarımız, şirketlerimiz ve esnafımız. Tabi ki bu arada gemiler, takalar, sandallar su aldı. Suyu boşaltıp büyüklüğüne küçüklüğüne bakmadan her kaptanın yoluna devam edebilmesine olanak sağlanmalı bence…

17 Mayıs 1924 yılında çıkarılmış olan Umumi Af Kanunu ülkemizdeki ilk vergi affı olma özelliğini taşır.9 Haziran 2021 tarihli Resmi Gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe giren 7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile bu güne kadar 35 tane vergi affının çıktığı görülmektedir. Demek ki 36. Vergi affına ihtiyaç vardır.

Daha önceki örneklerinde olduğu gibi yeni çıkması istenen vergi affında vatandaşın devlete olan vergi, sosyal güvenlik primi, trafik cezası gibi borçlarının taksitlendirilmesi, cezaların bir kısmının kaldırılması talepleri yanında iş insanlarının matrah artırımı taleplerinin olduğu da yadsınamaz bir gerçektir.

Vergi affı, ödeme kolaylığı olarak adlandırıldığı gibi vergi barışı olarak da adlandırılan bu sürecin, gerçekten “BARIŞ” ifadesini öne çıkartarak devlet ve vatandaş arasına girmiş olan hemen hemen bütün anlaşmazlıklara ilaç olması gerektiği düşüncesindeyim.

Bu sıkışık dönemde olması mümkün değil ama benim kendi idealimde bir bilanço affı var. Mali Müşavirlik mesleğim gereği Türkiye’de yaşanan süreçleri çok iyi biliyorum. Türkiye’deki büyük çoğunluk şirketlerle birlikte bilançoya tabi defter tutan işletmelerin yorgunluğu bilançolarından anlaşılmaktadır. Bu bilançolar Maliye Bakanlığı’na yıllık olarak bildirilmektedir.

Dijitalleşen dünyada bu tür verileri kontrol etmek oldukça kolaylaşmıştır. Dolayısıyla Maliye Bakanlığı’mız konuyla ilgili bir çalışma yaparak genel olarak bilançoların doğruları yansıtıp yansıtmadığını kolaylıkla tespit edebilir. Bu tespitin yapılmasından ziyade bilançoların bugünkü reel durumlara taşınmasında bir ölçülendirme yaparak Yeminli Mali Müşavir veya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin desteğiyle bir yenileme sürecine girmesi mantıklı olacaktır. Süreç bilançoları gerçek değerlerine taşıyacak ve psikolojik bile olsa sonuçlarıyla ekonomimizin ve finansman sistemimizin güçlenmesine vesile olacaktır.

Sözün kısası makbuldür derler; yılın ilk günleri geleceği planlama açısından VERGİ AFFI, ÖDEME KOLAYLIĞI, VERGİ BARIŞI için en uygun zamandır ki; şimdi değilse ne zaman...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.