Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yasak hemşehrim yasak!

Yazının Giriş Tarihi: 01.05.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.05.2021 00:00

Dünyayı sarsan bizim de insanlık tarihinin başına bela olan en büyük salgın hastalıklarından birisi olan Covid-19 Koronavirüsten korunma adına alınan kısıtlama kararları bakalım ne kadar etkili olacak?

Bu konuda kısıtlama öncesi ve sonrasındaki genel durum ve ahvale bakarak belki bir netice çıkarmak mümkün. İsteğimiz, bu beladan bir an önce kurtulup sağlıklı, mutlu öve huzurlu günleri gönül rahatlığı içinde, koronanın bulaşma riski olmadan yaşayabilmek.

Aman dikkat diyoruz.

Dikkat, çünkü, koronanın nereden ve nasıl geleceği pek bir belli olmuyor.

Bugün 1 Mayıs. Emek ve Dayanışma Bayramı. Eski deyimle işçi bayramı. Çalışan ve emeği ile, alın teri ile kazanan bütün insanların bu bayramı kutlu olsun.

Yaşasın 1 Mayıs İşçi Bayramı.

Bu bayramı da evlerde, kısıtlama altında ve gerekli kutlamaları yapamadan geçiriyoruz. Eski tarihlerde 1 Mayıs yasadışı örgütlerin eylem günü olarak hatırlanıyor. Bugün ise Devletimizin resmi ve milli bayramı. Evlerde kısıtlama altında değil de insanların meydanlarda ve gerçek işçi, emekçi insanların, toplumla el ele kutladığı bayram sevincini en kısa zamanda yaşamak yine en büyük idealimiz.

Ama, bugünkü duruma baktığımızda, insanlara söylenen sözler gayet açık; yasak, hemşehrim yasak! Önceki akşam saat 19.00 itibariyle 17 günlük kısıtlama uygulaması başladı. Bu karar nedeniyle evlerde kalıyoruz. “Evde kal Türkiye” sloganıyla, hastalıklardan kurtulmanın çaresi olarak bizlerde üzerimize düşen görevleri ifa ediyoruz.

Ama, evde kalmak istemeyip, yollara düşenler, tatil beldelerini kendilerine mesken tutanlarla ilgili de galiba bir yaptırım uygulaması gerekiyor. Çünkü, vatandaşlarımız bu durumu bazen haksızlık bazen ise fırsatçılık olarak yorumlayabiliyorlar. Şehir merkezinde oturanların evlerinden dışarı çıkmaması gerekirken, tatil beldelerine gidenlerinde acaba evlerinde kapalı tutulup tutulmayacağı merak ediliyor.

Yine tartışılan bir başka konu, apartman ve site bahçelerinin açık alan olarak tanınıp, buralara da çıkma yasağı uygulanıp uygulanmayacağı. İçişleri bu konuda apartman ve site bahçelerini açık alan olarak nitelendiriyor. Bu uygulamaya göre, sokaklarda, caddelerde, halkın toplu bulunduğu alanlarda virüsün bulaşma riski olduğu gibi apartman ve site bahçelerinde de aynı virüsün bulaşma riski var.

Söylenen şu; yasak hemşehrim yasak!

Bakalım, uygulaması nasıl olacak?

Bir başka konu, yasakları ve kısıtlamaları en fazla delen insanların söylemleri, ekmek almaya gitmek.

İnsanların yasakları istismar edebilme adına söyledikleri en büyük söz. Herkes söz birliği etmişçesine, bebek arabasına koyduğu çocuğu, yanındaki eşi ve elindeki poşetiyle ekmek almaya gidiyorlar. Gidişat ise ekmek almak bahane, cadde ve sokaklarda tur atabilmek şahane.

Peki ya virüs tehdidi ne olacak?

Hadi, diyelim ki sizler kendi sağlığınızı düşünmüyorsunuz, sokağa çıkıp geziyorsunuz. Üzerine bulaşan ve sizde etki etmeyen virüs, aile yakınınıza bulaştığında ve etki ettiğinde hiç mi hiç sorumluluk hissetmeyeceksiniz?

Sıkıntı işte burada.

Bana bir şey olmaz diyenler, hastalığa yakalanıp, yatak döşek yattıklarında anlıyorlar işin ciddiyetini..

Bahar geldi, havalar açtı, doğa kendisini yenilemeye başladı. Çiçekler yeşeriyor. İnsanlarımız ise evlerinde kapalı kalmaktan sıkıntı içinde yaşamak zorundalar.

Her işin başı sağlık ve sabır.

Sağlık olmadan yaşamanın anlamı yok. Sabır etmeden de insanlar istediklerine pek kavuşamıyorlar. Karnı acıkan insanlar bile, yemek yiyebilme için, hazırlanan yemeğin pişmesini veya hazır yemek istiyorlarsa, servisin yapılmasını beklemek zorunda. Bu da sabır etme anlamına geliyor. Atalarımızın dediği gibi “sabır eden derviş, medresede çorbayı içermiş!”

Gelelim işin denetim aşamasına. Ana yollarda polis ve jandarma görevlileri belli noktaları tutmuşlar. Gelen geçeni kontrol ediyorlar. Bu kontroller sırasında ilginç diyalogların yaşanmasının yanı sıra, bile bile kendilerini ele verenleri de izliyoruz.

Mesela, Bursa’da ekmek almak için çıktıklarını iddia edenlerin üzerinde uyuşturucu madde bulunmuş. Mesela, aranan bir kişi, arabasıyla huzur turu atarken yakalanmış. Mesela bazı kişiler çalıştıkları işyeri ve ikamet adreslerinin tam tersi noktada görülmüş.

Bu ve buna benzer örneklerimiz çok.

İnsanlar, yasak veya kısıtlama altında kalma yerine özgür yaşamak istiyorlar. Ama, bugünkü durum, ortam ve hayat şartları buna uygun değil. Etrafımızda, belki de yakınımızda, belki de bizim üzerimizde bile bu illetin koronavirüsü olabilir. Bu durumu göz ardı etmeden, dikkatli ve sabır içinde beklememiz gerekiyor.

Zor günler gelip geçecek, Allah ömür verirse bizler yine sağlıklı, mutlu ve huzurlu günlere kavuşacağız.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.