Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yağmur insanların gizemli güzelliği

Yazının Giriş Tarihi: 03.04.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.04.2021 00:00

Raymond : …mmm; 365 koyun var.

Charlie : Nasıl saydın?

Raymond : Ayaklarını saydım dörde böldüm.

Ya da;

Charlie :Sen bir kadınla mı tanıştın?

Raymond : Evet

Charlie :Nasıl biriydi?

Raymond : Göz kamaştırıcı bir şeydi.Tatil gibi.

Eminim yukarıda ki,replikleri hatırlayanlar çıkacaktır.

Bas rollerini Dustin Hoffman ve Tom Cruise’nin paylastığı, yönetmeni Barry Levinson olan 1988 yapımı 4 Oscarlı filmin unutulmaz repliklerinden sadece ikisi.

Otizmli ağabeyine bakmak durumunda kalan adamın hikayesinin anlatıldığı o müthiş filmin.

Yağmur Adam’ın…

Ama ben yazının başlığını özellikle ‘Yağmur Adamların Gizemli Güzellikleri’ değil de ‘Yağmur İnsanların Gizemli Güzellikleri’ koydum.

Son paragraflar bunun nedenini açıklayacaklardır.

Evet;

Kendisinden çok yakınlarını etkileyen bir olgu otizm.

Otizmli kişilere bakmak,ilgilenmek ve eğitmek asla birkaç paragrafla anlatılacak gibi değil.

İnsan üstü bir gayret,çaba,sabır ve sevgi gerektiren bu uğraş,hastadan daha çok yakınlarını esir alıyor.

Gerçek anlamda bir tedavisinin olmayışı da,bu görevi üstlenenlerin işlerini kat be kat ağırlaştırıyor.

Her ne kadar Otizm,

 ‘‘üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır.’’diye tanımlansa da,otizmliler kendi dünyalarında son derece özgür bir yaşam sürüyorlar.

Algıları ve yapabilecekleri sıradan insanlardan çok farklı.

Bu farkta onları özel kılan en önemli unsur.

Dünyalarına girmenize izin verdiklerinde,kendinizi bir başka boyuta geçmiş gibi hissetmeniz de bundan kaynaklanıyor sanıyorum.

Özellikle hayata bakışları ve olaylara yaklaşımları bazen şaşırtıcı şekilde hayranlık uyandırabiliyor.

En önemlisi sevgiyi doğru algılıyor ve kesinlikle katlayarak iade ediyorlar.

Hep merak ederdim otizmli çocukların yanlarında neden ağırlıklı olarak annelerini görüyorum diye;

Hatta  konu ile ilgili adını Babalara Özel koyarak yazıp yönettiğim bir tiyatral panel bile var zamanında.

Hınca hınç dolu salonda bir tane otizmli çocuk babası vardı...

Her şeyden önce otizmli bireylerin hasta oldukları algısından kurtulunması gerekiyor.

Çünkü onlar hasta değil, farklılar.

Onlar,yalan söylemiyorlar,birbirlerine tuzaklar kurmuyorlar,kimsenin hakkını yemiyorlar,gereksiz hırsların pençesinde kıvranmıyorlar,kötülük yapmıyorlar,bilerek ve isteyerek suç işlemiyorlar,haksızlık vs ile de hiç işleri yok.

Ve en önemlisi asla kul hakkı yemiyorlar.

İnsan onları tanıdıkça kendine sormadan edemiyor;

Acaba onlar mı rahatsız,biz mi?

Biliyorum;

Yazının bu soru cümlesi ile bitmesi gerekir.

Ancak bitmiyor çünkü otizm denilince genellikle erkekler akla geldikleri için olayın kadın boyutu sıklıkla atlanıyor.

Oysa Otizmli bireyler arasında kadınlar da önemli bir sayıya sahipler.

Hele bir de Otizmi olan yüksek işlevli otistik kadınların, otizmi olan yüksek işlevli otistik erkeklere göre jestler ve mimikler gibi

sözel olmayan iletişim biçiminde daha iyi görünebilme özellikleri var ki,işte bu onlara tanı koyulması önünde ki en büyük engel.

Adına da Kadınlarda Gizli Otizm deniliyor.

Konu derin; En az yağmur insanların gizemli güzellikleri kadar…

***

Bu makale de benim 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Gününe yaktığım  ''MAVİ IŞIĞIM'' olsun.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.