Doğru yöntemlerle yapılıp sonuçlarının yine doğru açıklanması kaydı ile İstatistiklerin konu her neyse onun gerçek yüzünü ifade ettiğine inanırım.

Uygularken,verileri değerlendirirken çıkan sonuçları nalıncı keseri ile yontmadan ve alınan yanıtlar ne ise onu maniple etmeden gerçekleştirilen anketler de bu istatistiklerin çok önemli bir parçasıdır.

Ayrıntılarla bütünün hakkında ciddi fikir verirler.

O yüzdendir ki tüm dünya da anket verilerine itibar fazladır.

Kısacası kulaktan kulağa yayılanların sağlamasıdır anketler.

Tam da, bu başımızda ki bela ile ilk anket ne zaman yapılacak acaba diye düşündüğüm günlerde gördüm ki yapılmış bile.

Anketi yapan; Gezici Araştırma Şirketi.

Katılan kişi sayısı; 1068

Amaç; Koronavirüsün toplum üzerinde ki yansımalarını araştırmak  ve konu ile oluşan ortak algıyı saptamak.

Bunlar da sonuçlar;

- Türkiye’de her 10 kişiden 4’ü  herhangi bir tedbir almıyor.

-İnsanların %54 ü stok yapmaya yönelik alışveriş yaparken,%35,2 si alış veriş konusunda normal ölçülerde kalıyor.

-Yurttaşların bireysel tedbir alanlarının oranı %64

-Önlem almayanların ortak kanıları, “kısa sürede virüse çözüm bulunacağı” ve “kendisinin virüsten etkilenmeyeceği”yönünde.

-Katılımcıların %74 ü alınan önlemlerden memnun,%20.8 ise yetersiz oldukları kanısında.

-Salgına yakın zamanda çözüm bulunulacağını inanlar katılımcıların %52.3 üne karşılık geliyor.

-Salgından sonra ruhsal sorun yaşadığını ifade edenlerin oranı %24.2

-Katılımcıların arasında salgın sonrasında sosyal medya hesabı açanların oranı 14.2

Anket haberini aldığım kaynakta anketin nere(ler)de,ne zaman,kaç anketörle,hangi cinsiyet ve yaş grupları öncelenerek yapıldığı,katılımcıların eğitim seviyelerinin  ölçüt alınıp alınmadığı  konusunda her hangi bir bilgi yok.

Haberi paylaşan diğer kaynaklarda da,haberin metni noktası virgülüne aynı.

Dolayısı elde edilen verilere gözü kapalı doğdur tanısı koymak mümkün değil.

Ancak insan kendi gözlemlerine dayanarak yukarıda ki oranları en azından gerçeğe yakın olarak kabullenebilir.

Çıkın sokağa (sakın haaa lafın gelişi benim ki)benzer soruları sorun birkaç kişiye muhtemelen aldığınız yanıtların  şirketin verdiği oranlarla üç aşağı beş yukarı örtüştüğünü göreceksinizdir.

Anketin verilerini doğru kabul edersek yani her 10 kişiden dördünün virüs ile ilgili önlem almadığını var sayarsak ve yuvarlarsak önlem alanlarla almayanların oranlarının  %50 %50 yani yarı yarıya olduğunu saptarız ki bu da 84 milyonluk bir ülkede  (hadi çocukları dışarıda tutalım) en az 25 milyon kişinin işi çok hafife aldığını ve yurdun dört bir yanında dolandığını  gösterir.

Yekililerin işleri çok zor…

Bu virüs ile savaşı  ondan  direkt etkilenmeleri ve yaymaları kaçınılmaz olanlara rağmen sürdürmek zorundalar.

Bir de sizin da dikkatinizi çekmiş olabilir; katılımcıların arasında salgın sonrasında sosyal medya hesabı açanların oranının % 14.2 olduğu yönünde ilginç bir veri daha var ankette.

Bu da sosyal medyanın şu anda eskisinden çok daha fazla rağbet gördüğünün bir ifadesi sanırım.

İnsanların yansız ve açık bir şekilde doğru haber alabilmek için gösterdikleri bir çabanın da…

Aslında bu sosyal medya meselesi de çok önemli.

O kadar çok asparagas haber ve görsel yayınlanıyor ki,doğrular bu çer çöpün arasında sıkışıp kalıyor.

Bazı durumlar vardır doğruyla yanlış iç içe girer,neresinden tutsanız elinizde kalır.

Her çözümün bir başka sorunu tetiklediği bu günlerde hepimizin işi en az yetkililerin ki kadar zor.

Velhasıl yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal durumu.

İyisi mi hiç tükürmemek.

Hele ki bu günlerde.

Tükürük dedim de;

Neyse bir başka yazı da diyeyim onu da.

Zaten ağzımızın tadı iyice kaçtı, üstüne bir de midenizi  bulandırmayayım.

Konuyu anketten tükürüğe nasıl bağladım ben de bilmiyorum.

Ya çok yoruldum,ya çok sıkıldım ya da…

Ya da işte…