Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ya, bu çakma simsarlara kim dur diyecek..?

Yazının Giriş Tarihi: 29.08.2019 00:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.08.2019 00:06

Yabancılara konut satışında İstanbul ve Antalya'nın ardından üçüncü sırada yer alan Bursa'da, konutların yüzde 80'den fazlası, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Körfez ülkelerinden gelen yatırımcılarca tercih edilmiş.

Aman ne güzel.

Satılan her on konutun sekizi Arap yatırımcının(!) demek ki?

Peki, Bursa’ da son altı ayda kaç konut satılmış?

2019'un ilk altı aylık döneminde Bursa'da gerçekleşen konut satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,6 düşerek 19 bin 637 adet olmuş.

O zaman bu durumda 19 bin 637 adet konutun 15 bin 709,6 sı yuvarlarsak 15 bin 710 Araplara satılmış demektir.

Bu rakama Arap peşinde koşup,bir sürü palavra ile emlakçılık belgesi bile olmadan kabadayı simsarların tehditten, rüşvete kadar bir sürü yöntemle pazarladıkları(!), bazılarını apart olarak kiraya verdikleri semtler içindeki daireler dahil midir ki?

Dahil olsa biliniyor da olur, bilindiğinde de mutlak surette bu garip ticaret mercek altına alınır.

Gerçi insanların dairelerinin camlarına Arapça satılık yazılı kağıtlar yapıştırdıkları bir şehirde işin orasını burasını da fazla kurcalamanın da pek bir faydası yok.

Arabı evini satacak kurtarıcı gibi gören pek çok daire sahibi var. Evet, şimdi ekonomik krizde bu konuda tetikleyici ama krizin bu denli şiddetli seyretmediği zamanlarda da Bursa tüm ekonomik aktörleriyle Arabın gözünün içine bakar durumdaydı zaten.

Hatta konuya Arap turizmi diye bir tanı koyacak kadar.

‘’Adamın Doları var kardeşim sana ne alır alır, istemeyen de satmaz, zorla mı alıyorlar daireleri sanki?’’

Diyorsanız çok haklısınız.

Benim olayın bu tarafı için söyleyecek bir şeyim yok. Para kimdeyse düdüğü o çalar.

Bunu öğreneli çok oldu.

Ancak işin bu daire satışlarının emlakçılık ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, satışları türlü vaatlerle yaparak sonrasında binaların diğer sahiplerine bu vaatleri dayatan, olayı aidatların ödenmemesine ya da ödenmek üzere Araplardan alınan paraları zimmetine geçirmeye kadar getiren kabadayılar var ki işte onlar toplumsal barışı da menfaatleri için sabote eden tipler.

Hani bu konuda bir araştırma yapılsa ve Araplara daire satılan apartmanlarda ki Türk sakinlerle duydukları rahatsızlıklar üzerine anket yapılsa yeridir.

Pek dillendirilmese de sinsi sinsi büyüyen bu sıkıntı toplumumuzun dirayet göstermek zorunda bırakıldığı bir başka olgu ne yazık ki.

Kapıcısından, manavına, bakkalından, taksicisine bir sürü çakma emlakçı dolanıyor ortalıkta.

Satılık bir daire görmesinler ya da duymasınlar, öyle çabuk organize oluyorlar ki, o kadar alıcı Arabı nereden buluyorlar, dillerini ve tabii İngilizceyi de hiç bilmeden nasıl pazarlıklar yapıyorlar anlamak mümkün değil.

Elbette bu işi normlarına uygun, yasal çerçeve de yapan emlakçı ve emlak firmalarını tenzih ediyorum.

Ama eğer bu iş üzerine gidilip önlemi alınmaz ve bu kirli ticaret yasalar içine sokularak temizlenmezse üçüncü sayfa haberlerine konu olmaya aday.

Hadisenin bir de Arap müşteri bulana kadar apartman hizmetlerinden yararlanıp aidatları ödemeye gelince su koyuveren Türk daire sahipleri boyutu da var.

Örneğin 14 daireli bir apartmanda oturuyorsunuz, dairelerin dördü Araplara satılmış, biri de dairesini Arap alsın diye kendini heder ediyor.

Daireleri satan simsar hiçbir yasal karşılığı olmadığı halde kendisini Arapların vekili tayin etmiş, onlara verdiği apartmanın ısınma sisteminin değiştirilmesinde ki sözünü tutabilmek amacı ile önüne gelene atar gider yapıyor.Dairesini satmaya çalışan da girmiş onun dümen suyuna ben de yokuş yapayım bari belki bir Arap bulur satarım daireyi diyor.Ha bu arada apartmanın Türk daire sahiplerinin yaş ortalamaları yemişin üzerinde olsun ki vahamet daha iyi anlaşılsın.

Ne yaparsınız?

Bu çakma simsarlara kim dur diyecek diye sormaz mısınız?

Gerçi sorsanız da sorunuza kim yanıt verecek o da belli değil ama para uğruna insanların huzurunu bozmaktan asla çekinmeyen bu yetkisiz pazarlamacılara da birilerin ‘’hoop birader burası Dingonun Ahırı mı’’ demesi gerekiyor.

Kim bilir bu örnekle örtüşen daha kaç can sıkıcı hadise yaşanıyordur apartmanlarda.

Bir de Arapların biz Türklerin birlikte yaşam konusunda geliştirdiğimiz uyuma uyamama gibi bir sorun da var ortada. Ancak bu toz dumanda daha ona gelebilmek için çok zaman var.

Benim Araplar ile ilgili bir sorunum yok. Elbette parası olan gelecek ve beğendiği daireyi-mülkü alacak çünkü biz devlet olarak bu konuya çoktan izin vermişiz.

Ama bir bakılsa,

Daireyi alan kim,içerisinde oturan kim,alırken o daire ona hangi taahhütlerle satılmış,bu taahhütlerin  apartmanların diğer sakinlerini bağlayıcılığı ne kadar,daireleri alanlar sağlık testinden geçmişler mi,taşıdıkları bulaşıcı bir hastalık var mı,yok mu,onlara bu daireleri satanlar gelir vergisine tabi mi,yasal prosedürlerde vekaletname ile mi iş yapıyorlar yoksa aldım verdim yallah mı diyorlar, dairelerini satanlar bu simsarların alıcı ile başka konularda da anlaşma yapıp yapmadıklarından haberdar olabiliyorlar mı,apartman sakinlerinin yasal zorunluluk olmasa bile bu satışlara olurları var mı…

Diye bir sorulsa fena mı olur.

Kim bilir belki bir gün birileri çıkar sorar.

Ben alacakları yanıtı çok merak ediyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.