Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Uyan Sunam uyan derin uykudan!

Yazının Giriş Tarihi: 25.10.2021 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.10.2021 00:03

Suna, Fahri Kayahan'ın eşidir,Fahri çok sever Suna'sını.

O kadar ki sık sık sevdiğini dile getirir Fahri.

Bıkmadan usanmadan sever..

O zamanlarda o devirlerde öyle kolay değilmiş seni seviyorum demek!

Bir kere ayıp karşılanırmış,.

Aldırış etmemiş Fahri sevmiş, dile getirmiş.

Bu denli sevgiden ötürü sadakatli ve bağlıdır da sevdiğine.

Kadınların her hafta düzenli yaptıkları hamam keyifleri vardır o dönemlerde.

Tüm mahalle kadınları yine bir hafta toplanıp hamama giderler.

Bir ben varmış Suna'nın sırtında.

Suna'nın yakın arkadaşı Neriman görmüş Suna'nın benini.

Neriman akşam eşiyle sohbet arasında kaçırıvermiş Suna'nın sırtında ki beni.

Aradan zaman gecıp gitmiş…

Fahri Kayhan bir gün evlerinin yakınında bulunan kahvede Mustafa Bey ile karşılaşır. Aralarındaki sohbet tartışmaya dönüşüp olay arbedeye gidecekken Fahri Kayhan hiddetle Mustafa Bey'e:

“Bir daha karşıma çıkma, seni elaleme rezil ederim.” der.

Bunun karşısında Fahri Kayhan'ı yaralamak için Mustafa Bey'in dudaklarından vaktiyle eşinin ona söylediği sözler dökülüverir..

“Sen benimle uğraşacağına kendi karına sahip çık, ben senin karının sırtındaki beni bile bilirim.”

Fahri Kayhan neye uğradığına şaşırır.

Inanamaz Sunasının kendisine ihanet ettiğine, ama bu başına gelen nedendir?

El adamı, Suna’nın sırtındaki beni nerden bilecektir?

Bu sorular kafasında iken eve varır, dayanamaz ve karşısına alıp Suna’ya durumu anlatır…

Eşi ağlar, yanar, yakılır,yeminler eder Fahri Kayhan’a:

“Aman beyim etme” der, “Bakar mıyım senden bir başkasına?”

O gece tartışmadan sonra Fahri Kayhan eşine sarılır, ve ikna olduğunu söyleyip konuyu kapatır…

Lakin durum hiç de öyle olmaz…

O günden sonra istemeden de olsa aklında hep o şüphe kalır ve eşi de bunu hisseder.

Günlerden bir gün akşam yemekte çıkan tartışma sonrasında Fahri Kayhan aynı konuyu açarak evden çıkıp gider..

Eve geldiğinde hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Suna, kendini asmıştır…

Sallanan ayağının dibinde elinden düşmüş bir mektup durmaktadır.

O mektupta Suna son sözlerinde ;

“Kusura bakma beyim, ama günlerdir kafandaki soru işaretlerinin sebebini bilmekteyim…

Kendimi temize çıkarmak için başka yol göremedim.

Şunu bil ki, ben sana hiç ihanet etmedim… “

Fahri Kayhan gözyaşları ile Suna’ nın bedenini ipten ayırır, yere yatırır…

Sabaha kadar Sunasının başında öylece kalır..

Islak gözlerini silerken bir bakar ki hava aydınlanmıştır…

İçindeki yangın öyle büyüktür ki, sözün bittiği yerde, kelimelerin küllerinden o meşhur türküyü yakmıştır:

“Şafak söktü, Suna’m yine uyanmaz

Hasret çeken gönül derde dayanmaz

Çağırırım Suna’m sesim duyulmaz

Uyan Suna’m uyan, derin uykudan

Nice diyar gezdim gözlerin için

Niye kızdın bana el sözü için

Dilerim Allah’tan sızlasın için

Uyan Suna’m uyan derin uykudan

Çektiğim gönül elinden

Usandım gurbet elinden

Hiç kimse bilmez halimden

Uyan Suna’m, derin uykudan…”

Alıntı.

Bu güzel türkü maalesef çok acı bir olay sonrası yazılmış.

En sevdiğim türkülerden biridir.

Sevdiklerinize güvenin,

Giden geri gelmiyor.

Tekrar görüşünceye dek,

Sevgiyle kalın.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.