Türkiye, üreten ülke konumundan tüketen ülke konumuna geçirildi, geçirilmeye de devam ediyor. Egemen güçler; gururlu bir halk istemiyor Anadolu’da. Var gücüyle bastırıyor… Bölüyor, kışkırtıyor, uyutuyor…

Gerçekler bambaşka bir mecrada seyrediyor… 

Piyasa ekonomisi, acımasız… Sizin hata yapmanızı bekliyor. Yanlış insanlar parlatılıyor. Ülkedeki milyonlarca insanın kaderleriyle oynanıyor… Yerli tohum yasaklanabiliyor, ilaç fabrikaları el değiştiriyor, temel gıda maddeleri bile ancak ithalat yoluyla karşılanabiliyor…

Zekası kıt, anlama kabiliyeti düşük, dünyadan bihaber nesiller doğuyor. Diş macunundaki florür maddesiyle hipofiz bezi etkisizleştiriliyor mesela. Kimsenin umurunda olmuyor…

Kısır tohumlar geliyor, bir yıl ürün alabiliyorsun, seneye bir daha almak zorunda kalıyorsun. Azami 1 Lira 25 kuruştan sattığı sütü elde edebilmek için 1 Lira 43 kuruşa yem almak zorunda olan köylü, kimsenin dikkatini çekmiyor.

Kapitalizmin, “Rakiplerini yok et” felsefesi işliyor.

Senin suyunu, sana satan bir sistem çalışıyor. Uludağ’dan akan sularda yüzen ‘kırmızı benekli alabalık” artık yok. O balığı Norveç’ten aldığını bile bilmiyorsun köy-kentli kardeşim. Milyonlarca dolarını balığa, ete, buğdaya, arpaya, kuru fasulyeye verdiğini de bilmiyorsun.

Bu ortamda ‘ekonomik paket’ açıklanıyor… Üzerinde çok çalışılmış, ayrıntılara girilmiş, kalkınmanın nirengi noktalarına temas edilmiş kocaman bir paket…

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’tan dinlediğim kadarıyla makro ölçekte ele alınmış tüm detaylar… Enerji, konut, banka, turizm, tarım ve çalışanlar temel unsurlar…

Pakete biraz daha yakından bakalım…

-Kamu bankalarına 28 milyar liralık DİBS (Devlet İç Borçlanma Senedi)… Alınıp satılması yasak olan bu senetlerle bankaların sıkıntılarına çare bulunacak. Bankaların elindeki gayrimenkul stokları eritilecek ve özel bankaların sermaye artırmalarının önü açılacak. Temettü dağıtımı da sınırlandırılacak…

-Konut ve enerji piyasasında konkordato ilan etmiş 500 şirket var. Bu şirketlerin ödemelerindeki aksama ise 276 milyar lirayı buluyor. Alacaklı firmalar da zora giriyor. İşte bu sorunu çözmek adına icra-iflas işlemlerini daha hızlı ve etkin hale getirmek için yeni bir yasal ve kurumsal çerçeve oluşturulacak. Sorunlu kredilerin bankaların ulusal-uluslararası yatırımcıların iştiraki olan bilanço dışı fonlara devredilmesi de planlanıyor. Böylece nakit akışı sağlanacak…

-BES (Bireysel Emeklilik Sistemi) ve kıdem tazminatının yeniden yapılandırılması da gündemin önemli maddeleri… Kıdem tazminatlarının ödenmesi aşamasında zorlu bir dönem geliyor…

-Sigortacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu kurulacak. Milli Reasürans Şirketi'nin faaliyete başlaması da yepyeni bir karar. TSE’nin referans olarak kabul edilmesi için yıllardır, durmadan çalışan Mustafa Karaman arkadaşımızın ağzı kulaklarında olmalı… ‘Yerli ve milli bir hedef’ görüyorum.

-Ulusal kredi derecelendirme şirketi kurulması da planlanıyor. Bankalardan kredi alabilecekler de listelenecek. Reel sektörle ilgili toplam riski 100 milyon TL üzeri olan grupların bağımsız denetim raporlarını bankalara sunması, zorunlu hale gelecek. Önüne gelene kredi yok artık…

VERGİ DÜZENLEMESİ

-Gelirleri daha da artırmak için yüksek gelir gruplarının daha adil vergilendirilmesi sağlanacak. Enflasyon etkisinden arındırılmış gerçek gelirler üzerinden vergi alınacak… Dolaylı vergilerde de yeni düzenlemelere gidilecek…

TARIM SEKTÖRÜ

-Türkiye’nin temel gıda ürünlerini yetiştirmesinin gerek ve şart olduğu ortaya çıkınca; Sözleşmeli tarım uygulamalarına geçilmesi gündeme geldi. Enflasyon ile mücadele kapsamında tarımda bölge bazında arz-talep dengesi gözetilecek… Hal Yasası da değiştirilecek… Bölgesel haller geliyor…

YARIN: ÜLKE NEREYE GİDİYOR?