Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Türk Dil Bayramı

Yazının Giriş Tarihi: 27.09.2021 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.09.2021 00:03

İnsanlar arasındaki iletişimde en büyük önem taşıyan konu, her iki insanın aynı dili konuşup anlaşabilmesi.

Tek bir dil bile, insanlık tarihinin gelişmesinde çok önemli görevler üstlenmektedir. Dili olmayan, konuşmayı bilemez, konuşmayı bilemeyen ise derdini anlatamaz, derdini anlatamayanlara ise hiç kimse derman olmaz.

Durum bu kadar açık ve net.

İnsanlık tarihi boyunca ve günümüzde dahil insanların aralarında iletişim kurma adına dil bilmesi, aynı dili konuşması gerekiyor. Eski dönemlerde bazı kabileler, bir başka kabilenin dilinin öğrenilmesi ve aralarında ortak bir dille anlaşılması adına, birbirlerine misafir olarak insanları gönderip, onlara kendi dillerini, kendi konuşma kelimelerini öğretirlermiş. Kabileler arası, şehirler arası, imparatorluklar arası iletişim böyle sağlanmış. Bazen de esirlerin asimile edilmesiyle de bu dil meselesi halledilmiş.

Bugün de bizler aynı şeyleri yapıyoruz. Dil öğrenme adına başka ülkelere öğrenci gönderiyoruz. Başka ülkelerden gelen öğrencileri eğitiyoruz. Yine, dil kurslarına katılıp, yabancı dil bilgi ve becerilerimizi artırma niyetiyle uğraşıp duruyoruz.

Globalleşen dünyanın bugünkü hali böyle.

Peki, aynı dili konuşmak ne için önemli?

Ülkeler arasında, kavimler arasındaki konuşulan ayrı dillerin, insanların anlaşmalarında sıkıntılar yarattığı açık ve seçik ortadadır. Bu yüzden hem devletin yazı dilinde hem de konuşma dilinde bir ortak dil kullanılması kaçınılmazdır.

Binlerce yıllık tarihi ile Türk dili, millî kültürümüzün ortak ifade aracıdır. Atalarımızdan bize emanet edilen kutsal bir mirastır.

Bu kutsal mirasımız ise bugünden tam 744 yıl önce başlamış.

Karamanoğlu Mehmet Bey’in 13 Mayıs 1277 tarihindeki ferman yayınlamış. “Şimden gerü hiç kimse kapuda ve dîvânda ve mecâlis ve seyrânda Türkî dilinden gayrı dil söylemeyeler.” İşte bu ferman, Türkçenin devlet dili olması, gelişmesi ve gelecek nesillere nakledilebilmesinde önemli bir yer teşkil etmektedir. 744 yıl önce yaşanan bu tarihî hadise, Türk dili konuşulan pek çok ülkede ve Türkiye’de Türk Dil Bayramı adıyla kutlanmaktadır. Türk Dil Bayramı’nın 744. yılı bütün milletimize kutlu olsun

Bir de ülkemizdeki bazı kişiler Türk Dil Bayramı ile ilgili olarak çeşitli söylemlerle vatandaşlarımızın kafalarını karıştırıp yanılgıya düşmelerine ve sanki Türk Dil Bayramı konusunda iki ayrı tarih ve gündem olduğunu ifade etmektedirler. Bu durum, çok yanlış ve tehlikeli bir yoldur.

Soru şu; Türk Dil Bayramı 13 Mayıs mı 26 Eylül mü?

Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çalışmasıyla 1932 yılında düzenleme I. Türk Dili Kurultayı'nın açılış günü olan 26 Eylülü, yıl “Türk Dil Bayramı ” olarak beğeniriz. Eski tarihi ile Türk dili, millî kültürümüzün ortak ifade aracıdır.

Bu durumda, Türk Dil Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilan ettiği 26 Eylül günü olarak kutlanır. Fakat bugün Resmi veya Milli Bayram olarak kabul edilmemiştir. Konunun ayrıntıları ise şöyledir;

Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından 13 Mayıs 1277 'deki fermanıyla Anadolu'da ilk kez devlet dili olarak kabul edildiğinden tam 744. yıl geçti. Tarihle ilgili ile Türk dili, milli bir tanımlama ifade edilmiştir.

Atatürk’ün topladığı Türk Dil Kurultayı ise 26 Eylül tarihinde yapılmıştır. Kurultayda Farklı meslek gruplarından insanlar Yer aldı. Türk Dil Kurumu 88 yıl sonra, çok sayıda bilim adamı, gazeteci, yazar, devlet adamı sanatçı gibi önemli meslek gruplarını topladığı Türk Dili Kurultayı'nda Türkçe'nin önemini vurgulamak için 26 Eylül gününü “Dil bayramı " ilan etti.

Türk Dili ve ülkemizde Türkçe konuşulması konusunda bugün bizler bazı sıkıntılar yaşamaktayız. Özellikle gençlerimizin büyük çoğunluğunun ve bizlerin dahi bugün sık kullandığımız sosyal medya ortamlarındaki yazışmalar ve kısaltmalar Türk diline yakışmamaktadır.

Ülkemizin pek çok kentindeki işyerleri ile ilgili tabelalar bugün yabancı hayranlığı yüzünden başka dillerdeki tabelalarla dolup taşmaktadır. Pek çok yapılan evlere, sitelere bile yabancı isimler verilmektedir. Bu konularla ilgili olarak ülkemizde yeni bir Milli Seferberlik başlatılmalıdır. Tabi ki turizm bölgeleri ve turistlere yönelik işyerlerinde Türkçe tabelaların yanında yabancı dillerde tabela konulması gayet normal. Çünkü, ülkemize gelen misafirlerimize, onların istekleri doğrultusunda hizmet verilmesi gerekli. Fakat,. Yok yere, bir lokantaya, bir çay bahçesine, bir eve, apartmana, siteye yabancı isim verilmesinin anlamı, Türkçe’nin katledilmesinden başka bir işe yaramıyor.

İnsanlarımız, en kısa zamanda kendi öz benliklerine dönmeli.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.