Biz bu hastalığı yenip, bu mikroptan en kısa zamanda kurtulacağız. Çünkü, Türkiye’de hastalığa karşı tam bir seferberlik ilan edildi ve halkımız da bu seferberlikte üzerine düşen görevleri yerine getiriyor.

Çin’de başlayan bu musibetten kurtulmanın en iyi yolu, temizlik. Nedeni; aşısı yok. Tedavi yöntemleri bilinmiyor. Doktorlar, hastalıkla ilgili tanı konulmasına rağmen tedavi konusunda ilaçla tedavi konusunda pek bir bilgili değildir. Nedeni, bütün dünya bu illete hazırlıksız yakalandı. Yine de Çin’de geliştirilen ve dünyanın pek çok ülkesine gönderilen bazı ilaçlar sayesinde hastalık geriledi. Pek çok kişi bu mikroptan kurtulmayı başardı. Başarıyor.

Türk toplumu olarak bizler, “temizlik imandan gelir” sözünü bir kez daha hatırlayıp, iğneden ipliğe dip bucak temizlik yapmaya başladık. Neticelere bakıldığında bu temizlik konusundaki titizlenme, hastalıkla ilgili mücadele de sanırım başarı getirdi. Özellikle, en eski alışkanlıklarımızdan olan kolonya ikramı ve parfüm yerine üzerimizdeki kokuların gitmesi amaçlı kolonya kullanımı sayesinde virüs pek çok kişiye uğramadan gitti.

Tüm dünya Çin'de ortaya çıkan koronavirüs salgını ile mücadele ederken Çin'de bir virüs daha ortaya çıktı. Çin'in Yunnan bölgesinde bir kişi Hantavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Virüsün kemirgenlerin dışkısından insana geçtiği öğrenildi.

Hadi bakalım, buyurun buradan yakın. Başımıza bir dert daha mı geliyor nedir?

Çin'e yakınlığıyla bilinen ve İngilizce yayın yapan Global Times Gazetesinde yer alan haberlere göre; Yunnan'dan Shandong'a otobüsle dönen bir kişi hayatını kaybetti ve yapılan testte Hantavirüsün pozitif olduğu belirlendi. Otobüsteki diğer 32 yolcuya da test yapıldı ve yolcular karantina altına alındı.

Allah,sağlık, sıhhat ve şifa versin.

Dünyanın başına bela olan bu illet en kısa zamanda gider de hepimiz rahat ederiz.

Bakın, bu virüs nedeniyle dünyanın pek çok ülkesinde ticaret durdu. Bursa’nın 750 yıllık Kapalıçarşı ticaret merkezi kapatıldı. İnsanlarımız sokaklarda yürürken dahi birbirlerinden korkar duruma geldi.

Korkunun ecele faydası yok ama, korkunun önlem alınmasına ve sağlıklı yaşama büyük katkısı var.

Bu nedenle de İçişleri Bakanlığı, toplu taşıma araçları ve şehirlerarası yolcu taşıyan otobüsler, tren, vapur uçak gibi vasıtalardaki yolcu kapasitesini yarı yarıya azalttı. Bursa Terminalindeki uygulamaya göre de otobüslerde iki kişilik koltuklar için tek kişilik yolcu biletleri kesilmeye başlandı. Aynı uygulamayı Büyükşehir Belediyesi Burulaş ve Budo seferleri için de başlattı.

Şehir içinde dolmuş hizmeti veren küçük araçlar arka koltuklarına üç kişi alma yerine iki kişi alarak yolculuk yapıyorlar. Minibüsler ise binen yolculara kimlik sorup 65 yaşın üstünde olup olmadıklarını kontrol ediyorlar.

Bankalar ve marketlerde ise bazı insanların içeriye alınmayıp dışarıda bekletilmesine her ne sebeple olursa olsun pek çok kişi tarafından tepkiler var. İnsan sağlığı ve halk sağlığı tabi ki önemli ama banka önlerinde ve kapı dışında bekletilen insanlarımız, sıra kaybetmeme adına mecburen sosyal yaklaşım mesafesini korumakta güçlük çekiyorlar.

Bu günler, geldi şimdi önlem alma ve tedaviye cevap verme vakti. Mücadele vakti. Gelip geçecek. İnsanlarımız ve hayatımız normale dönecek. Dün sabah, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a  okulların 30 Marttan sonra açılıp açılmayacağı soruldu. Bakan, konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile aralarında geçen diyalogları anlattı. Sağlık Bakanlığınca oluşturulan Bilim Kurulunun tavsiyelerine göre okulların uzaktan eğitim uygulamasının uzatılıp uzatılmayacağına karar verilecek. Bazı okurlarımız ise bu işin öyle Mart ayı sonuna kadar bitmeyeceğini düşünüyorlar. Nedeni, yurt dışından getirilen insanların öğrenci yurtlarına yerleştirilmesi, daha dün getirilen bu insanların en az 14 gün karantina da tutulması gerektiğine göre, tarihe bakıldığında Nisan ayının ilk haftasının da karantina önlemleriyle geçeceğine inanıyorlar. Tabi, pek çok insanımız ise Ramazan ayı ve Bayram süresince de bu önlemlerin devam edeceğine inanıyor.

Her ne olursa olsun. Hayat devam ediyor. Ülkenin sıkıntıları var. Halkımızın dert ve sıkıntıları var. Özellikle, artık sürekli ödeme haline gelen elektrik, su, doğalgaz faturaları ve kredi kartı borçları var. İşine gidemeyen, işyerleri Koronavirüs nedeniyle kapatılan, işletmeleri kapatılan pek çok kişinin derdi şimdi, ödemeleri zamanında yapıp yapamayacakları kaygısı. Çünkü, gelirleri tamamen durdu. Sayaçlar ise durmuyor, sürekli çalışıyor.

Hükümet, Ekonomik Kalkan Paketi ile ilgili ayrıntıları görüşürken, vatandaşlarımız topyekun seferberlik için bu dertlerine çare olunacak bir açıklamayı ve kararları bekliyorlar. En azından, kredi ödemelerinde olduğu gibi kart ödemelerinin, su, elektrik ve doğalgaz fatura ödemelerinin de faizsiz olarak Haziran ayı sonuna kadar ötelenmesi beklentisi var halkımızda.

Siyaset, şimdi iktidarıyla muhalefetiyle bazı konularda hem fikir olmuş, yeni infaz kanunu ile uğraşıyor. Bu esnada, esnafın kredi borçlarının ertelenmesiyle ilgili kanununda çıkarılması gerekiyor. Hepsi beraber, kredi kartı ve fatura ödemeleriyle ilgili de bir madde eklenip, kanun böyle şekillenirse, virüs nedeniyle mağdur olan insanlarımız belki rahat bir nefes alabilir.

Madem ki bu illet ve beladan hep beraber fedakarlık ederek kurtulacağız, o zaman ekonomik yönden de güçlü olmamız ve eve kapalı kalıp virüsün def olup gitmesini beklerken, kredi kartı ve zorunlu faturaları nasıl ödeyeceğimizi düşünmememiz gerekiyor.