Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Terörün siyaseti !

Yazının Giriş Tarihi: 17.02.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.02.2021 00:00

Dünya 14 Şubatı sevgililer günü olarak kutladı. Biz ise Türkiye olarak 14 Şubat tarihinde Gara’da bir mağaranın içinde rehin tutulan asker ve polislerimizin şehit edilmesi haberiyle yas tutmaya başladık. Şehitlerimizin hepsine ayrı ayrı Allah rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun. Açılı ailelerine ise sabırlar dilerim.

Bu terör belasından kurtulma adına yapılan her türlü mücadeleyi sonuna kadar destekliyorum. Kim, bu terör guruplarına yardım ve yataklık ediyorsa, tarihin en ağır cezasına çarptırılmalı. Dünyanın bazı ülkeleri de teröre nasıl destek verdiklerini biliyorlarsa, bizlerde elimizden geldiği kadar bu ülkelerle olan ekonomik, ticari ve siyasi ilişkilerimizi kesmeye gayret etmeliyiz. Kuru ekmek yiyelim ama, rahat yaşama adına bu teröristlerin, bölücülerin ülkemizi bölmelerine izin vermeyelim. Kuru ekmek yiyelim ama, bir tek askerimizin, polisimizin şehit olmasına müsaade etmeyelim.

14 Şubat tarihinde yapılan açıklama ile Irak’ın Gara bölgesindeki operasyon sırasında önce 3 askerimizin şehit edildiği haberini öğrendik gece yarısı. Sonra ise mağarada rehin tutulan ve çeşitli tarihlerde hain PKK’nın kalleş militanları tarafından kaçırılan asker, polis ve sivil vatandaşlarımızın infaz edilerek şehit olduklarını haberini öğrendik.

İçimiz parçalandı.

Ülke olarak yüreğimiz yandı.

Konuyla ilgili olarak dost ve düşmanlarımızın arasındaki açı daha da belirginleşti. İç siyasetteki tepkilere baktığımızda ise yine aynı durumla karşı karşıya kaldık. Terörün siyaseti olmaz. Terör belasının kurduğu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekilleri bulunan partinin bu ülkede siyaset yapması da demokratik değildir. Bölücü katiller sürüsünün mecliste olmasına gönlümüz razı gelmiyor.

Demokrasi her zaman her insan topluluğu ve her ülke için gerekli. Ama, demokrasi lafını ağılarından eksik etmeden silahlı eylem yapıp, ülkeyi bölmeye çalışan, bunun yanında milletin ödediği vergilerden pay alıp, teröristleri tedavi ettiren bir siyasi yapı istemiyoruz. İnsanların iki yüzlülükleri böyle olaylar zamanında belli oluyor. Bizim içimiz yanarken, bazılarının nerede ise zil takıp oynamaları, olayları kınayan kamu görevlilerine saldırmaları, görevleri başındaki asker ve polislerimizin morallerini bozacak açıklamalarda bulunmaları kabul edilemez.

Yazıktır. Günahtır.

O asker ve polislerimiz sınırda, sınır ötesinde bizim için mücadele ediyorlar. Yaşadığımız ülke sokaklarının terör eylemleriyle kan gölü haline gelmesinin önlenmesi adına mücadele ediyorlar. Bu ülkenin bölünmez bütünlüğü ve vatan sevgisi, bayrak sevgisi uğruna mücadele ediyorlar.

Bir takım siyasi zihniyet ise, bu olayları hemen başka perdeden bakıp kamuoyunun gündemini başka yönlere çekmeye çabalıyor. Mesela, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, olayla ilgili olarak yaptığı açıklamalara tepki gösteren siyasi parti temsilcilerinin amacı nedir acaba? Olayları yarım ağızla kınayıp, beraber yol yürüdüklerini iddia ettikleri terör uzantısı siyasilere mesaj vermek midir?

Şehitlerimiz musallah taşında iken böyle konuşmaların, açıklamaların kime ne getirisi var acaba?

Terör olayından siyasi çıkar mı temin edilmeye çabalanıyor ki?

Yazıktır günahtır.

Bu vatanın evlatları, bizler rahat edelim diye, gelecekteki kardeşleri, evlatları, anne – babaları rahat etsinler diye dağlarda mücadele verirken, siyasi kimlik taşıyıp, şapka kullananların böylesine açıklama yapmaları kime ne kazandıracak?

Yakalanan teröristlere ve bölücülere demokrasi adına sahip çıkılması ne kadar doğrudur?

Demokrasi, bu asker ve polislerimizin şehit edilmesi olayının neresinde var veya gizli bizler göremiyoruz. Bu konuda konuşan şakşakçılardan açıklama bekliyoruz. Ama, açıklamayı, demokrasi, barış veya siyasi söylemlerle süslemek yerine direkt olarak yapsınlar ki anlayalım. Bizim anladığımız dil ile onların konuştukları arasında dağlar kadar fark var.

Ateş düştüğü yeri yakar.

Polisi, kardeşinin düğününde kaçır, askeri yolda durdurup kaçır, sonra mağarada gizle, rehin al, sonra operasyon başlayınca, yakalanacakları anlayınca onları infaz edip şehit et ve kaç.

Demokrasi bunun neresinde?

Bizlere, insan hakları dersi vermeye çalışan bu siyasetçilere seslenmek lazım. Kaçırılıp rehin tutulan e devlet adına kamu görevi yapıp, ülkemizin sınır emniyeti, bizlerin ise can ve mal güvenliğinden sorumlu olan bu kişilerin başlarına gelen olaylar insan haklarının çiğnenmesi değil midir?

Günahsız ve silahsız insanların, elleri bağlı iken silahlı vurulup şehit edilmesi insan haklarının hangi maddesinde acaba haklı sebep olarak yazıyor? Bi açıklayın da öğrenelim.

Gün, kısır siyasi söylem ve çekişmelerle, hain terör eylemlerine destek verme manasına gelen açıklamalar yapma günü değildir. Ülke olarak birlik ve beraberlik olma günüdür. Tek bir Türkiye var. Tek bir vatan toprağımız var. Bu vatan toprağını korumak ve kollamak, her türlü terörün karşısında dimdik durmak bizim milli görevimizdir.

Kim ne söylerse söylesin, terörün siyaseti olmaz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.