Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Temelin Öksürüğü

Yazının Giriş Tarihi: 19.03.2021 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.03.2021 00:03

Meslek gereği yıllar boyu sayısız ‘basın toplantısına’ bizzat tanık olmuş biri olarak, Erkan Kamat’ın yaptığı gibi tek bir basın mensubunun yer almadığı bir toplantıyı hiç görmedim.

Sayın başkan sazı kendi çaldı, kendi söyledi kendi dinledi, resmen bir monolog sergiledi. Soru yok, cevap yok ama önüne gelene sataşma çok!

Sevgili başkanımız 7 aylık görev sürecinde yaptıklarını ya da yapamadıklarını değil de; yoluna taş koyduğunu iddia ettiği kişi ya da kurumlara salladı da salladı... 

Eski başkanları, futbolcularını, divan kurulunu, taraftar derneklerini, kulüp personelini, medyayı, futbol federasyonunu suçlamalarıyla adeta yaylım ateşine tuttu.

Hatta tesislerin, stadın elektrik şalterini indiren kurumlara ‘borcu ötelemiştik söz vermişlerdi kesmeyeceklerdi’ diyerek sitem bile etti...

Bursaspor başkanlığı yakınma ve mazeret bulma makamı değil çözüm yaratma pozisyonudur.

“Kader” ve “keder” eklenmiş başarısızlığı, temcit pilavı gibi önüne koyduğunuz taraftardan ve de camianın üzerilerine toz kondurmadığı ama ‘kandırılmışlar’ yaftasıyla suçladığınız o genç futbolculardan nasıl “coşku”, “katılım” ve de “başarı” talep edebilirsiniz ki?

Sayın Kamat’ın başkanlık dönemi mali ve idari bir paradoksa döndü kısaca:

Para başarıyla gelir, başarı parayla.

İkisi de yok ama işaret ettiği bilinmeyen/görülmeyen “düşmanlar” ufukta!

Şimdi sayın başkana soruyorum:

“Para yok, pul yok, borç çok” diye ağlamak için mi, yoksa “çare üretmek, sorun çözmek için mi” göreve talip olup geldiniz?

Divan Kurulu toplantılarında ya da mali kongrelerde perdede rakamlarla anlatılıp, yerden yere vurulan borç / faiz kıskacını, sizler “hiç duymadan mı göreve talip oldunuz” da, seçildikten sonra durmadan ağlıyor, şikâyet ediyorsunuz?

Hem ‘Bursaspor’u şampiyon yapan yönetimdeydim, çorbada benim de tuzum var’ diye övüneceksin, hem de başına geçtiğin kulübü yüceltmek için çözüm bulmayıp küçülteceksin...

Çalışmak,‘'Hayatımızı evimizde değil, Özlüce'de geçiriyoruz sağlığımız bozuldu' diyerek ağlamak değil!..

Bildik bir hikâye ile bitirelim:

Temel fena halde öksürüğe yakalanmış ama devamlı müshil içiyor. Dursun sormuş:

'Öksürüyorsun ama müshil içiyorsun, ne faydası var ki?'

Anında cevap gelmiş Temel'den: 'İşe yarıyor, çünkü o zaman öksürmeye cesaretim kalmıyor!'

Benim tanıdığım Erkan Kamat yürekli bir yapıya sahiptir ama son olarak sergilediği tutuma bakınca sevgili dostumun ‘basının karşısına çıkacak cesareti kalmadı mı acaba’ diye düşünmedim de değil...

Temel'in öksürüğü müshil uygulaması, kişisel tercihidir. Peki; Bursaspor kulübünün hastalığının tedavisi için uygulanan yanlış reçete faturalarının zararı kime?

Koskoca bir camiaya... Başka? Kulübün malına, mülküne...


 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.