Bursaspor’u anlamak bir hayli güç. Çarşamba akşamı güzel bir galibiyet almış, moralli yükselmiş takım, Pazar günü sahada yok. İşin garibi, yoklar kervanına Fatih Tekke de katılmış, biz tribünde o saha kenarında, seyrediyor. Oyun okuması, yorumlaması, sezmesi hiç yok. Bit kişi eksik oynayan Uğur Tütüneker’in Tuzla’sı maçı kazanmak adına hamle yaparken, Fatih Tekke oyuncu değişikliği için 65. dakikanın geçmesini bekliyor, sanki kuralmış gibi. O oyuncu değişikliğini de yanlış yapıyor. Ofosu girişi ne kadar doğruysa Acolaste’nin çıkması o kadar yanlış.

Yelkovan’ın, Akreple olan teşriki mesaisi Tuzla lehine işlerken, Fatih Hoca saha kenarından “pas, pas” diye bağırıyor. Bursaspor korner atarken, kendi kalecisine dönüyor. Sanki on kişi olan Bursa, sanki zamana oynayan Bursa…

Kaçan penaltıyı saymazsak Bursa’nın 80. Dakika oynanırken, rakip kaleye çektiği şut sadece BİR. Bu satırları yazarken, İstanbul ekibi, Bursa kalesini adeta ablukaya almıştı bile. Üç önceki iştahlı takım sanki hiç olmamış gibi…

Fatih Tekke ile bu işin olmayacağı o kadar belli ki… Rakip on kişi, hiçbir şey bilmiyorsan doldur boşalt yap.  Hazırlık paslarından bize gına geldi, kulübeden hâlâ “pas” oyunu istiyor. Hoca acaba kendi ekibini mi on kişi olduğunu sanıyor? Bir garip işler yapıyor Tekke. İşin tuhafı kendisi de ne yaptığını bilmiyor.