Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Tehlikenin yasak boyutu

Yazının Giriş Tarihi: 20.11.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.11.2020 00:00

Dünyadaki insanların yaşantısını zehir eden, onları göz göre göre öldüren, insanlarımızın ise önlem ve tedbirlere pek fazla uymadığı bir salgınla mücadele ediyoruz.

Ülkemizdeki rakamlar her geçen gün artıyor.

Hasta yatakları dolu.

Hastanelerin kapısından içeriye girilemez hale geldi. Çünkü, yatak sıkıntısı ve yer sıkıntısı var. Pek çok hasta, “ayakta iyileşir” mantığı ile evlerine gönderilip, ev karantinası uygulamasında tedavi edilmeye çalışılıyor. Apartmanlarda yaşanılan bu olaylar nedeniyle, konu komşu, rahatsız. “Virüsü bize de bulaştırırlar mı?”endişesi hakim.

Cadde ve sokaklarda insan seli gibi insanlarımızın oluşturduğu kalabalıklar var.

Yine, alış veriş merkezleri hınca hınç dolu. Eski günlerden pek bir farkı kalmadı gibi görüntüler mevcut.

Çarşı- Pazar kalabalıkları zaten hiç eksik olmuyor.

Neticede, önlem alınması için yasaklamaların bir bölümü geri geldi. İnsanların boş vakit geçirmeye alıştıkları yerlerle ilgili olarak geçici kapatma kararları alındı. Geceleri, özellikle akşam ile gece arasındaki eğlence mekanlarına kısıtlama geldi. Hafta sonları insanların sokağa çıkmasıyla ilgili kısıtlamalar geldi.

Bu durumu, insanların eğlence mekanları, disko barlara gitmelerinin engellenmesi olarak yorumlayanlar var. Yine bu durumu, insanların hafta sonu tatillerinde evlerine kapatılıp, sıkıntı içinde yaşamaya zorlanması olarak yorumlayanlar var.

Bana göre çok yanlış bir düşünce…..

Yine bu durumu, insanların ve toplumun huzuru için alınması gereken önlemler olarak doğru bulan ve destekleyenler var.

Neticede, alınan her yasaklama, ekonomiye zarar veriyor. Şeklinde görüş beyan edenlerimiz var. Doğru, herhangi bir iş yerinin kapatılması, kısıtlanması, çalışma saatlerine kısıtlama getirilmesi çalışma ve kazancı etkiliyor. Bunda hepimiz hemfikiriz.
Ya, insanların hayatı, toplum ve insan sağlığı ne olacak? İşte, sıkıntı çeken nokta bu.

Herkes, benim yaptığı işle korona bulaşmaz edasıyla gezip tozuyor. Fikir beyan ediyor.

Ama, gerçekle söylenilenler aynı değil. Etrafıma bakıyorum. Meslektaşlarımdan Covid hastalığına yakalananlar var. Koronavirüs gelmiş., arkadaşımı yatağa düşürmüş. Vefat edenler var. Ailesi, çocuklarını yetim bırakanlar var.

Bunların hepsinin yanı sıra, hastalık nedeniyle ülke bütçesinden harcanan paralar var.

Toplum sağlığı ve halk sağlığı, kişilerin bireysel sağlıkları, aile sağlıkları açısından yapılan her türlü harcama, sağlığa yapılan harcamanın bedeli olmaz. Hesabı yapılmaz.

Bu hastalıktan hepimiz nasibimize düşen kadarını alıyoruz, alacağız. Belki de yarın öbür gün bizleri de pençesine alıp, eziyet çekmemize yol açabilir. Kimsenin bu konuda, “koronavirüs bana gelmez” diye bir garantisi yok.

Sokaklarda, evlerde, işyerlerinde koronavirüs belası kol geziyor diyebiliriz. Bizim söylememiz önemli olmasa bile, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bu konuda açık seçik ifadelerle, sokaklardaki koronavirüs devriyelerinden sürekli söz ediyor. Sürekli olarak, önlem alınmasından, insanların zorunlu olmadıkça evlerinden dışarı çıkmaması gerektiğinden bahsediliyor.

Maske, mesafe, temizlik kurallarına harfiyen uyulması gerektiğinden söz ediliyor.

Bütün bunlar, insan ve halk sağlığı, toplum sağlığı açısından önem arz ediyor. Fakat, hala tehlikenin boyutundan haberdar olmayan, haberdar olmasına rağmen, önlemleri yok sayan pek çok insan var etrafımızda. Temizliğe özen göstermeyen, maskelerini kullanmayan, kullanma zorunluluğuna rağmen direnen bu insanların en kısa zamanda gerçekleri görüp yüzleşmesi gerekiyor.

Kimsenin kimseye artık tahammülü yok. Böyle olmamalı. İnsanların toplu hayat kurallarına uyması, sağlık açısından özen göstermeleri, birbirlerine saygı göstermeleri, zorunlu olmadıkça aile ziyaretleri dahil kimse ile irtibata geçmemeleri hastalıkla mücadelede büyük önem arz ediyor.

Biz, bu günlerin kıymetini bilmeyip, önlem yerine “bana ne” diye konuşup, kendimize zarar vermeye, etrafımıza zarar vermeye devam edersek, bu işin sonu çok kötü bitiyor. Etrafımızda bir sürü kötü örnek var.

Buradan, bir sağlık çalışına arkadaşımın isteğini sözlere iletmek istiyorum; “…ne olur, dikkat edelim. Bu beladan kurtulmanın tek yolu, maske, mesafe ve temizlik. Ama, bunlara uymazsak, bugün bizler, meslektaşlarımız yarın ise sizler ölümle pençeleşebilirsiniz…..”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.