Geleneksel diyorum çünkü artık yaz aylarında bir yerlere gidememek aile geleneğimiz halini aldı.
Dolayısı ile her şeyin sanal ortamda oyununun yapıldığı bir dönemde ben de kendime bir yazlıkçı oyunu yaptım, gidemesem de ya gidersem modunda özümle sanal sanal eğleniyorum.
Efendim 4 levelden oluşan oyun şöyle oynanıyor;
Sosyal medya başta olmak üzere ortalık otel ilanlarından geçilmiyor,her yer ultralısı ultrasızı her şey dahillisi,tam-yarım pansiyonlusu, oda kahvaltılısı,sadece odalısı,apartı,köyü,resortu misortu ile dolu dolu ya,
Seçiyorsunuz aralarından birkaç tanesini oyunu kurmuş oluyorsunuz.
Herhangi birine gitme olanağınızın olup olmaması hiç mühim değil, maksat kendinizi her an gidebilecekmiş gibi hissetmeniz.
Bir nevi sanal dinlence hali yaşamanız yani.
Seçiminiz bitince artık hangilerine gitme hayali kuruyorsanız onların ilanlarını incelemeye başlıyorsunuz.
Mesela benim tercihim ilanlarında kişi başı 150 TL 'den Başlayan Fiyatlarla,Her Şey Dahil Konsept-Özel Kum Plaj,0-12 Yaş Çocuk Ücretsiz-Otelde Ödeme İmkanı-Açık Havuz-Çocuk Havuzu-Gün Boyu Eğlenceli Aktiviteler- Balayı Misafirlerine Özel Konsept-Otelden Ön Ödeme İle Rezervasyon-Kredi Kartına Ücretsiz 6 Taksit-Koşulsuz İptal Hakkı-özel otopark diyen tesisler.
Gerçi ilanların günlük kişi başı 150 vs lira,0-12 yaş ücretsiz çocuk,balayı çiftlerine özel ikramlar,otelde ödeme imkanı,kredi kartı kısımları beni hiç bağlamıyor ama hani mesela demekte hoşuma da gitmiyor değil laf aramızda.
Neyse; tesisinizi belirledikten sonra oyunun 2. leveline geçiyorsunuz ki bu bölüm ilk bölümden çok daha heyecanlı.
Çünkü sanaldan reele geçip tesis ile iletişim kurmanız gerekiyor. O zaman da giriyorsunuz tesisin sayfasına ya da sitesine;
‘‘Şu şu tarihler arası iki kişi toplam konaklama bedeliniz nedir?’’ diye kısa bir mesaj yazıp gönderiyorsunuz.
Emin olun yüzde doksanı mesajınıza dönüyor.
Da;
Allaahhh; bir yanıtlar gelmeye başlıyor ki,evlere şenlik…
Elbette bu turizm işini hakkını vererek yapanları tenzih ediyorum ama sanki çoğu ilanların metinlerini tesislerin kriptoları yazmışlar gibi; mesajların ilanlarla uzaktan yakından alakaları olmadığını görüyorsunuz.
Özellikle kişi başı gecelik fiyatların başlıyor dediklerinin en az iki katından başladığını ve pakete dahil olanların sadece siz olduğunuzu anlıyorsunuz.
İsterseniz sinirlenip gördüklerinizden sonra oyunu ikinci levede de bırakabilirsiniz tabi de ,ben üçüncü levelide oynamanızı şiddetle tavsiye ederim; çünkü oyunun en eğlenceli bölümü o.
Konuk yorumları…
Burada tesis ile ilgili bir sürü birbirine taban tabana zıt öyle yorumlar oluyor ki, benim diyen istatikçi insanların ortalama beğeni oranlarını çıkartamaz.
Mesela biri ‘Mükemmel’ derken bir diğerinin yorumunu sadece ‘bööööğk’ ikonu ile yaptığına tanık oluyorsunuz, keza birinin ‘Seneye de buraya geleceğim’ yorumunun altında ‘Bir daha bu tesise gelenin’ deyip yorumunu yan yana üç nokta ile bitirene de…
Dedim ya bu üçüncü level pek keyifli. En azından ‘len iyi ki buraya gitmedim’ diye şükredebileceğiniz kadar da yararlı.
Kısacası oyun bittiğinde artık nereye gitmek istiyorsanız oraya yarı yarıya gitmiş gibi oluyorsunuz.
Eminim hanım da bıktı benim her yaz oynadığım bu oyunumdan da, garibim hevesim kırılmasın diye ona habire gösterdiğim tesis fotoğraflarına ilgi gösteriyormuş gibi yapıyor.
Eee hani oyun 4. leveli de vardı?
Unuttum mu?
Unutmadım tabi.
4.ve son level evin banyosu ve varsa küveti, yoksa o mutlaka vardır, çamaşır leğeni.
Giriyorsunuz banyoya sıvıyorsunuz paçalarınızı,sokuyorsunuz ayaklarınızı su dolu küvet ya da leğene,takıyorsunuz yıllar önce bir sahil kasabasından beş liraya aldığınız hasır yazlıkçı fotörünü başınıza,güneş gözlüğünüzü alnınıza kaydırıp alıyorsunuz elinize bir bardak soğuk su,kapatıyorsunuz gözlerinizi,dönüyorsunuz yüzünüzü banyonun ışığına güneş niyetine, yüksek sesle Akdeniz akşamlarını söylemeye başlıyorsunuz.
Sizi özendirmiş gibi olmayayım ama bu yazıyı bir tatil beldesinden yazıyorum dostlar.
Tatile çıkmaması gereken pek çok değerin her şey dahil konseptine adapte olarak ortalıkta içleri boş boş dolandığı bir tatil beldesinden.
Bir de leğen çatlak olmasaydı…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Olcay ERÖZDEN
Tatilcilik Oyunu
Yaz geldi ya;
Benim geleneksel tatilcilik oyunum da başladı.
Geleneksel diyorum çünkü artık yaz aylarında bir yerlere gidememek aile geleneğimiz halini aldı.
Dolayısı ile her şeyin sanal ortamda oyununun yapıldığı bir dönemde ben de kendime bir yazlıkçı oyunu yaptım, gidemesem de ya gidersem modunda özümle sanal sanal eğleniyorum.
Efendim 4 levelden oluşan oyun şöyle oynanıyor;
Sosyal medya başta olmak üzere ortalık otel ilanlarından geçilmiyor,her yer ultralısı ultrasızı her şey dahillisi,tam-yarım pansiyonlusu, oda kahvaltılısı,sadece odalısı,apartı,köyü,resortu misortu ile dolu dolu ya,
Seçiyorsunuz aralarından birkaç tanesini oyunu kurmuş oluyorsunuz.
Herhangi birine gitme olanağınızın olup olmaması hiç mühim değil, maksat kendinizi her an gidebilecekmiş gibi hissetmeniz.
Bir nevi sanal dinlence hali yaşamanız yani.
Seçiminiz bitince artık hangilerine gitme hayali kuruyorsanız onların ilanlarını incelemeye başlıyorsunuz.
Mesela benim tercihim ilanlarında kişi başı 150 TL 'den Başlayan Fiyatlarla,Her Şey Dahil Konsept-Özel Kum Plaj,0-12 Yaş Çocuk Ücretsiz-Otelde Ödeme İmkanı-Açık Havuz-Çocuk Havuzu-Gün Boyu Eğlenceli Aktiviteler- Balayı Misafirlerine Özel Konsept-Otelden Ön Ödeme İle Rezervasyon-Kredi Kartına Ücretsiz 6 Taksit-Koşulsuz İptal Hakkı-özel otopark diyen tesisler.
Gerçi ilanların günlük kişi başı 150 vs lira,0-12 yaş ücretsiz çocuk,balayı çiftlerine özel ikramlar,otelde ödeme imkanı,kredi kartı kısımları beni hiç bağlamıyor ama hani mesela demekte hoşuma da gitmiyor değil laf aramızda.
Neyse; tesisinizi belirledikten sonra oyunun 2. leveline geçiyorsunuz ki bu bölüm ilk bölümden çok daha heyecanlı.
Çünkü sanaldan reele geçip tesis ile iletişim kurmanız gerekiyor. O zaman da giriyorsunuz tesisin sayfasına ya da sitesine;
‘‘Şu şu tarihler arası iki kişi toplam konaklama bedeliniz nedir?’’ diye kısa bir mesaj yazıp gönderiyorsunuz.
Emin olun yüzde doksanı mesajınıza dönüyor.
Da;
Allaahhh; bir yanıtlar gelmeye başlıyor ki,evlere şenlik…
Elbette bu turizm işini hakkını vererek yapanları tenzih ediyorum ama sanki çoğu ilanların metinlerini tesislerin kriptoları yazmışlar gibi; mesajların ilanlarla uzaktan yakından alakaları olmadığını görüyorsunuz.
Özellikle kişi başı gecelik fiyatların başlıyor dediklerinin en az iki katından başladığını ve pakete dahil olanların sadece siz olduğunuzu anlıyorsunuz.
İsterseniz sinirlenip gördüklerinizden sonra oyunu ikinci levede de bırakabilirsiniz tabi de ,ben üçüncü levelide oynamanızı şiddetle tavsiye ederim; çünkü oyunun en eğlenceli bölümü o.
Konuk yorumları…
Burada tesis ile ilgili bir sürü birbirine taban tabana zıt öyle yorumlar oluyor ki, benim diyen istatikçi insanların ortalama beğeni oranlarını çıkartamaz.
Mesela biri ‘Mükemmel’ derken bir diğerinin yorumunu sadece ‘bööööğk’ ikonu ile yaptığına tanık oluyorsunuz, keza birinin ‘Seneye de buraya geleceğim’ yorumunun altında ‘Bir daha bu tesise gelenin’ deyip yorumunu yan yana üç nokta ile bitirene de…
Dedim ya bu üçüncü level pek keyifli. En azından ‘len iyi ki buraya gitmedim’ diye şükredebileceğiniz kadar da yararlı.
Kısacası oyun bittiğinde artık nereye gitmek istiyorsanız oraya yarı yarıya gitmiş gibi oluyorsunuz.
Eminim hanım da bıktı benim her yaz oynadığım bu oyunumdan da, garibim hevesim kırılmasın diye ona habire gösterdiğim tesis fotoğraflarına ilgi gösteriyormuş gibi yapıyor.
Eee hani oyun 4. leveli de vardı?
Unuttum mu?
Unutmadım tabi.
4.ve son level evin banyosu ve varsa küveti, yoksa o mutlaka vardır, çamaşır leğeni.
Giriyorsunuz banyoya sıvıyorsunuz paçalarınızı,sokuyorsunuz ayaklarınızı su dolu küvet ya da leğene,takıyorsunuz yıllar önce bir sahil kasabasından beş liraya aldığınız hasır yazlıkçı fotörünü başınıza,güneş gözlüğünüzü alnınıza kaydırıp alıyorsunuz elinize bir bardak soğuk su,kapatıyorsunuz gözlerinizi,dönüyorsunuz yüzünüzü banyonun ışığına güneş niyetine, yüksek sesle Akdeniz akşamlarını söylemeye başlıyorsunuz.
Sizi özendirmiş gibi olmayayım ama bu yazıyı bir tatil beldesinden yazıyorum dostlar.
Tatile çıkmaması gereken pek çok değerin her şey dahil konseptine adapte olarak ortalıkta içleri boş boş dolandığı bir tatil beldesinden.
Bir de leğen çatlak olmasaydı…