Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Tabiatın insanla savaşı !

Yazının Giriş Tarihi: 16.08.2021 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.08.2021 00:05

Türkiye’nin her bölgesi ayrı bir cennet. Bu cennet vatanımızın ise etrafında ateş çemberi var. İçinde de aynen öyle. Ormanlarımız alevlerle uğraşırken, asırlık ağaçların yanıp kül olmasını izlemek insanların vicdanlarını acıtıyor.

Yine, ülkemizde her yıl, belli bölgelerde sel ve su baskınları olayları yaşanıyor.

Ülkemiz yine deprem kuşağı ve tehlikesi altındaki topraklara sahip.

Bu yüzden yapılaşma ve kentleşme çok önemli.

Bakıyoruz, “dere kenarı serin olur” düşüncesinde olanlar, derenin suyun aktığı yere kadar inşaat yapmışlar. Hatta, dere yatağı içine demir, ağaç, beton direkler dikip, üzerine bina yapmışlar.

Bir başka düşünce “deniz kenarı, üfür üfür eser. Evimizi, barkımızı buraya yapalım. Hem de manzara şahane olur” düşüncesi var.

Birde, inşaat yapıp, daire, konut, ev satıp para kazanan meslek guruplarımız var. Bu meslek gurupları arasında en fazla eleştiri alanlar müteahhitler. Bazıları, işlerini öylesine özenli ve düzenli yapıyorlar ki önlerine geçip şapka çıkarmamak elde değil.

Bazıları ise “maliyeti üç kuruş ucuz olsun ama satış rakamları pahalı olsun” düşüncesiyle iş yapıyorlar. Hatta, bazı kişiler, kullandıkları malzemeden çalıyorlar. Demiri eksik, çimentoyu eksik, betonu eksik kullanıyorlar.

İşte bu özet bilgilere dayanılarak, ülkemizdeki meydana gelen facialara çözüm bulmak ve bulabilmek mümkün.

Kanunlarımız var çok şükür.

Ama bu kanunları uygulamak cesaret istiyor. Yada cesaret bir kenara liderlik istiyor.

Belediye başkanlarının kendi makamlarının kontrolü altında iken kendi kendilerine kaçak inşaat yaptıkları bir ülkede bizler ne kadar kaçak ve plansız yapılaşma ile mücadele edebiliriz?

Yetki var ama görev yapacak adam yok.

Çünkü, kaçak inşaat takip ve izleme müdürlüğünde görevli bir kişinin, belediye başkanının bizzat kendisinin yaptığı kaçak inşaata gidip, “burası kaçak arkadaş ben zabıt düzenleyeceğim!” deme yetkisi var ama yapabilme şansı ne kadar?

Bana göre sıfır.

Çünkü, o belediye başkanının emri altında çalışıyor.

Başkan ne derse kanun odur.

Yaşadığımız sıkıntılardan bir tanesi bu. İşin özünde denetimsizlik var. Birde kaçak inşaat yapanların yanına kar kaldığı bir durum söz konusu. Sürekli af çıkarıyor siyasetçilerimiz. Af çıkınca da kaçak inşaatla mücadele etmenin anlamı kalmıyor gibi bir olgu var.

Yaşadığımız sıkıntılardan ikincisi ise, hesap sorması gerekenlerin de durumu hasır altı etmesi.

Vatandaş, kaçak inşaat konusunda inanın belediye, kamu görevlilerinden daha fazla duyarlı. Nerede bir hareket görse, burasının kaçak yapı olduğunu düşünse hemen gerekli yerlere bildirimde bulunuyor. Sonrasında ise başına olmadık işler geliyor. Yapı sahibi kapısına dayanıyor. Kendisini şikayet edenin bu kişi olduğunu nereden ve nasıl öğreniyorsa…

Sonra, kaçakla mücadelede etkin önlem alınmıyor.

Kaçak, bütün baskılara rağmen, bazı vatandaşların “dişli”, ısrarcı ve ne yaptığının farkında olup, kanunları bilen kişiler olsa bile, zabıt tutulmasıyla kalıyor. Encümene geliyor. Para cezası yazıyor. Sonrasında bu yazılan para cezası, sanki kaçak inşaata belediye eliyle ruhsat verilmiş garanti belgesi gibi kullanılıyor.

Kimse, bu kaçak yapının yıkılması veya eski haline getirilmesi amaçlı çalışmıyor. Takip yok. Yapılan işlemler sınırlı. Devamı yapılmıyor.

Kaçak inşaat yapanın yanına kaçak yapı kar kalıyor vesselam.

Sonra, bakın geçen hafta içinde Karadeniz bölgesinde yaşadık. Geçen sene Bursa’nın Kestel ilçesinde yaşadık. Ülkemizin cennet diye düşündüğümüz pek çok bölgesinde doğal sel ve su baskınlarını yaşıyoruz. Yüzlerle kişi sularda boğulup ölüyor.

Bunun hesabı şimdiye kadar soruldu mu?

Hani, sel baskını altında kalıp, vatandaşların vefat ettiği olaylarla ilgili ne gibi kanuni işlemler yapıldı?

Benim öğrendiğim kadarıyla, “doğal afet” denilerek dosyalar işlemler kaldırıldı.

Sonrasında, bu bölgeye imar izni veren, bu binalar yapılırken kontrol görevini ihmal eden veya ettiği düşünülen görevliler hakkında herhangi bir cezai işlem yapıldı mı? Dava açıldı mı?

Çünkü, bu olay öyle görüldüğü gibi basit bir boğulma olayı değil. Bilerek ve isteyerek sel baskınlarına, su baskınlarına zemin hazırlanmasına yönelik eylemler söz konusu. Siz, dere kenarları, su toplama havzaları, taşkın sahalarını imara açarsanız sonuç böyle olur…

Peki, bu işlerle etkisi, yetkisi olanlara hesap sormaya ne zaman başlayacağız?...

Daha çok tane ev, bina, konut yıkılacak. Kaç kişi sel sularında ölecek?....

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.