Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Suçlu algı mı? İnsanlar mı?

Yazının Giriş Tarihi: 21.04.2021 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.04.2021 00:03

Son yılların en moda söylemi, “algı operasyonları var. Biz böyle yapmak istemedik ama, olay çarpıtılıp, eğilip, bükülüp algı operasyonlarıyla halka yanlış aktarılıyor…” şeklindeki tartışmaların içinde buluyoruz kendimizi.

Dünya ve Türkiye gündemi Pandemi salgını. Buna neden olan ise koronavirüs nedeniyle yayılan Covid-19 hastalığı.

Bizler., her gün yazı konusu ararken, ister istemez elimiz kolumuz koronaya gidiyor. Çünkü, etrafımızdaki insanlarımız bu hastalık nedeniyle vefat ediyorlar. Hastanelere yatıyorlar. Yoğun bakımlarda ölüm kalım savaşı veriyorlar.

Bir görüntü böyle.

Birde diğer görüntü var, “bana ne, kime ne, sana ne!” mantığı. Bu mantığa göre de korona, morona yok. Uydurma hastalık. İnsanlar zaten ölüyor, ölecekler.

Bunun yanında hayatın gerçekleri var. Ekonomi. Çalışma, ekmek parası kazanma. Elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet vb faturaları zamanında ödemek gibi. Evleri kira olanların kirasını ödemeleri gibi.

Koronavirüs yayılımı nedeniyle insanlarımız çoğu zaman evlerinden dışarıya çıkamıyorlar. İşyerleri kapalı. Çalışıp para kazandıkları işletmeler virüs tehlikesi nedeniyle kapalı. İnsanlarımız, ekonomiye katkı sağlayamadıkları gibi, ellerindeki avuçlarındaki birikimlerini de bitirdiler. Hazıra hazine dayanmaz. Sıkıntılar büyük. Dertler büyük.

Dünyada birde siyasi gündem var. Suriye zaten malum, 12 yıldır gelen savaş haberlerine alıştık. Gelen haberleri eskisi gibi dikkatle izleyip, dinlemiyoruz. Bu bölgedeki iç savaş haberleri artık rutin oldu. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sıkıntısı da Azerbaycan’ın operasyonları ile bitmek üzere. Şimdilik ateşkes var ama Ermenistan olayı bir türlü hazmedemiyor. Rusya ile Ukrayna arasındaki tedirginlik, İngilizlerin Karadeniz’e savaş gemisi göndermesi, Amerika’nın savaş gemisi göndermesi kararı, sonra bu kararını ertelemesi olayları bile koronavirüs haberlerinin önüne geçemedi.

Türkiye gündemine bakalım. 104 Emekli amiralin yazdığı ve açıkladığı, darbe söylemi içeren bildiri tartışması hala devam ediyor. Konuyla ilgili soruşturmada devam ediyor.

Sonrasında ortaya birde 128 milyar dolar meselesi atıldı. İddiaya göre 2017 yılında Merkez Bankası döviz satışı sırasında 128 milyar doları hiç etmiş…

Bu konuda, uzmanlar, olayı bilenler, bilmeyenler pek çok tartışma içindeler. İlk tartılma, olayla ilgili Mudanya’da patlak verdi. CHP ilçe örgütünün astığı pankartlar indirildi. CHP genel başkanı olayı ayyuka çıkardı.

Türkiye genelinde bütün CHP örgütleri 128 milyar doları içeren afiş, pankartları astılar. Bunlar, güvenlik güçleri tarafından toplatıldı.

Bilen, bilmeyen herkes ama herkes 128 milyar doların ne olduğunu merak etti. Ediyor. Bunlara bende dahilim. Yani, 128 milyar dolar, Merkez Bankası kasasından nasıl çıkarıldı?

Bu miktar az, buz para değil. Pek çok ülkenin devletin senelik bütçesinden bile fazla bir para.

Kamyona yükselen, sığmaz. TIR’a yükselen bir tanesi yetmez.

Sonrasında, uzmanların görüşleri “algı operasyonu” diye sıfatlandırılıp tartışmalar başka boyutlara taşınmaya başladı.

Bu konuda eski Hazine Müsteşarı olan şu an CHP milletvekili, daha öncede Bursa milletvekili olan İlhan Kesici cevap verdi; “128 milyar bir yere kaybolmaz. Devletin kasasında duruyor. Merkez Bankası bilançolarını doğru okumayı bilenler, ekonomiyi bilenler, biraz olsun muhasebattan anlayanlar, bu paranın devletin kasasında bulunduğunu görebilir…” anlamına gelen açıklamasını yaptı.

Sonra, CHP kendi içinde sıkıntıya düştü. Öyle ya, genel başkan 128 milyar doların Merkez Bankasından alınıp hiç edildiğini söylüyor, aynı partinin milletvekili genel başkanını tekzip edercesine paraların devletin kasasında durduğunu anlatıyor.

Bu konu biraz ters köşe ve ters algı operasyonu oldu.

Eskiden savaş ganimetlerinin paylaşılması sırasında askerler arasında çıkan tartışmalarda zamanın büyükleri söylerlermiş; “hazine bulmuş harami gibi atlama bu olayın üstüne..” diye.

İşte bir algı operasyonu daha. Ortada fol yok, yumurta yok ama siyasette toz duman öylesine göğe yükselmiş ki, duyanlar, görenler, bilenler bile şaşırmış, bakıyorlar.

Olmayan bir şeyi varmış gibi göstermek ve halkı buna inandırmak galiba en büyük algı operasyonu. Bu konuda başarılı olunan konularda var. Tabi, siyaset değil, normal insan ilişkilerinde bile bu algı operasyonları insanların hayatlarını değiştiriyor.

Kendisini olduğundan daha fazla bir kişilik sahibi olarak göstermek isteyen, bana göre kendini beğenmişler kadar, başkaları adına söylemlerde bulunup, onun bunun anlattıklarını, hazine bulmuş haramiler gibi ortalığa saçanların yaptıkları da en büyük algı operasyonu olarak lanse ediliyor.

Birde, suçüstü yakalananların durumları söz konusu. Delillerle yaptığı olaylar açığa çıkanlar, “bana iftira atıyorlar” diyerek kendini aklama, paklama yönünde ürettikleri algı operasyonları da var.

Burada ister istemez düşünmek gerekiyor, acaba suçlu insanlar mı, yoksa algı operasyonu mu?

Malum, bütün suç algı operasyonu diye atılıp, faili meçhule doğru ilerliyor….

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.