Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Şu gizli şeker meselesi

Yazının Giriş Tarihi: 01.04.2019 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.04.2019 00:01

     TURDEP isimli ünlü bir çalışmaya göre Bursa, şeker hastalığı farkındalığı en yüksek illerin başında geliyor. Bu iyi haberin yanında iyi olmayan haberi de hemen vereyim. Aynı çalışmaya göre ülkemizde şeker hastalığı oranı en yüksek illerden biri de Bursa'dır.

     Başlıkta gizli şeker dediğime bakmayın. Bu kelimeyi kullanmaktan mümkün oldukça kaçınırım ben. Gizli şeker dendiğinde ya gereği kadar önemsenmiyor, ya da şekerin çok yüksek olduğu durumlar önemsenmezken gizli şeker çok daha fazla endişeye neden oluyor.

     Deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki, şekeri sınırlarda gezen hastalar şanssız hastalar arasındadır. Neden öyle düşündüğümü izah edebilmek için gizli şeker diye bahsedilen durumlarda yaşanabilecek riskleri anlatmak istiyorum.

      Öncelikle, gizli şeker tanısının nasıl konduğunu hatırlayalım isterseniz.

     Türk Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği'ne göre, gizli şeker ( Prediabet ) tanısı koyabilmek için şu şartlardan birinin olması yeterlidir:

1. Açlık kan şekerinin 100 -125 mg arasında olması. Buna bozulmuş açlık glikozu denir.

2. Şeker yükleme testinde 2. saatin sonunda şeker düzeyinin 140 - 199 mg olması. Buna bozulmuş glikoz toleransı denir.

3. Hb A 1 c değerinin 5,7 ile 6,49 arasında olması

     Dünya Sağlık Örgütü, bu kriterlerden birincisinde sınırı 110 mg olarak kabul etmektedir.

     Gizli şeker, açık seçik bilinen şeker hastalığı kadar tehlikeli değildir ama büsbütün de zararsız değildir. 23 Kasım 2016 da BMJ isimli Tıp dergisinde yayınlanan bir çalışmada bu riskler incelenmiş. Her biri ortalama 10 yıla yakın süren 53 farklı ve büyük çalışmanın topluca incelenmesine dayanan bu çalışmada gizli şeker tanısı konmuş kişiler, şekeri 100 mg’ın altında olan kişilerle kıyaslanarak kalp damar hastalıkları ve ölüm risklerindeki artış oranları belirlenmiş. Bu çalışmaya göre şu sonuçlar ortaya çıkmış:

     Açlık kan şekeri 100 mg. ile 109 mg arasında olanlarda kalp krizi, felç ve tüm nedenlerden ölüm yani üç büyük riskin toplamı yüzde 13 daha yüksek bulunmuş. Bu durumda, açlık kan şekeri, örneğin 105 mg olan bir kişi “Benim şekerim normal ve sorun yok” dememelidir...

     Bu kıyaslamalar açlık kan şekeri 110 mg ile 125 mg olanlar için de yapılmış. Risk artış oranı bu kez yüzde 26 bulunmuş.

     Şeker yükleme testinde 2. saatin sonunda şeker düzeyi 140 mg ile 199 mg arasında bulunanlardaki risk artışı ise yüzde 30’a ulaşmış.

     HbA1c 5,7 ile 6 arasında olan kişilerde toplam risk artışı yüzde 21 iken HbA1c 6 -6,5 aralığında olduğunda bu oran yüzde 25 bulunmuş.

     Çok sayıda rakamı bir yana bırakıp genel bir bakışla konuya yaklaşırsak, açlık kan şekeri 100 mg’ı, HbA1c 5, 7’yi geçtiğinde kalp krizi, felç ve tüm nedenlerden ölüm riskleri artmaya başlıyor.

   

 

     Uzun sözün kısası, şeker hastalığı trafik kazası gibi ansızın gelmiyor. Sinsice usul usul geliyor, yok sayıldıkça, ihmal edildikçe ilerlemeye devam ediyor. Gizli dendiği zamanlarda bile çok büyük risklere yol açıyor. O halde dikkatli olmak, takip ve tedavileri bilimsel kurallara uygun şekilde yapmak hayat kurtarıcı olabilir.

     Selam ve saygılarımla.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.