Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Soylu’nun “asil” ifadeleri

Yazının Giriş Tarihi: 14.12.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.12.2020 00:00

Ülkemizde son 40 yıldır terör saldırıları ve bölücülerin toprak kapma kavgası nedeniyle olaylar yaşanırken, bu olayların önlenmesine yönelik mücadele edenlerle, terör uzantılarının sözde “beyaz yakalı” savunucularının suratlarındaki maske, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından bir kez daha belgeleriyle yerle yeksan edildi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, bir kez daha terör ve terörist sevicileriyle, bunlarla mücadele edenlerin, devletin birliğini, vatanın bölünmez bütünlüğünü koruma adına canla başla çalışan kamu görevlilerinin karşı karşıya gelmesine yol açtı. TBMM’de temsil edilen ve hemen her konuda bölücü destekli olduklarını inkar etmeyen HDP’li vekiller, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef alarak, terör örgütlerine karşı yapılan operasyonları ve çalışmaları eleştirdi. Bir takım suçlamalarla olayların üzerini karartma kampanyasına dönüştürmek üzere oluşturdukları senaryoyu uygulamaya kalktı. Bakan Soylu, yaptığı konuşmalar ve ellerindeki belgelerle, hem HDP hem de ana muhalefet CHP’li milletvekillerinin ortaya attıkları iddiaları birer birer çürüttü.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ilk önce, bölgedeki belediyelere kayyum atanmasıyla ilgili iddialara cevap verdi. "Örgüte istihbarat sağlayan, belediye kepçesiyle çukur, barikat kazan, belediye aracıyla terörist cenazesi kaldıran, bombalı eylem yaptıran, teröristin adını cadde ve sokaklara veren, belediye binasında roketatar ve silah depolayan, arka odadaki Kandil'in müfettişinden talimat alan adamlara, elinde silah yok ve mağarada yaşamıyor diye göz yummuyoruz" dedi.

Soylu, "Teröriste terörist diyoruz, destekçisine de terörist diyoruz; ihbarcısına, işbirlikçisine, çocukları kandırıp dağa gönderen belediye başkanına terörist diyoruz; İmralı'daki devrik terörist başına terörist diyoruz. Koltuğu için birbirini yiyen Edirne'deki Demirtaş'a da, Karayılan'a da, tecavüzcü Biçirpinin Duran Kalkan'a da terörist diyoruz" diye konuştu.

Bakan Soylu, daha sonra, bölgedeki terör olaylarının nedenlerini sıralayıp, yapılan operasyonlar, alınan siyasi ve ekonomik önlemler, kamu yatırımları sayesinde, halka güven ve huzur getirildiğinin altını çizdi.

Soylu, "Bizim yaptığımız sadece terörle mücadele değildir, bu aslında emperyalizmin bütün kollarıyla mücadeledir. Bu bir kalkınma mücadelesidir" ifadesini kullandı.

"Biz, yaptığımız işin, verdiğimiz kararın, ortaya koyduğumuz mücadelenin doğru olup olmadığını anlamak için millete bakarız, eldeki sonuçlara bakarız." diyen Soylu, AK Parti hükümetlerinin 18 yıldır Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da umutsuzluğu sildiğini, istismarı yere serdiğini vurguladı.

Bölgeye hastaneler, yollar, üniversiteler, spor salonları, okullar, anaokulları, bilgisayar kodlama sınıfları, gençlik merkezleri, kütüphaneler, organize sanayi siteleri, kadın merkezleri, kayak merkezleri yaptıklarını anlatan Soylu, ayrıca duble yollar, tekstil atölyelerinin yapıldığını belirtti.

Hakkari'den örnekler veren Soylu, bölgeye doğal gaz götürüldüğünü, konutlar yapıldığını, anjiyo merkezi açıldığını, yeni hastanelerin de biteceğini belirtti. Soylu, Yüksekova'ya ve Şemdinli'ye yeni kaymakamlık binası yapılacağını, Derecik'te temelleri attıklarını dile getirerek, "Ohhh! paralar PKK'ya gitmiyor, millete gidiyor. Oh, oh! Not alın not, not" sözlerini sarf etti.

Bu mücadelede üç sac ayağı bulunduğuna işaret eden Soylu, "Birisi, halkın huzur ve mutluluğu. İkincisi, yatırım refahı ve kalkınma. Üçüncüsü de orada yaşayan insanlara güvenilir bir gelecek duygusudur. Bu felsefe küresel güçler ve Batı tarafından defalarca her türlü araçlar ve örgütlerle, PKK/PYD, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C gibi maşalarla hedef alındı ama hiçbir sonuç alamadılar. Onların saldırılarına karşı milletin desteği, devletin gücü, inancımız ve siyasi kararlılıkla mücadele ettik. Allah'ın izniyle başardık, başarıyoruz" dedi.

İçişleri Bakanı Soylu’nun verdiği bir örnek ise, inanın ülkemizdeki coğrafi zenginlikler ve bu zenginliklerinin turizm amaçlı kullanılması halinde elde edilecek olan kazançların nasıl olabileceğini gözler önüne serdi.

Terörle, uyuşturucuyla mücadelede yalnız bırakılmış bir Türkiye olduğunu ifade eden Soylu, İsviçre 3 bin metre rakımda turistler için teleferik yaparken, Türkiye'nin Van'ın İran sınırında 3 bin 55 rakımda karakol kurup terör, kaçakçılık ve uyuşturucuyla mücadele ettiğine işaret etti. Soylu, Hollanda 14 bin 400 hektara ektiği lalelerle ekonomisini planlarken, Türkiye'nin geçen yıla göre 2,7 kat artan ve piyasa değeri 22,9 milyar lira olan 115 milyon kenevirin ekimine tedbir almakla uğraştığını kaydetti.

İşte, ülkemizin değerlerinin terör olayları ile nasıl heba edilmeye çalışıldığının en büyük delili, ispatı. Biz, neden İsviçre gibi bu dağlarımızı turizm amaçlı, ekonomik getiri amaçlı kullanmayalım?...

Türkiye'yi yüzde 8 binlik faizlerle, gazete manşetleriyle terbiye etmeye çalışanlara karşı ilk kez, siyasetinin gücüyle, devletinin gücüyle, milletiyle dik durabilen, karşı çıkan, cevap veren bir Türkiye olduğunu belirten Soylu, bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini kaydetti.

Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu ve suç geliri operasyonu olan "Bataklık operasyonu" nun 2020 içinde yapıldığını anlatan Soylu, bu yıl uyuşturucu suçlarında gözaltı sayısının 209 bin olduğunu, 22 bin 518 kişinin tutuklandığını söyledi.

Bakan Soylu’nun bu asil açıklamaları sırasında, HDP’li vekillerin sabırları taştı. TBMM sıralarını yumruklamaya ve gürültü, patırtı çı4karmaya çabaladılar. Hatta, Ak Partili milletvekillerinin üzerine doğru yürüyüp, demokrasimizin göz bebeği meclisi kavga ortamına çekmeye çalıştılar.

Milletimiz, TV ekranlarından verilen canlı yayınla, kimin ne olduğunu bir kez daha anladı…..

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.