Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sosyal Medyaya fren !

Yazının Giriş Tarihi: 02.10.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.10.2020 00:00

Dünyadaki medya düzeni, internetin kullanılmaya başlanılmasıyla birlikte büyük değişim gösterdi. Elinde akıllı cep telefonu olan herkes, medyaya özendi ve kendisini anında görüntü veren gazeteciler gibi göstermeye başladı. Bazıları ise işi bulandırmaya, bazıları da sulandırmaya başladılar. Doğru / yanlış bir sürü bilgi internet ortamında yayılıyor ve insanların pek çoğu da bu yalan yanlış bilgiler yüzünden birbirlerine adeta düşman oluyorlar.

Ülkemizdeki medya düzeni de bu modaya harfien uydu.

Bir bakıyorsunuz, yapılan açıklama ve paylaşımlarla insanlar sanki birbirleriyle savaşa girmiş hale geliyorlar.

Karşılıklı suçlamalar, hakaretler, küfürleşmeler, ailesine yönelik saldırılar, mesleki saldırılar, toplumda hoş görülmeyen bir sürü olaylara tanık oluyoruz ister istemez sosyal medyada.

Bu durumu, pek çok kişi “tüfek icat oldu, mertlik bozuldu!” diye yorumluyor. Bana göre de durum aynen bu cümlede ifade edilen gibi. Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu.

Gazetecilik mesleği bu değil.

Eline üç beş kuruş para geçiren, yanına bir siyasetçi takımı bulan, kendisine herhangi bir belediye kasasından 3-5 harçlık verilenler bakıyoruz, karşımıza geçmişler, bizim mesleğimizi elimizden almışlar, bizden çok gazeteci kesilip sağa sola akıl vermeye, “bunu yapın, bunu yapmayın” gibi telkinlerde bulunmaya çabalıyorlar. Bazıları da başarılı oluyor. Bazı kişiler, ne maliye ne de Basın Yayına  kayıtlı, kuyutlu olmayan siteler sayesinde epey para kazanıyorlarmış.

Ne diyeyim, sapla samanı ayıramayan kamu yöneticileri ile siyasetçilerimizin olduğu böylesi bir dönemde, galiba atı alan Üskürdar’ı geçiyor.

Türkiye’de 1 Ekim tarihi itibariyle sosyal medya ve internet ortamında yapılan yayınlarla ilgili yeni bir döneme girildi. Devlet, bu işe el attı ve Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanı Devlet Bahçeli’nin “bu böyle olmaz, böyle gitmez. Bu olayları kişilerin isteklerine göre değil, kanun ve nizamlar çerçevesinde yapılması gerekiyor” düşüncesiyle adımlar atıldı. Toplum düzeni, kamu çıkarları ve insanların iş ve özel hayatlarının koruma altına alınması, aile birlikteliğinin sağlanması için gerekli olan kanunlar çıkarıldı ve uygulanmaya başlanıldı.

Önce, kanunu ve nasıl çıkarıldığını hatırlayalım. Sosyal medya düzenlemesi, 29 Temmuz'da TBMM’de kabul edilerek yasalaşmıştı. Bugün yürürlüğe giren sosyal medya düzenlemesi ile kişisel hak ihlalleri düzenleme altına alındı. Erişim engeli kararı verilen içerikler 4 saat içerisinde kaldırılacak, sosyal medya ağ sağlayıcıları ise Türkiye'de birer temsilci bulundurmak zorunda olacak. Bunu yerine getirmeyen firmalara, dört aşamalı bir ceza sistemi uygulanacak.

Kişilik haklarının ihlal edilmesi halinde İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un, erişimin engellenmesi kararı verilmesini düzenleyen hükmü yönünden de içeriğin çıkarılması kararı verilebilecek. Erişim Sağlayıcıları Birliği tarafından ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcıya gönderilen içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararının gereği en geç 4 saat içinde ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilecek.

Yani, herhangi bir kişi Facebook ortamında bir kişi, kurum ve özel kuruluş hakkında paylaşım yaparsa, bu paylaşımda ceza kanunlarımızı göre suç teşkil ettiği belirlenirse, içeriği kendisi kaldırmasa bile alan sağlayıcı kurum olan Faccebook bu yayını kaldıracak ve izin vermeyecek.

İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talep etmesi durumunda hakim tarafından, başvuranın adının, ihlale konu internet adresleriyle ilişkilendirilmemesine karar verilebilecek. Kararda, Erişim Sağlayıcıları Birliği tarafından hangi arama motorlarına bildirim yapılacağı da yer alacak. Böylece arama motorları tarafından başvurucunun adı ile ihlale konu içeriğin ilişkilendirilmemesi sağlanarak kişilik haklarının daha etkin korunması sağlanacak. Kişisel hak ihlallerine 48 saat içinde cevap verilecek, yapılmazsa cezası 5 milyon lira olacak.

Yasaya göre, günlük erişimi bir milyondan fazla olan ve ülkemizde sık kullanılan, elinde cep telefonu olan herkesin merakla dakika başı açıp baktığı Facebook, twiter, instergam gibi pek çok içerik sağlayıcı yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıları Türkiye'de temsilci bulunduracak. Temsilci bulundurmayanlar ilk aşamada 10 milyon lira idari para cezası alacak. İkinci aşamada, 30 gün daha atama yapılmazsa 30 milyon lira daha ceza ödeyecek. Üçüncü aşamada, 3 ay süreyle yeni reklam sözleşmesi yasağı gelecek, dördüncü aşamada ise yüzde 50-60 oranında bant daraltma cezası verilecek.

Bütün bu düzenlemeler bana göre, senelerini medya sektörüne vermiş olan birisine göre, kanunun uygulanmasından önce ortaya atılan eksikliklere ve uygulama sırasında oluşabilecek özel durumlara göre hareket edilip, düzeltileceği konuşulmasına rağmen  gayet normal. Fakat, bazı kişiler ise bu kısıtlamaların eleştirilerin engellenmesi, yeni fikirlerin ortaya çıkmasının engellenmesi ve Kamu ve siyasi uygulamalara yönelik eleştirilerin engellenmesi olarak bakıyor. Bu kişiler, sosyal medyada atıp sallayanların engellenmesi ve zaptı rap altına alınmasını isterken, diğer yandan bu şekilde olaya bakmaları, çifte standart olarak göze batıyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.