Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Siyasette var olma

Yazının Giriş Tarihi: 06.05.2019 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.05.2019 00:03

Ülkemizdeki siyasi parti sayısını bilen okurlarım var mıdır yok mudur bilemiyorum. Ama, ben sizlere hemen sayısını yazıyorum; 30 Nisan 2019 tarihi itibariyle yapılan araştırmada mevcut siyasi parti sayımız 93.

Siyasi yapıya bakıldığında ise kuruluşu en eski gözüken parti CHP. CHP’nin şekli şemali böyle olmasına rağmen yine de 1980 senesindeki darbe ile kapatılıp, siyasi yasaklı parti haline gelmesi, siyasi yasakların kalkmasından sonra yeniden kurulup hayata geçirildiği dikkate alındığında ise kurulan en eski siyasi parti 1983 senesi itibariyle şu anda Bursa il başkanının kim olduğunu ben bile bilmediğim bir zamanların tek başına iktidar gücüne sahip olan Anavatan Partisi.

Bazı arkadaşlarım, Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi’nin 1999 seçimlerinden sonra birleşip Demokrat Parti haline dönüştüğünü söylese de kağıt üzerinde kurulu hala Anavatan Partisi var.  Doğru Yol Partisi var.

Yani, ülkemizdeki siyasi partilere üye olan vatandaşlarımızın sayısına baktığımızda ise yaklaşık 20 milyon civarında kayıtlı bir üye var. Oysa ki, ülkemizde 31 Mart tarihinde seçmen sayımız, 52 milyon 695 bin 831 kişi.

Ülkemizdeki memur sayısına baktığımızda ise Devlet PlanlamaTeşkilatının 2018 yılı sonu itibariyle hizmet veren 2 milyon 315 bin 014 kişi merkez idare Bakanlıklarda, 4 bin 192 Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) lerde, 110 bin 895 kişi ise belediyelerde görev yapıyor. Toplam sayı 2 milyon 430 bin 101 memur. Memurların kanuna göre siyasi partilere üye olması yasak. Yaklaşık 2 milyon 430 bin kişi bu yasak kapsamında olurken, geriye kalan 49 milyon 500 bin seçmenin hepsinin istedikleri bir siyasi partiye üye olabilmeleri mümkün. Fakat, eldeki sayılara göre, seçmenlerin oy kullanıp destek olmasına rağmen herhangi bir siyasi partiye üye olmama gerekçeleri değişik. Kimisi, iş nedeniyle, kimisi aile yapısı nedeniyle siyasi partilere üye olmaktan uzak duruyor. En önemlisi ise bazı kişiler kendi üye oldukları siyasi partilere oy vermediklerini bile ifade edebiliyorlar.

Demek ki, ülkemizdeki siyasi yapı ve halkın, seçmenlerin siyasete yön vermeleri konusunda bazı eksiklikler var. Bunların en büyük eksikliği ise Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu. Çünkü, seçmenler, herhangi bir siyasi partiye üye olmaları halinde, seçimler sırasında halkın iradesi değil, parti yönetimlerinin aday listelerini belirledikleri için böyle bir tercihte bulunmadıklarını açıkça söylüyorlar.

Bu yaşanılan olayların neticesi, az veya çok 31 Mart mahalli seçimleri sonucunda sandığa yansıdı. Küskünlerden bazıları sandığa gidip oy kullanmadı. Bazıları ise başka adaylara oy verdiklerini söylediler.

Siyasi partiler bana göre az da olsa bu mesajı almışlar. Özellikle iktidar Ak Parti, mesajı almış gibi hissettiriyor. Bu yüzden parti teşkilatlarında önemli bir revizyona gidileceği beklentisi hakim. Yine de halkla beraber olmak ve 31 Mart seçimlerinde AK Parti’nin seçim sloganı olan Gönül Belediyeciliği söylemini icraata geçirme adına bir takım öneriler ve gelişmeler yaşanıyor. AK Parti’nin Ankara Kızılhamam’da yeni seçilen belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda bu durum, bizzat genel başkan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından anlatılıp, başkanlara bu konularla ilgili sıkı görevler verilmiş.

Basına kapalı bölümünde belediye başkanlarına mahalle meclisleri kurmaları talimatı verildiği medyaya sızdı.

AK Parti'nin kuruluş zamanında var olan ve artık eskisi gibi uygulanmayan mahalle meclisleri, yeni dönemde aktif hale getirilecek. Bu kapsamda 'gönül belediyeciliği' anlayışına uygun olarak kurulacak olan mahalle meclislerinde, öncelikle halkın sıkıntıları dinlenecek.

Mahalle mahalle sıkıntılar varsa tespit edilip çözüm tavsiye getirilecek. Mahallenin öncelikleri yerel yöneticilerle paylaşılacak. Halkın beklenti ve istekleri toplanarak yöneticilere aktarılacak. Mahallede hayata geçirilmesi planlanan projelerle ilgili olarak mahalle halkının görüş ve önerileri de bu meclisler aracılığı ile belirlenecek. Mahalle meclisleri sayesinde belediye başkanı ve yerel yöneticiler de düzenli olarak mahalle sakinleri ile bir araya gelecek.

Mahalle meclisi toplantıları sayesinden vatandaşlar belediye başkanlarının vermiş oldukları sözleri yerine getirip getirmediklerini de denetlemiş olacak. Düzenli olarak yapılan bu çalışmalarla yerel yönetimlerle vatandaş arasındaki bürokrasi ortadan kalkacak. AK Partili belediyeler tarafından daha önce kurulan ve kent için önemli katkılar sağlayan kadın, gençlik ve çocuk meclisleri de daha aktif hâle gelecek. Bu meclislerin kapasitesi genişletilerek toplumun tüm kesimlerinin buralarda temsil edilmesi sağlanacak.

11 maddelik seçim manifestosunda 'Halk İle Birlikte Yönetim' başlığında konuya geniş yer verilmişti. Bu kapsamda, belediye faaliyetleriyle ilgili kararlara, şehir sakinlerinin en üst seviyede katılımının temin edileceği ifade edildi. Kurulacak meclisler ile bu hedefe ulaşılması sağlanacak.

31 Mart seçim sonuçlarına göre, parti teşkilatları ile mahalli temsilciler arasındaki köprülerin tam olarak işlemeyişinin sancıları görüldü. Siyasette var olmak içinde partilerin halkla irtibatlarını kesmemeleri gerekiyor. Ne demiş büyüklerimiz, “beni aramayanı ben hiç aramam!”

Seçmenin düşüncesini aynen böyle. Kendisiyle ilgilenmeyen siyasi partiye “hayır” diyebiliyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.