Siyasi Partilerde şimdi belde, ilçe ve il kongrelerinin heyecanı sardı parti örgütlerini, teşkilatlarını.
Sırasıyla bütün siyasi partiler kongre yapmak zorundalar. Bu sistem de Eylül ayında işlemeye başladı. Henüz partiler, kongre süreçleriyle ilgili seçim takvimlerini açıklamamış olsalar bile, partiler içinde hafiften hafife kaynamalar var. İnsanlar, hizmet aşkıyla yanıp tutuşanlar, bir koltuk kapmanın peşindeler. Bazıları ise mevcut koltuklarını koruyup, yönetimlerde kendisiyle anlaşamayanları tasfiye edip, yepyeni kadrolarla hizmete devam planları yapıyorlar.
Bütün bunlar, yaz aylarında durağan hale gelen, İstanbul seçimleri de olmasa, sıcak havalardaki siyasetin gölgesini hissedemeyeceğimiz günlerin geride kalmasına yol açtı. 
Şimdi, icraat zamanı. 
Beldelerde ve ilçelerde kongre takvimleri açıklanır açıklanmaz hızlı bir şekilde seçimler yapılacak. Muhtemelen, Eylül-ekim aylarında bu işlemler tamamlanacak. Kasım ve Aralık aylarında ise il kongreleri yapılacak. Büyük kongre delegeleri belirlenecek. Ocak-Mart ayı içinde ise siyasi partilerin büyük kongrelerini bazılarının deyimi ile kurultaylarını toplamak zorunluluğu var. Bu durum, Siyasi Partiler Kanunu gereği zorunlu. 
Bu zorunluluk, parti içindeki hareketlenmeleri beraberinde getiriyor. 
Şimdiden, hazırlık yapanlar var. Şimdiden, “önce bir delege olalım. Delegeliği sağlamlayalım, sonra seçilen delegelere bakarak rotamızı çizeriz” diye bekleyenler var. Eski-yeni delege denklemi ve isimleri masanın üzerine koyarak, “ben bu isimlerden oy alırsam, başkanlık koltuğuna kesin otururum” diyenler var. 
Neticede, siyasette hareketin olması, insanların birbirlerini arayıp sorması, bazı istemlerde bulunması gayet normal. Hele seçim zamanı bu arayıp sormalar gerçekten çok mu çok ilerliyor. Bazı insanlar, kendisine destek olacakları bilmesine rağmen emin olabilme adına sürekli onları arayıp, yanında, etrafında görmek istiyorlar. Tabi, durgun ekonomik ortamlarda bu durum, buluşmalar çay-kahve ikramları, bazıları için yemek ikramları vs. derken epey tuzluya mal oluyor. 
Siyasette var olmak isteyenler ile siyasette yollarına devam etmek isteyenler arasında ise gizliden gizliye bazı ayak oyunlarına tanıklık etmeye başladık. Biz, zaten her seçim öncesinde bu gibi durumlara alıştık. 
Sanki, partinin delegesi bizlerin de bazıları gelip, “bu kişi var ya bu kişi…” diye sözlerine başlayıp,  “…benim mutlaka başkan olmam lazım…” sözleriyle bitirdikleri konuşmaları yine tekraren dinliyoruz mecburen. Mecburiyetten. 
Ne yapalım, bizimde kaderimiz ve mesleğimiz gereği yaşamak zorunda olduğumuz konular bunlar. İnsanları dinleyip, onları topluma, kamuoyuna tanıtmak, onların yapacağı işlerle ilgili fikir ve projelerini paylaşmak, duyurmak bizlerin görevi. Bazıları her ne kadar uçuk kaçık olsa da kabul edilemez durumda olsa da fikir ve projelere saygı gösterilmesi gerekiyor. 
Bugünkü ülke genelindeki siyaset gündeminde ise yeni kurulacak ve AK Parti iktidarına son vereceği iddialarıyla konuşulan yeni siyasi oluşumlar var. Tabi, bazı eski siyasetçiler, unutulmuş olanlar, unutulmaya yüz tutmuş olanlar veya partinin önde gelenlerinin “bu kişi bizim işimize yaramaz…” düşüncesini beyan ettikleri kişilerde yeniden sahnelerde boy göstermeye başladılar. Ne yazık ki, bizim meslektaşlarımızdan bazıları da bunlara bilerek veya bilmeyerek alet oluyorlar. İnsanlar zaten miadını doldurmuş. 
“Bu kişilerden artık ne kendilerine ne topluma, ne vatana millete hayır gelmez” diye düşündüğümüz eski koltuk sevdalılarının bu özlemleri, siyasetteki yeni hareketlenmeler nedeniyle bazen fırsat kollama gibi tetikle beklemeleri partiler adına üzücü. 
Yine bazı kişilerin bu eski siyasetçilerin etrafında toplanıp, “bizim ağabeyimiz iyidir” mantığı ile ya da “Ablama laf söylettirmem…” düşüncesinde olanların sahnelerde yer tutması, ülke siyasetimizin gelişmesi ve yeni nesillere siyaset cephesinde yer açılabilmesi adına gerçekten utanç verici bir tablo. 
Siyasi parti yöneticilerin bunları çok iyi değerlendirmesi, kongre süreçlerinde ise beldelerden başlayıp, ilçelerde, il yönetimlerinde ve merkez parti yönetimlerinde “hep aynı şarkı” düşüncesini andıran, “yine mi aynı kişiler?” sorusunun sorulmasına engel olacak kararlar almasını bekliyoruz. 
Bu dönem, siyasette değişimi ve yeni yüzlerle parti yönetimlerini değiştiren siyasi yapıların çok daha fazla oy toplaması bekleniyor. Çünkü halkımız ve seçmenlerimiz, karşılarına hep aynı kişilerin gelmesinden son derece rahatsızlık duyuyor.