Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Siyasetin direksiyonu

Yazının Giriş Tarihi: 08.07.2019 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.07.2019 00:00

Ülkemizde 2002 yılından bu yana muhalefetin sesi sedası olmayan ve iktidarı zorlamaya yetmeyen bir siyasi yapı ile siyasi ve ekonomik istikrar içinde gelip gidiyorduk.

Aradan geçen 17 yıl sonra yapılan 2019 mahalli seçimleri, iktidara bir ders verir nitelikte çıktı. İstanbul’da ise olayın yeniden sahnelenmesi ve seçimlerin yenilenmesi kararı alınması, iktidar açısından 31 Mart tarihinde seçmenlerin sandıklarda verdikleri uyarıların çok üzerinde, muhalefetin bir araya geldiğinde, birleştiğinde, iktidarı zorlayıp, koltukları ellerinden alabilecek güçte olduğunu gösterdi.

Peki, bu seçimlerde verilen mesajlar, iktidar açısından ne gibi algılandı. Önemli olan mesele bu.

İktidar kanadı, parti içindeki muhalefetin bir süredir dillendirdiği yeni parti kurulmasına yönelik çalışmaları önleme adına bazı adımlar attı. Mesela, kamu bankaların yönetimine eski siyasetçiler getirildi. Mesela, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare kurulu oluştu. Bazı kamu yönetimlerine ise eski milletvekilleri getirildi. Belediye kazanılan bölgelerdeki eski milletvekillerinin de partiden kopmamaları için onlara yeni koltuklar ve yeni sıfatlar bulunmaya başlandı.

Gözler Ankara’da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından çıkacak olan sözlere çevrildi.

Erdoğan, yeni parti kuracağı konuşulan kişilerle ilgili olarak, “bazıları geçmişte yaptılar. Denediler. Olmadı. Siyasi tarihe gömüldüler…” sözleriyle, AK Parti içindeki milletvekilleri ile parti teşkilatlarına bir nevi uyarılarda bulundu.

Muhalefet ise hem 31 Mart hem de 23 Haziran’da İstanbul’da alınan sonuçlardan sonra, ülkemizdeki yönetim sistemini tekrar gündeme getirip referandum önerisinde bulundu. Aslında, genel seçimlerden önce, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi referandum ile halkımız tarafından kabul edilmiş ve uygulanmaya konulmuştu. Şimdi, tekrar tekrar referandum çağırısı yapılmasına AK Parti ve MHP kanadından itirazlar var. Siyasetin yaz-boz tahtası olmadığı anlatılıyor.

Fakat, AK Parti içinde ve de özellikle Erdoğan’ın yaptığı konuşmaya göre, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminde bir takım aksaklıklar belirlendi. Bazı eksiklikler ve sıkıntıların olduğunu da inkar etmiyorlar. Bu sıkıntıların çözümü içinde formül ve görüşlerin toplandığını ifade ediyorlar.

AK Parti içinde birde 23 Haziran seçimleri sonrasında kabine değişimi tartışması başlandı. Özellikle sosyal medyada kabine üyeleriyle ilgili bazı paylaşımlar yapıldı. 3-4 tane ayrı listeler paylaşılıp kamuoyunda tartışıldı. Bu listelere baktığımızda ise yeni kurulacağı söylenilen sanal hükümet listesinde MHP’li Saffet Sancaklı’nın da isminin olması dikkat çekti. MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı, her ne kadar kendisine ne MHP lideri Devlet Bahçeli ne Parti yönetimi ne de AK Parti kanalından böyle bir teklif gelmediğini söyledi.

AK Parti teşkilatlarında da bazı isimlerin tekrar bakan olmasına yönelik beklentiler olması, hükümette yeni bir değişim yapılıp yapılmayacağı veya yeni bakanlıkların yeniden kurulup kurulmayacağı, özellikle de Binali Yıldırım’ın sosyal medyada konuşulup yazılıp, çizildiği gibi Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı olarak görevlendirilip görevlendirilmeyeceği tartışılıyor. Listelerde Bursa milletvekili ve Başbakan eski Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu’nun da ismi Adalet Bakanı olarak yazılmış. Çavuşoğlu, bu kronuyla ilgili uzaktan yakından ilgisinin olmadığını ifade etti.

Görünen o ki, herkes bir yakıştırma peşinde.

Herkes kendi bildiği, güvendiği isimlerin kabinede yer almasını bekliyor.

Tabi, kararı verecek olan tek kişi var. Oda hem Cumhurbaşkanı hem de AK Parti genel başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan. Erdoğan, kabinede yer alan damadı Berat Albayrak nedeniyle bazı partililerce eleştiriliyor. Bazı vatandaşlar ise açıkça bu eleştirilerini sosyal medya hesaplarından paylaşıyor. Hatta, yapılan kamu yatırımları ile ilgili bilgilendirme mesajlarının altına yorum olarak bu konularla ilgili şikayetler yazılıyor.

Dünyanın bin bir türlü hali var. Ülkemizdeki sorun sadece kabine değişikliğiyle halledilecek olsa, inanın hiçbir lider, kabine eleştirilerinin son dakikasına kadar sabır göstermez. Hemen gerekeni yapar, istenmeyen bakanlar gider, yerine yenileri gelir., Fakat, bu istenmeyen kişilerin değiştirilip yerlerine gelecek olanların yapacakları hizmetlerle dertlerin bitmesi kesin değil. Çünkü, sosyal ve ekonomik sıkıntılar devam ediyor. Bugün beğenilmeyen bir kişinin yarın veya öbür gün kahraman ilan edilmeyeceği ne malum!

Bizler,siyasette bunları hep yaşadık. Yakın tarihimizden örnek, 12 Eylül 1980 tarihinde yapılan askeri darbe ile görevden uzaklaştırılan siyasi liderler, referandum ile halkımızın istekleriyle tekrar geri dönüp, partilerinin başına geçtiler ve önce Süleyman Demirel, sonra Necmettin Erbakan sonra da Bülent Ecevit sırayla başbakanlık koltuğuna oturdular. Ki, 12 Eylül askeri darbesi bu kişilerin ülkemizi kaosa sürüklediklerini iddia ediyordu. Hatırlatmak istedim, dün sevilmeyen., kötülenen liderler, daha sonra yeniden iş başına gelip halkın umudu olmuşlardı.

Dün, dündür, bugün bugündür…” işte bu söz çok önemli. Ne oldum değil, ne olacağım sözünü genel açkılaması gibi….

Siyasette halkın dikiz aynası ve direksiyonu takip edilmeden yeni rota çizilmez….

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.