Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Siyasetin ayak oyunu

Yazının Giriş Tarihi: 12.11.2021 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.11.2021 00:07

Türkiye’de gerçekten zor günler yaşanıyor. Döviz ve altın fiyatlarındaki yükseliş, piyasalardaki beklenmedik zamlar, insanların alım gücünün azalması, kısaca ekonomik kriz kapımızda.

Dünyaya bakıyoruz, pandemi sırasında yaşanılan ekonomik sıkıntıların büyük çoğunluğu aşılmış durumda. Şimdi, işlerine güçlerine bakıyorlar. Ülkemizde ise döviz fiyatlarındaki yükseliş ve ne zaman ne olacağına dair öngörüde bulunulmayışı, piyasaları olumsuz etkiliyor. İş güç sahipleri yatırım yapma yerine “bekle gör” sistemine göre beklemeye geçmişler.

Bir başka sıkıntılı durum ise siyasette.

Komşu ülkelerimiz Yunanistan’da hükümet krizleri bitmek bilmiyor. Koalisyonlar, günün şartlarına göre karar değiştiriyorlar. Erken seçim artık onlar için alışılmış bir hal aldı.

Bulgaristan’da durum çok farklı. Son üç genel seçim yapıldı. Hepsinden de hükümet çıkmadı. Bu Pazar yine seçim var. Bakalım nasıl bir sonuç çıkacak. Çünkü, bu ülkede koalisyon dahi olsa hükümetin kurulmayışı kamu yatırımlarının durmasına, ekonomik krizin yükselmesine yol açmış. İç piyasalardaki durum ve hali bizim ülkemizden daha beter durumda.

Hani, “beterin beteri var, haline şükret dostum” diye olan Orhan Gencebay şarkını var ya, Bulgaristan’da durum ve vaziyet aynen öyle.

Orta Avrupa’da eski Yugoslavya toprakları üzerinde kurulan ülkelerde de yine tek başına iktidar olan hiçbir siyasi yapı yok. Hepsinde koalisyon var. Hepsinde siyasi kriz var. Siyasetin ayak oyunları, bu nüfusu az ve etkisi ve ismi çok büyük olan, özellikle Avrupa denildiği için akan suların durduğu ülkelerdeki siyaset ve ayak oyunları, Türkiye’deki siyasetin eline su bile dökemez durumda.

Ülkemizdeki siyasette ise epey farklı konular var.

İYİ Parti grup başkanı Lütfi Türkkan’ın şehit babasına yaptığı küfürlü hakaretin bana göre üzeri kapatılmak isteniyor. Ama, siyaset buna izin vermiyor. Vermemeli. Bu durum öyle, “genel başkanımıza karşı tacizde bulundu. Karşılığını aldı” şeklinde geçiştirilmeye çalışılacak bir durum değil. Siyasete soyunan, siyaset yapan, toplumda lider olan herkes bu duruma alışmalı. Amerikan başkanlarına yumurta atanlar var. Eski Başbakan ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yumruk atıp burnunu kıran vatandaşlar var. Bülent Ecevit’e başbakanlığı döneminde yazar kasa atan esnaf var.

Bütün bunların olgunlukla, liderliğe yakışan sabırla karşılanması gerek.

Siyasetin ikinci bir tartışma konusu ise muhalefetin 2023 seçimlerine yönelik sürekli ısıtma politikası yürütmesi. Bu konu aslında önemli. Çünkü, zaman su gibi akıp geçiyor. Tarihlerde ve beklenen günde gelip çatıyor.

2023 Haziran ayında Cumhurbaşkanı seçimi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekilliği genel seçimleri aynı gün ve aynı anda yapılacak. Şimdiden ülkemizi ikiye bölen ve iki kutuplu siyaset haline getiren iki ittifak yapılaşması mevcut. İnsanlarımız, çocuklar bile artık bu ittifakları ezberledi.

Kim, kiminle, nasıl dans ediyor? Bunların bilincine varıldı.

İktidar Cumhur ittifakının önderliğini AK Parti yapıyor. En büyük destekçisi ise MHP. Sonrasında BBP ve aynı siyasi emellere hizmet eden partiler geliyor.

Ana muhalefet CHP’nin önderliğini yaptığı Millet ittifakı ise yamalı bohça gibi gözüküyor. CHP, en büyük destekçisi İYİ Partinin bütün ikazlarına, uyarılarına rağmen bu ittifaka mahalli seçimlerde resmen dahil ettiği ve destek aldığı, ismi bölücü örgüt ile anılan  HDP’yi de tekrar resmi ortak yapabilme çabasında. Muhalefet lideri Kemal Kılıçtaroğlu bu işi kendi adaylığı ve seçimleri muhtemelen kazanma imkanı hesabına göre ısrarla sürdürüyor. Çünkü, hesaba göre, iktidara kızany, ekonomik krizler ve döviz, altın fiyatlarındaki yükselme, piyasalardaki istenmeyen zamlar yüzünden seçmenler AK Parti ve Cumhur ittifakı desteklerini çekip, oylarını Millet ittifakına verecekler.

Duruma göre, proje, hizmet yarışı değil, ekonomik sıkıntıların öç alınmasına yönelik bir seçim olmasını hedefliyor gibi görüntü var Millet ittifakında.

Fakat, aday kim olacak?

Sıkıntı burada. İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener, “liderler aday olmamalı” dediğinde, Kemal Kılıçtaroğlu’nun sanırım rotayı neden HDP’ye doğru çevirdiğini anlayabilmek mümkün. Çünkü, her ne olursa olsun, CHP’de kılıçlar şimdiden çekilmiş ve “aday çıkarmak için aday belirleme değil seçimi kazanmak için aday belirleme” istemi, ısrarla söylenmeye başlanılmış durumda. Kemal Kılıçtaroğlu ise bu söylemlere kulaklarını tıkamış, “ben gönüllüyüm” diyerek, muhtemel adaylarında önlerine set çekmeye çabalaması, siyasetin ayak oyunlarının nasıl oynandığının işareti.

Halk ve vatandaş açısından durum vaziyete bakıldığında, bu konuların iyice anlatılması halinde, halkımız mevcut durumu kavrıyor. Özellikle, ekonomik sıkıntıların aşılması için dua edip, siyasi ve ekonomik istikrarın eski günlere kavuşturulmasını bekliyor.

İktidar AK Parti, 2023 Haziran ayına kadar değil de 2022 yılında bu sıkıntıları aşabilecek ekonomik politikaları şimdiden geliştirmek ve halkın cebindeki paraların erimesine göz yumma politikası yerine, kazan/ kazan politikası uygulaması lazım.

Çünkü, vatandaşların pek çoğu artık ekonomi profesörlerinden daha fazla profesör oldular. Yoksa, 2023 seçimleri çantada keklik değil.

Birde, Saadet Partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında yapılan görüşme siyasetin yeni bir dönüm noktası olabilir mi?

Bu sorununda cevabı çok önemli. Bugün yarın üzerindeki sır perdesi kalkar….

Merakımızı gideririz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.