Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Siyasete sıkılan Mafya kurşunu

Yazının Giriş Tarihi: 01.06.2021 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.06.2021 00:03

Türkiye’de halkın desteğini alamayan bazı kişiler, siyasal iktidara karşı olmadık saldırıları başlattılar. Görülen tabloya göre, ülkemizde 1990’lı yılların ortasında yaşanılan, mafya= siyaset =ticaret= medya denklemine benzer bir olaylar zinciri yeniden başlatılmak isteniyor.

Önce eskiyi hatırlamakta fayda var.

Tarih 19 Eylül 1994. Emlak Genel Müdürü E.C. o dönemin yer altı dünyasının babası olduğu sanılan A.C.’nin adamları tarafından vurulması. Ortaya CİVANGATE ismi takılan bir sürü yolsuzluk, sahtekarlık, rüşvet, ihale skandalları iddialarını çıkardı.

Sonra, tarih 3 Kasım 1996’yı gösterdiğinde ise Susurluk’ta bir otomobil, bir kamyona çarptı.

Otomobilin içinden polis müdürleri, aranılan kanun kaçağı ve eski bir katil ile çok sayıda bürokratın beraber iş yaptığına dair belgeler, bilgiler, silahlar çıktı.

İşte bu iki olay, Türk siyasi tarihine kara lekelerle yazıldı.

Susurluk olaylarında ismi geçen dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ağar’ın ismi bugünlerde yine siyaset, mafya polemiklerinin ana kaynağı olmuş gibi gözüküyor.

Mafya, o tarihlerde bugünkünden daha fazla güçlü idi.

Çünkü, devlet içinde bir devletmiş gibi hareket ediyorlar, bürokrat kadrosundaki, siyaset kadrosundaki arkadaşlarıyla, yandaşları sayesinde, belki de daha sonra terör örgütü olarak karşımıza çıkan FETÖ’nün de yardımlarıyla güçlerine güç katıp, iktidarları alaşağı edebilecek şekilde bilgi ve belgeye sahip olabiliyorlardı.

Geçmiş, geçmişte kaldı.

Köprünün altından çok sular aktı.

Pek çok kişi gerçeği gördü.

Mafya ile mücadele, terörle ilgili mücadele kadar ilgi odağı oldu.

Yakalanan her uyuşturucunun arkasında bir mafya babasının isminin çıkması, gerçekte şaşılacak olay değil. Ülkemizdeki terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin, bu güvenlik güçlerine destek verip, onlarla beraber dağ, tepe, operasyonları yürütüp, hainlerin inlerine kadar girilmesine yol açan başarılara imza atanlar, elbette ki bu kişilerin özel radarlarına girdiler.

Sonra, siyasette bileklerini bükemedikleri, sırtlarını yere getirip tuş edemedikleri bu kişilerle ilgili, gerçek dışı kampanyalarla saldırılar başlatıldı.

Son günlerde, bir mafya babasının yurt dışına kaçtıktan sonra, ülkemizdeki işlerine çomak sokup, kurulu tezgahlarını bozduğunu öne sürdükleri İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile başlayıp, etrafındaki kişilere kadar yöneltilen bazı iddialarla siyasete kurşun sıkılmaya başlandı.

İnternet çöplüğünde şöyle bir gezdiğimiz zaman ise, bu kişinin yanına bazı kişileri alıp, galiba kendisine karşı operasyonların yapılmasına engel olabilme adına birtakım pozlar takındığını ve iktidara yakın, özellikle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en büyük savunucu gibi gözükmeye özen gösterdiği anlaşılıyor.

Hani, yabancı filmlere konu olan ve bizimde ibretle izlediğimiz ve hayali olarak yaratılan,. Zenginlerden alıp, çalıp fakirlere dağıtan sözde halk kahramanı Robin Hood gibi gösteriyor kendisini.

Sonra, iş ortakları uyuşturucu ile yakalanınca bu kişinin ismi ortaya çıkıyor. Yurt dışına kaçıyor. Makedonya’ya yerleşiyor. Buruda da hükümet takibe alıyor. Uyuşturucu, kumar ve fuhuş ticaretinde ön plana çıkması, bunun yanı sıra dost ve kardeş ülke Türkiye aleyhine propagandalar yapmasıyla takibe alınıyor. Pek fazla iz bırakmadığı için, ikamet bildiriminde bulunmadığı gerekçesiyle sınır dışı ediliyor. Sonrası malum.

Haftada birkaç video ile ortalığa karıştırma adına, siyasete yön verme adına, bürokratlara “ben buradayım, hala güçlüyüm” mesajı verebilme adına başlıyor zırvalamaya.

Söylediklerini bende ilgiyle ve ibretle izliyorum.

Varılan nokta şu; muhalefet, hazine bulmuş harami gibi hareket etmeye başladı. İktidar gerekli mücadeleyi başlattı.

Hedefteki isim İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.

Neden? Diye düşünelim.

Terör örgütleri birer ikişer yok ediliyor. Bölücülerin bile mağaraları, zindanları yerle bir edildi. Üst yönetim kadroları, güvenlik güçlerinin başarılı operasyonlarıyla etkisiz hale getiriliyor. 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe girişiminden sonrasında yepyeni bir Türkiye ve yepyeni bir terörle mücadele, uyuşturucu ile mücadele, mafya ile mücadele başlatıldı.

Başarılı olundu.

Peki, bu operasyonların ana merkezindeki isim kim?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.

O halde hedef belli. Mafya, siyaset, medya ve onun işbirlikçileri topyekun saldırı başlattılar. Çok şükür ki, halkımız bu kurulan tuzaklara pek itibar etmiyor. Böylesine dürüst, vatan ve millet sevgisiyle görev yapan bir bakan, sırf mafya istedi diye harcanmaz.

Harcanmamalı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.