Türkiye Cumhuriyeti, ''demokratik hukuk devletidir'' bu cümleyi çocukluğumuzdan beri siyasilerin ağzından sık sık duyarız. Acaba gerçekten öyle midir? Çok partili sisteme geçtiğimiz 1946 senesinden günümüze 75 yıl geçti. Bir çok kırılma noktası yaşadığımız Cumhuriyetimiz de darbeler, muhtıralar, gerçek demokrasiye geçiş sürecimize daima bir fren olmuştur. Darbeler tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir, lakin birde perdenin görünmeyen diğer bir yüzü vardır. Siyasetin  mafya ile işbirliği yapması, binlerce olayı, sırrı bünyesinde barındıran bu kirli çıkar ilişkileri, kim bilir kaç can almıştır ve kaç olay hala karanlık noktalarda kalmıştır.? Son günlerde Sedat Peker'in Dubai'den çektirip Youtube den paylaştığı dört videoyu konuşuyor. Biz Sedat Peker gibi kişilere her zaman karşı olduk, demokrasinin gerçek mana da yerleşmiş olduğu ülkelerde mafya yapılanmalarına prim verilmez ve yaşatılmaz. Oysa biz de halk demokrasiyi sindirememiştir. ''padişahım çok yaşa'' kültüründen gelen bir neslin devamıyız. Allah'a kul olmaktan başka kimseye kul olunmaz diye anlatılır kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim de, Eski nesil ise kendilerini Padişahın kulu sanıyordu (büyük kısmı) işte bu kültürden gelen bizler de daima bir biat kültürü genlerimize kadar işlemiştir. Sedat Peker şahsi sayfasından bir paylaşım yapardı altında binlerce yalaka yorum yazılırdı, okur ve insanlık adına utanırdım, paylaştığı veya konuştuğu sıradan cümleler bile bu kitleye neredeyse  ''Ayet ''gibi geliyordu. Özgür beyinlerin ve bireylerin çok azda olsa tepki koyduğu yorumlarda oluyordu elbette, medeni cesaretlerini kullanarak  yanlışı ortaya koymaya çalışıyorlardı kendilerince, ve azda olsa bizzat hakaret edenlerde vardı. Devlet yetkisini alan bazı şahıslar Sedat Peker gibi kişilerle kirli ilişkilere ve ortaklığa girmiş olabilirler bu geçmişte de vardı, bu gün de var, sanırım yarın da olacak gibi görünüyor. Günümüz de Alaattin Çakıcı ve Sedat Peker kavgasının yansımasının getirip gün yüzüne çıkmasına sebep olan bu durumun, an itibarı ile galibi Alaattin Çakıcı'dır  Hem cezaevinden çıktı, şahsı için özel af çıkarıldı ve binlerce hükümlü onun sayesinde serbest kaldı. Hem sırtını iktidara dayamış olan Sedat Peker'in yurt dışına kaçışına sebep oldu. Sedat Peker, adeta bir siyasi gibi mitingler yaptı, iktidarın hatalarından biri de buydu, buna müsaade etmemeliydi, millet o an sessiz kalır fakat not eder, unutmaz. Ne demişti Sedat Peker ''kanla duş alacağız'' böylesine fantastik ve iğrenç bir cümle her zaman karşısına çıkacak Peker'in. İktidar ile ortak payda da buluştukların da Sedat Peker çok daha abartılı konuşmuştu. Muhalefet partilerini ve iktidara oy vermeyecek seçmeni tehdit etmesi, demokrasilerde olmayacak şeydi her ne kadar düşe kalka gittiğimiz kadar da olsa demokrasiler bu tehditleri kaldırmaz, iktidarlar değiştiğinde hesap sorulurdu, bu kez iktidar değişmeden hesap sorulmaya başlanıyor. Süleyman Demirel'e Derin devlet nedir? sorusu sorulduğunda kısa bir cevap vermişti. ''Derin devlet, normal devletin ray dan çıkmış halidir.'' demişti Bu gün Sedat Peker bazı işlerde kullanıldı mı? kullanıldıysa bunları deşifre eder mi? Bu güne kadar konuşup paylaştığı dört video ön hazırlık ve iktidara ''konuşurum' 'tehdidi mi?  zaman gösterecek. Videolar da anlattığından çok anlatmadıkları önemli, Özellikle ANAP-DYP birleşmesinin sabote edilmesi, bu konu bu gün tam netleşmedi, Merkez sağ siyasetini bitirip Ak partiye yol açan hareket buydu, kim ne derse desin Merkez Sağın ölüsü bile iktidara oynardı, Doğru yolcular ile ANAP'lıları birbirine kırdıran ve araya nefret tohumları eken o birleşeme me kongresinin öncesinin ve sonrasının hesabı Hem Mehmet Ağar'a hem de Erkan Mumcu'ya sorulmalı, karanlık noktalar aydınlatılmalı ve her zaman ismi ile birlikte şaibe taşıyan Melih Gökçek'in evinde o gece ne oldu? ifşa edilmelidir. Kısaca devlet Siyaset, mafya ilişkilerini engellemeli ve mafya  iyi bir şeymiş gibi gösterilmemelidir. Karanlıkta kalan konular aydınlatılmalı ve gerekenlere yargı yolu açılı kamuoyu aydınlatılmalıdır.