Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sirenler ve Selalar (2)

Yazının Giriş Tarihi: 17.04.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.04.2021 00:00

Ne kadar çok arttılar.

Nerdeyse hayatın bir parçası oldular.

Hep varlardı ama bu sefer farklılar.

Cankurtaranların sirenlerine selalar karıştıkça bir garip bir senfoni kaplıyor şehrin üzerini

Bestesi acı, güftesi ölüm olan.

Bir arkadaşımdan covide bağlı ölümlerin selalarının verilmediğini duymuştum, gerçek mi değil mi bilemiyorum ama selalar sadece ölen kişilerin adlarını verilerek bittiğine göre gerçeklik payı var demektir çünkü çoğunlukla meftaların ne zaman hangi vakitte nereye defnedilecekleri söylenmiyor.

Sirenlerse tam aksine bağıra çığıra anlatıyorlar her şeyi.

Elbette cankurtaranlar üç milyonluk bir şehirde sadece salgından muzdarip insanları taşımıyorlar hastanelere de, bundan bir-iki ay önce de sayıca bu kadar çok olmadıkları da bir başka gerçek.

15 Nisan itibarı ile hasta sayımız

3.080 i ağır 4.086.257 vefat sayımız 35.031

Sağlık Bakanlığının ileri sürdüğü bu verilere itirazlar  var da, hadi biz doğru kabul edelim.

Ama istatistiğin okumasını biraz değiştirelim;

Mesela yukarıda ki verileri içeren cümleyi şöyle kuralım;

Aynı havayı soluduğumuz,aynı dili konuştuğumuz,aynı dine mensup olduğumuz,birbirimize ana, baba, amca, dayı, yeğen ,bacı, abi, kardeş diye hitap ederek manevi akrabalığımızı tescillediğimiz vatandaşlarımızın an itibarı ile 3.080 si ağır olmak üzere 4.086.257 si hastalandı.

Kaybettiğimiz ana,baba,amca,dayı,yeğen,bacı,abi,kardeş sayımız da 35.031 e ulaştı.

Ağır oldu değil mi?

Oysa hep beraber nasıl da alışıyorduk hastalarımızı meftalarımızı rakamlarla kodlayıp,verilere uzaktan uzaktan uzağa bir göz atıp acaba bu gün kaç kişi virüse yaklanmış, kaçı ağır, kaçı ölmüş diye anlık merakımızı giderip hiçbir şey yokmuşçasına kendi dertlerimize dönmeye.

Eskiler hatırlarlar;

Bir zamanlar Bursa’nın bir Atatürk stadyumu vardı.

O Stadyumun koltuk kapasitesi 25.000 idi.

Ne alaka mı?

Koronadan hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın sayıları göz önüne getirilirse alaka anlaşılır.

Eğer yaşasalardı ve olanak olup hepsi birden Atatürk stadında maç izlemeye gelselerdi ve tabi stad da hala içimize sindiremediğimiz nedenlerden dolayı yıkılmasaydı o 25.000 koltuk tamamen dolacak 10.031 i de stada bile giremeyeceklerdi.

Örnek absürtmü oldu, peki.

Hadi Atatürk Stadına gelmesinler de  her beraber 1972 yılında açılan 3.500 seyirci kapasiteli Bursa Spor Salonuna gitselerdi 31.531 i içeri giremeyerek kapıda kalacaklardı.

Efendim; o salonda mı yıkıldı bu örnekte mi absürt oldu?

İyi o zaman son örnek;

İçinizden 35.031 e kadar bir sayıverin lütfen; bakalım ne kadar zamanda sayabileceksiniz.

Ama sayı atlamaca yok; ölüm hiç birini atlamadı çünkü…

Pisipisine ölüyoruz.

Kadına, çocuğa yönelik tacizlerin sonunda ki cinayetlerde pisipisine giden bahtsızlarımızı saymıyorum bile…

Faturayı ya kadere ya da fıtrata kesiyoruz, yeni ölüm haberleri almak ve sahte vah vah lar demek için yine televizyon karşısına oturuyoruz.

Sahte vah vah lar diyorum çünkü hiçbir vah vah bir sonra ki pisi pisine ölümü engelleyemiyor.

Hayatımıza dair ne varsa bir an da celladımız oluvermesi an meselesi.

Süslü süslü kocaman kocaman bir sürü laf arasında kim vurduya gidiyor meftadan önce istatistik oluyoruz.

Sirenler selalara karışıyor;

Önce kulaklarımız alışıyor sonra vicdanlarımız.

Sadece merakımız yerinde kalıyor;

Acaba bugün kaç kişi öldü?

Onu bile tam sayamıyoruz ya neyse.

Halimiz hal değil,bir garip efsun

Sorumlusu sizsiniz birader

Dediklerinde bile şaşırmıyoruz

***

Yazının birincisini 11 Aralık 2020 de yazmıştım; verileri güncellenmiş olanı ile arasında ki  rakam farkını yazmaya ise yüreğim yetmiyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.