Dünya ve teknoloji hızla değişiyor. Eskiden atlarla meydanlarda yapılan savaşların yerini tanklarla yapılan savaşlar almıştı. Yıllar geçtikçe değişen teknoloji sayesinde uzun menzilli füzeler ortaya çıktı.

Ve daha sonra nükleer silahlar geliştirildi. Konvansiyonel ve nükleer silahlar halen geçerliliğini korusa da artık çok farklı ve kan dökmeyen ilginç bir saldırı sistemi ortaya çıktı: Siber savaş.

Bir ülkeye zarar vermek isteyen farklı güçler, siber saldırılar yaparak amacına büyük oranda ulaşıyor.

Siber savaş, karşıt çıkarları olan ulusların, birbirlerine bilişim ağ ve sistemlerini kullanarak saldırması olarak özetlenebilecek bir olgu. Siber savaş etkinlikleri; propaganda siteleri açmak, karşı tarafın sitelerini işlemez hale getirmek, hatta şehirlerin alt yapı sistemlerini çökertmek kadar ileri giden saldırgan eylemleri kapsayabiliyor.

Siber savaş birçok tarihçi ve akademisyenin görüşüne göre ilerleyen dönemlerde gerçek savaşlardan çok daha etkili bir savaş haline dönüşebilecek ve hatta belki de beşeri olarak gerçekleştirilen karşılaşmaları tümüyle ortadan kaldırarak sadece siber savaşlar dahi bir ülkeye felakete sürükleme konusunda yeterli olabilecek. Yani, siber savaşların zararsız olduğunu düşünmek ve insanların yaptığı savaşlardan daha kansız geçeceğini ummak büyük bir yanılgının başlangıcı olacaktır.

Tarih sahnesinde görülen ilk siber savaşın tarihi 1982 yılına dayanıyor. Bu yıllarda Rusya ve ABD arasında gerçekleşen siber savaşta Moskova, Kanadalı bir şirketten doğal gaz boru hatlarını kontrol etmeye yardımcı olacak bir yazılım çaldı. Ne var ki, Amerikalılar kısa süre içerisinde bu durumu fark etti ve operasyonu durdurmak yerine yazılımın içerisine kendi lehlerine kullanabilecekleri bir virüs yerleştirdi. Böylece Rusya'nın çaldığı yazılım bir süre sonra ellerinde patladı. Sözün gelişi değil, bu operasyon gerçekten patlama yarattı. Ne var ki, Rusların fark edemediği böcekli yazılım boru hatlarındaki akışı normalin dışında seviyelere çıkarttı. Bu normal olmayan seviyeler sonucunda borular infilak etti ve uzaydan dahi görülebilecek bir patlamaya neden olundu.

Bir diğer siber savaş örneğiyse bu tarihten 10 sene kadar sonra yine başrol koltuğunda ABD'nin oturmasıyla gerçekleşmiştir. 1992 Yılında ABD, Irak'a savaş açmadan önce Irak için bir siber savaş tertip etmiş ve savaşın başlaması halinde tüm iletişimi tek bir kod satırıyla sonlandırmıştır. Irak'ta meydana gelen bu iletişim çöküşü askerlerin arasındaki irtibatı en aza indirgemiş ve savaşın doğrudan ABD'nin lehine işlemesine yardımcı olmuştur.

Yukarıda görüldüğü iki siber savaş örneği gibi daha birçok siber savaş örneği bulunmakta ve siber savaşların arasına eklenebilecek örneklerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu durum siber savaşın fiziksel savaşa ne denli yardımcı olduğunu ya da siber savaşın ne kadar ciddi olduğunu anlamamız için fazlasıyla yeterlidir.

Türkiye’nin önlemleri

BGA Bilgi Güvenliği uzmanlarından Huzeyfe Önal, buy konuda şunları söylüyor: “Türkiye'nin .tr uzantılı adresleri ODTÜ bünyesinde ve tek merkezde bulunuyordu. Ancak yapılan saldırılardan sonra bu yapı geliştirilerek farklı merkezlere dağıtıldı. Önal’a göre; bu sayede gelen saldırı talepleri tek bir merkezde toplanmak yerine farklı lokasyonlara çekilerek gelen talebin yükü dağıtması ve sistemin işlemeye devam etmesi sağlandı.”

Sonuç olarak; çağın gerisinde kalmak istemiyorsak bu alanda çok güçlü bir alt yapı oluşturmamız ve yetkin kadrolar yetiştirmemiz kaçınılmazdır.