Ahali sanal alemde yirmi ya da yirmili yaşlarında çekilmiş fotoğraflarını paylaşıp duruyor.
Bence güzel bir akım.
Özellikle yolun ikinci yarısından sonra tanıştıklarının gençlik hallerini görmek insanın hoşuna gidiyor.
Sanırım akla gelen ilk soru da;
Neredeeen nereyeee….
Oluyor.
Sahi nereden nereye ?
Yirmi yaşında ki fotoğrafını paylaşanlarımız kırk-elli yaşlarında ki fotoğraflarını nostaljim diyerek paylaşabilecek yaştalarsa bu soruya verecekleri yanıt pek romantik olmayacak.
Örneğin benim dört onluk gerimde kalan yirmi yaşımdan bu yana yaşadıklarımın, gördüklerimin kerhen de olsa tanıklık ettiklerimin üçte iki buçuğu hiçte romantik değil.
Aksine dramatik.
Hatta önemli bir kısmı da trajik.
Bir zamanlar tanığım biri durup durup ‘Her şey gün günden iyi olacağına gün günden kötüye kaçıyor’ derdi de, abarttığını düşünür hadi canım sende diyerek hiç umursamazdım.
Son zamanlarda sık sık onun bu cümlesini kurarken yakalıyorum kendimi.
Yok;
O zamanlar şu şöyleydi, bu böyleydi, o hiç bu değildi, ötenin berikiyle zinhar alakası yoktu gibisinden yakınmalar içeren cümleler kurup içinizi daha da karartmaya hiç niyetim yok.
Sadece yirmi yaşınızda hayattan umduklarınızın bulduklarınızla ne kadar örtüştüğünü soracağım size.
Biliyorum zor yerden sordum;
Ama emin olunuz ki çalışmadığınız yerden sormadım.
Çünkü yirmiden sonrasını tek tek ezberleyerek, ezberletilerek geldiniz artık hangi yaştaysanız ona.
Yılların ruhlarınızda ki resmi geçidinde bıraktıkları ayak izlerini ne yapsanız silmenizin mümkün olmadığını da aşikar.
Yine de bazı ayrıntılar bu süreçte aklınız çıkmış olabilir; verileri silmişte olabilirsiniz, yok saydıklarınız da vardır elbet.
İyisi mi sizi yormamayayım küçücük bir kopya vereyim;
Yanıtlamaya sizi en az üzecek olanlardan başlayın.
Kendime sorduğumda ben öyle yaptım; işe yaradı.
Gerçi, yanıtım yazılı olsaydı bir paragrafı geçmezdi ama ziyanı yok…
Yine de selam olsun yirmi yaşımızda ki bizlere…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Olcay ERÖZDEN
Selam olsun yirmi yaşımızda ki bizlere…
Malumuzdur elbet;
Bu Günlerde Facebookta bir yirmi yaş furyası var.
Ahali sanal alemde yirmi ya da yirmili yaşlarında çekilmiş fotoğraflarını paylaşıp duruyor.
Bence güzel bir akım.
Özellikle yolun ikinci yarısından sonra tanıştıklarının gençlik hallerini görmek insanın hoşuna gidiyor.
Sanırım akla gelen ilk soru da;
Neredeeen nereyeee….
Oluyor.
Sahi nereden nereye ?
Yirmi yaşında ki fotoğrafını paylaşanlarımız kırk-elli yaşlarında ki fotoğraflarını nostaljim diyerek paylaşabilecek yaştalarsa bu soruya verecekleri yanıt pek romantik olmayacak.
Örneğin benim dört onluk gerimde kalan yirmi yaşımdan bu yana yaşadıklarımın, gördüklerimin kerhen de olsa tanıklık ettiklerimin üçte iki buçuğu hiçte romantik değil.
Aksine dramatik.
Hatta önemli bir kısmı da trajik.
Bir zamanlar tanığım biri durup durup ‘Her şey gün günden iyi olacağına gün günden kötüye kaçıyor’ derdi de, abarttığını düşünür hadi canım sende diyerek hiç umursamazdım.
Son zamanlarda sık sık onun bu cümlesini kurarken yakalıyorum kendimi.
Yok;
O zamanlar şu şöyleydi, bu böyleydi, o hiç bu değildi, ötenin berikiyle zinhar alakası yoktu gibisinden yakınmalar içeren cümleler kurup içinizi daha da karartmaya hiç niyetim yok.
Sadece yirmi yaşınızda hayattan umduklarınızın bulduklarınızla ne kadar örtüştüğünü soracağım size.
Biliyorum zor yerden sordum;
Ama emin olunuz ki çalışmadığınız yerden sormadım.
Çünkü yirmiden sonrasını tek tek ezberleyerek, ezberletilerek geldiniz artık hangi yaştaysanız ona.
Yılların ruhlarınızda ki resmi geçidinde bıraktıkları ayak izlerini ne yapsanız silmenizin mümkün olmadığını da aşikar.
Yine de bazı ayrıntılar bu süreçte aklınız çıkmış olabilir; verileri silmişte olabilirsiniz, yok saydıklarınız da vardır elbet.
İyisi mi sizi yormamayayım küçücük bir kopya vereyim;
Yanıtlamaya sizi en az üzecek olanlardan başlayın.
Kendime sorduğumda ben öyle yaptım; işe yaradı.
Gerçi, yanıtım yazılı olsaydı bir paragrafı geçmezdi ama ziyanı yok…
Yine de selam olsun yirmi yaşımızda ki bizlere…