Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Şehitlerimiz !

Yazının Giriş Tarihi: 18.02.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.02.2021 00:00

Milli şairimiz Mehmed Akif Ersoy İstiklal Marşımızda yazmış; “kim bu cennet vatan uğruna olmaz ki feda, şüheda fışkıracak toprağı sıksan şuhede..”diye yazmış.

Yine devam etmiş, “bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır…” Sonra yine devam etmiş, “vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor, bir hilal uğruna yarab ne güneşler batıyor..”

Biz, işte böyle bir İstiklal Marşına sahip ülkeyiz. Bu marş bizleri, dünya tarihinde yazılı olan 16 Türk devletinin kuruluşunu, yeniden küllerinden doğuşunu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu anlatıyor. Askerlikte yürüyüş kararı sayılırken “Türküz, Müslümanız, uygarız..” diye uygun adım da yürüyen bir nesiliz. “Her Türk asker doğar!” sloganıyla, sokaklarda oyun oynayan nesilleriz.

Ülkemizde, birlik ve beraberliğimizin yanı sıra vatan toprağımızı bölmek isteyen bölücülere karşı 40 yıldır aralıksız devam eden bir mücadele var. Bu mücadelede pek çok askerimizi, polisimizi, öğretmenimizi, hatta sivil vatandaşlarımızı şehit verdik terör olaylarına. Son yıllarda ise terör olaylarının engellenmesi adına sadece ülke içinde değil, ülke sınırlarımız dışında da, hatta teröristlerin ve bölücülerin kaldığı belirlenen sınır dışı kamplara yönelik de operasyonlar sürüyor.

14 Şubat günü ise ülkemiz açılar içinde önce 3 askerimizin şehit edildiği haberini aldık. Sonrasında Gara’daki terör ininde rehin tutulan asker, polis ve sivil vatandaşlarımızın şehit edildiği haberini aldık. Toplamda 16 şehit. Bizim için hiç istenmeyen bir olay.

Allah bütün şehitlerimize rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun. Yaralanan asker, polis ve sivil vatandaşlarımıza tez zamanda acil şifalar versin.

Dünkü yazımda, bu terör olayını bahane edip, kendisine siyasi ikbal ve gelecek adına taraftar toplamaya çalışan siyasetin sergilenmeye başlanılmasını eleştirmiştim. Pek çok okurum aradı ve konuyla ilgili olarak yazdıklarıma harfien katıldıklarını ifade ettiler.

Kendilerinden Allah razı olsun.

Biz, gazeteciler olarak görevimiz toplumu aydınlatmak. Düşüncelerimizi bir takım kişilere dikta edip, “ben bunu istiyorum, yazıyorum, sizlerde böyle yapacaksınız…” şeklinde emirler vermek değil. Bu bilinçle hareket ettiğim için hem iktidar hem de muhalefet tarafından tanıdıklarım, okurlarım, son birkaç gündür yaşanılan olayları ve söylemleri duyunca üzüldüklerini ifade ettiler. Gerçekten çok üzücü olayları yaşıyoruz.

Bir yanda 16 vatan evladını terörü kurban vermişiz. Öte yandan, operasyonlarda silah arkadaşlarını kaybeden askerlerimiz, polislerimiz var. Onların içinde bulunduğu moral, motivazyon durumu, ülkemizin birlik ve beraberliği için, sınır güvenliği ve iç güvenlik için çok önemli. Böyle söylemlerle insanların sinirlerini bozmanın bir anlamı yok.

Askerimiz, polisimiz, güvenlik güçlerimiz aldıkları bir ihbar üzerine Gara’daki bir mağarada seneler önce kaçırılıp rehin alınan asker ve polislerimizin bulunduğunu haber almışlar. Gerekli operasyonlar başlatılmış. Operasyonların başlamışını haber alan hain teröristlerde ellerindeki silahsız ve savunmasız bu kişileri kurşuna dizip infaz etmişler.

Allah belalarını versin.

Olay bu.

Bu olay üzerine, bir takım suçlamalarla güvenlik güçlerinin morallerinin bozulmasına kim razı olabilir ki?

Teröristlerle, bölücülerle ve onların uzantısı olan siyasi yapı ile işbirliği yapıp mevcut iktidarı karşı güç birliği oluşturan siyasi yapıların da bu olayı saptırıp, kendilerine bir takım siyasi nemalar toplamaya çabaladıklarını görmek, “yol arkadaşlarım, yoldaşlarım” sıfatıyla bu kişilere cesaret vermek değil midir?

Eğri oturup, doğru konuşmak gerekiyor.

Seçim zamanı siyaset yapılır. Böylesi terör olayları sonrasında, özellikle de dış ülkelerdeki Türkiye’nin kendi içinde bile birlik beraberlik yok denilebilecek düzeyde düşüncelerin yayılacağı söylemlerde bulunmak, bana göre vatan hainlerine cesaret vermektir.

Yeter artık.

Artık yeter.

Her olayda, siyasi rakipleri suçlayıp, terör olaylarını siyasete malzeme yapmak ve şehitlerimizin kanı üzerinden propaganda yapmak bu ülkeye fayda değil zarar veriyor. Siyasi kimlik taşıyanların, siyasi parti sözcülerinin artık bu konuya gerekli hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz. Halkımızda böyle istiyor.

Halkımız, bu terör belasının ne zaman sonlanacağını merak ediyor. Evinde, işyerinde, sokaklarda terör korkusu olmadan ne zaman yaşanılacağını merak ediyor. Ülkemizin birlik ve beraberliği için iktidarıyla, muhalefetiyle bir olup, bu terör belasına karşı ortak eylem ve yaptırımların uygulanmasını bekliyor.

Yoksa, terör olayı oldu, “sen suçlusun, ben haklıyım. İstifa et git..” diye konuşmak muhalefete puan kazandırmaz. Daha çok puanlarını kaybettirir. Terörün siyaseti olmaz. Teröre bulaşmış olan insanların ve terörist uzantılarının da yeri TBMM değil, cezaevleri olmalı….

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.