Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Seçimler ve kutuplaşma

Yazının Giriş Tarihi: 30.03.2019 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.03.2019 00:02

Siyasi ideolojilerin peşinde koşup, kendisine ikbal hazırlayan pek çok insan var ülkemizde. Dünyada da örnekleri var bu ideoloji ve ikbal kazanma örneklerinin.

Fakat, siyaset ile ideolojik ayrışma işin içine girdiğinde insanlar arasındaki sosyal ilişkilerin, akrabalık ilişkilerinin, kardeşlik ilişkilerinin bir kenara itilmesine de tanık olabiliyoruz. Her seçim öncesinde bu tür olayları maalesef yaşıyoruz.

Yaşıyoruz çünkü, bizler siyaseti “benim adamım iyidir” düşüncesi ile yapıyoruz. İnsanlar hakkında bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olabiliyoruz. Yine insanlar hakkında ön yargılı davranıp, “ben bu ideolojiyi sevdiğim ve inandığım için bu kişiye oy vereceğim” diye inatlaşırken, etrafımızdaki insanları da kırdığımızı, üzdüğümüzü fark bile etmiyoruz. Körü körüne bir ideolojik saplantı içinde olan insanlar da var. Mesela, bir adayla ilgili olarak toplumda hoş karşılanmayan, görevi kötüye kullanma, ihale yolsuzluğu veya herhangi bir şekilde iddialar ortaya atıldığı zaman, o adayın peşinden giden kişilerden bazıları “sadece o mu yapıyor? Bakın, şunlarda yapıyorlar, siz onları görmüyorsunuz” gibi sözlerle kendilerini kandırırken, başkalarına da leke atıyorlar. Çamur atıyorlar.

Bir kişinin hata yapması belli koşullarda kabul edilebilir. Ama, aday olan, siyasetin önüne çıkan, başkan adaylarının isimlerinin ihale vurgunları, yolsuzluklar, görevin kötüye kullanılması gibi olaylara karışması hoş bir konu değil. Başkalarının yapması, bu kişinin de aynı olayları veya aynı suçları işleme özgürlüğü kazanması anlamına gelmez.

Gelmemeli.

Kim, ne suç işlerse işlesin, topluma, adalete hesap vermeli. Dosyalar, bir takım makamlarda, mercilerde, suçlarla ilgili yargılama izni verecek makamlarda, kişilerin masalarında, adliyenin raflarında bekletilmemeli. 

Kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur.

Kötü emsal, başkasının da suç işleme konusunda haklı olduğuna emsal teşkil etmez. Bir başkasının adam öldürüp katil olması halinde, normal bir vatandaşında bir başka kişi tarafından, “o kişi katil oldu, bende adam öldüreceğim” düşüncesiyle masum bir kişinin öldürülmesi olayını gerçekleştirmesi haklı bir neden midir?

Tabi ki değildir.

O halde, ülkemizdeki siyasetçilerle ilgili, özellikle yarın seçimlerini yapacağımız ve beş yıl süreyle beldemizi, ilçemizi, ilimizi teslim edeceğimiz, bu kentin parasını pulunu emanet edeceğimiz kişilerle ilgili olan ve belgeye dayalı suçlar var ise bu kişilere paranın pulun teslim edilmesi ne derece doğru olur? İşte bu sorunun cevabını düşünüp, oyların kullanılması gerekiyor.

Bakın, bu söylediklerime aynen uyan bir paylaşım yapmış sosyal medya hesabında, geçen dönem MHP’nin Yıldırım Belediye Başkan adayı olan Ali Yazır hocamız. Toplumdaki ayrışma değil, birleşme ve bir, beraber olmanın önemini çok güzel anlatmış.

“Bazen gece yarısı senin araban yok, komşunun zilini çalarsın, hangi partili olduğuna bakmadan koşar gelir. Hastayı götürür hastaneye. Yetiştirirsin. Gecemi berbat ettin demez kimse.

Okula çocuk yazdıracaksın. Öğretmenin İdeolojisine bakmadan emanet edersin çocuğunun geleceğini. Esnafsın, acil işin çıkar ekmek teknesini komşuna emanet edersin;

Partin, ideolojin, fikrin ne olursa olsun, sokağa çıktığında selâmlaştığın, hal hatırını soranların seninle aynı fikri paylaşmasa da iyi ya da kötü gününde bu insanlar senin yanındadır her zaman... 

Düğününe, taziyene ve cenazene omuz verenlerin bu güne kadar siyasi kimliği olmadı olmayacak da.

Seçim zamanındayız. Siyasi görüş farklılıkları yüzünden komşumuzla, eşimiz, dostumuzla ayrışmadan saygı da kusur etmeden konuşabilmeliyiz. Dünya bir tane ve hepimize yeter .

Daha sıkı sarılmalıyız birbirimize..Siyasetimizi sandıkta yapalım yeter....

Bizim birbirimize ihtiyacımız var, birlik olmaya ihtiyacımız var. 

Mahalli seçimlerin memleketimize hayırlı olmasını diliyorum.”

Evet, Ali Yazır hocamız, Bursa’da sevilen, sayılan bir kişiliktir. Kendisini Eğitim Enstitüsünde okuduğu günlerden bu yana tanırım. Seçim öncesinde ve sonrasında yaşanılan, konuşulan olaylardan etkilenmiş olacak ki böylesine anlamlı bir mesaj verme gereği duymuş. Bende bu yazdıklarının altına imzamı aynen atıyorum.

Bu toplumu ayrıştırmak için siyaset yapanlar utansın.

Bu toplumu ideolojik düşünce tarzlarına göre dizayn etmek isteyenler utansın. Kendi, fikri ve düşüncesi olmayıp, başkalarından kopya çekerek siyaset yaptıklarını sananlar utansın…

Algı operasyonları ile kendisini güçlü göstermeye çalışanlar utansın…

Seçim bitecek, bizler yine aynı apartmanda komşuluk yapacağız. Aynı mahallede, aynı sokakta yürüyeceğiz. Aynı kentte, sevinçli günümüzde, üzüntülü günümüzde bir ve beraber olacağız. Aynı camide, aynı safta beraber namaz kılacağız.

Bunun için, siyasi ayak oyunlarına gelmeyelim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.