Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Şaka gününde seçim tartışması

Yazının Giriş Tarihi: 01.04.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.04.2021 00:00

Dünya genelinde 1 Nisan tarihi “şaka günü” olarak bilinir. Uygulanır ve her yıl 1 Nisan günü insanlar birbirlerine hiç ummadıkları anda şaka yapıp gülmesi tercih ederler.

Bizim ülkemizde seneler önce gazete manşetleri 1 Nisan günü “şaka yollu” haberlerle çıkıyordu. Sonra, haberin ilk spotuna “bu bir şakadır. 1 Nisan” ibaresi yazılıyordu. Bugünlerde, şaka ile gerçek arasında tercih yapmak zorlaştı. Bir yanda pandemi Coronavirüs salgını diğer yanda insanların ekonomik sıkıntısı, bir başka yanda ise “koyun can bazı kişiler post kavgasında” anlayışı var olduğu sürece 1 Nisan şakalarını artık insanlarımız yeterince kaldıramıyorlar.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çalışma süresince malum her hafta Salı günleri parti grupları toplantıları yapılır. Parti liderleri veya grup sözcüleri, kürsüye çıkıp, partilerinin izlediği, izlemeyecekleri, izlemeyi düşündükleri politikalarını bu kürsüden açıklayıp, muhalefet ise iktidara, iktidar partisi ise muhalefette ver yansın ettikleri gündür.

Yine bir Salı günü TV başında siyasi partilerin grup toplantılarını takip ettim. Günlük siyasi açıklamaların ardından sözler dönüp dolaşıp erken genel seçime getirildi. Muhalefet seçim istiyor, iktidar olmaz diyor. Zaten senelerdir bizimde hep bildiğimiz ve artık klişe haline gelen söylemler bunlar.

Seçimle ilgili olarak iktidar AK Parti’nin Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu ile birlikte yürüttüğü bir çalışma var. Genel Başkan yardımcısı Hayati Yazıcı’nın yürüttüğü bu çalışma ekibinde Bursa eski milletvekili Mehmet Tuncak yer aldı.

Önce işe, Anayasa ve yeni tasarlanan kanunların anayasaya nasıl uyum sağlayacağı konularında incelemeler yapıldı. Tarihe şöyle bir göz atalım.

Bugüne kadar Türk devletlerinin 5 tane anayasası oldu. Osmanlı dönemi dahil. Anayasa yapmak milletin hakkıdır. Hukuk alanında yapılan değerlendirmelere göre bu hak, tekel bir haktır, devredilmez. Anayasalar, dünya genelinde kabul gören ve Birleşmiş Milletler Sözleşmesinde, hatta Avrupa Birliği İdari Antlaşmasında da desteklenen şekliyle, nüfusun kalabalık olduğu topluluklarda doğrudan değil dolaylı temsilciler aracılığıyla yapılır. Bu temsilcilikte kasıt, milletvekilleri, seçilmiş parlamenterler olarak göze çarpıyor.

Siyasi arenadaki bakış açısına göre, 1982 anayasası için millet referandumda ‘biz bunu onaylamasak darbe süreci devam edecek’ kaygısı yaşayarak onay vermiş. Bizler en son hazırlanan ve Anayasa’da değişikler yaparak ülkemizdeki demokratik sistemini devam ettiriyoruz.

Bugün ülke gündemindeki siyaset arenasındaki soru şu;  Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu’nda ne gibi değişiklikler olacak?

Seçim barajı yüzde 10’dan yüzde kaça inecek?

Seçimlerde Türkiye barajı uygulaması devam ediyor. Bu da yüzde 10. Dünyada başkanlık ya da parlamento modelini uygulayan ülkelerin bazıları bakıldığında en yüksek baraj uygulayan ülke Türkiye. Kazakistan yüzde 7, Almanya yüzde 5. Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi çıtayı yükseltti. Seçilme barajı yüzde 10’dan fiili olarak 50+1 oldu.

İktidara sahip olabilmenin bedeli yüzde 50+ 1 oy toplamak. Hedef böyle olunca partilerin seçimlerde ittifakla hareket etme imkânı ortaya çıktı. ‘Madem ittifak oluyor baraja gerek yok’ diyenler de var. Ama baraj bir siyasi istikrar sistemi olarak göze çarpıyor. Baraj konusunda ise yüzde 10 yüksek olarak nitelendiriliyor. 7 ya da 5’e çekilmesi tartışılıyor.

Bunun için iktidar AK Parti’nin ittifak ortağı MHP ile anlaşması, aynı zamanda yine Cumhur ittifakına destek veren siyasi partilerle anlaşması, aynı zamanda bağımsız vekillerden ve başka partilere mensup vekillerden de destek alması gerekiyor. Meclisteki aritmetik ve hesap kitap toplamı bunu zorunlu hale getirmiş. AK Parti ile MHP’nin vekil sayıları referandum için yeterli değil.

Tabi, ikinci önemli nokta, seçim sisteminin değişip değişmeyeceği.

AK Parti’nin taslağına göre, seçim sistemi değişikliği yok. Türkiye nispi seçim sistemini 60’lı yıllardan bu yana uyguluyor. Ama, seçimlerle ilgili bir takım bölgesel değişiklikler var. Mesela Bursa 20 vekil çıkarıyor ve iki ayrı seçim bölgesine göre seçmenler oy kullanıyor.  Seçim çevresini 5’li 7’li şekle dönüştürülmesi düşünülüyor. Yani seçim bölgeleri artacak. 5 milletvekili çıkaracak şekilde mutabakat sağlanırsa 20 vekil için Bursa’da 4 ayrı seçim bölgesi düzenlenir.

Bunun altında yatan ve halkımızın da eskiden beri bildiği seçim sistemi dar bölge sistemi olarak hatırlanıyor. Yani, illerde, bazı ilçelerle beraber seçmenlerin sandıklara ayrıştırılması. Bu sistemde, siyasi partilerin birinci sıra adaylarının şansı yükseliyor.

Bazen ise evdeki hesap çarşıya uymuyor. Dar bölge seçim sisteminde siyasi partiler kadar bağımsız adaylarında şansı yüksek.

Benim bu çalışmalara ilave olarak tavsiyem şu;

Milletvekili adayları önseçimle belirlenmeli, böylece lider sultasından kurtulunmalı. Seçme ve seçilme yeterliliği konusunda mahalli seçimler ve muhtarlar için ayrı, Cumhurbaşkanlığı için ayrı, milletvekilleri ve TBMM seçimleri için ayrı düzenlemeler yapılmalı. Seçim Kanunu’nda milletvekili seçilme yeterliliğini belirleyen kanun maddesi var. Ama, belediye başkanı ve meclis üyelikleri, hatta muhtar seçimleri için özel kanun yok. Hepsi için Milletvekili seçilme yeterliliği kanunu uygulanıyor. Ceza alıp yargılanan veya aldıkları cezaları ertelenen kişilerin kayıtları Seçim Kurullarınca incelenmiyor. Çünkü, Adli Sicil Kayıtlarında bu işlemler gözükmüyor. Adayların seçilme yeterlilikleri daha ayrıntılı incelenmeli. Her ne sebeple olursa olsun, seçim listelerinde genel merkez veya lider kotası olmamalı. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.