Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sağlık ve Tehdit !

Yazının Giriş Tarihi: 23.08.2021 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.08.2021 00:03

Kim ne derse desin. Dünyadaki insan sağlığı ve halk sağlığı tehdidi hala devam ediyor. Çünkü, Covid-19 salgını ve koronavirüsün önüne tam olarak geçilemedi.

Dünyanın hemen hemen her bölgesinden ayrı bir ses geliyor. İnsanların feryatları, ailelerin feryatları pek çok kişinin kulaklarını çınlatıyor. Salgına yakalanıp, vefat edenlerin yakınları ise, bir yandan bu hastalığı ciddiye almayanlara diğer yandan da aşılama konusunda kafaları karıştıranlara veryansın ediyorlar.

Hastalık varsa, tedavisi de iyi kötü belli ise bu tedaviden kaçmak demekle intihar etmenin aynı anlama geldiğini bilmeyen, bu konuda yeterli fikir beyanında bulunamayan insanlar hala var olması, toplum açısından gerçekten büyük bir tehdit.

Bu olayların ışığı altında, dünya 1 Eylül tarihinden itibaren hem hastalıkla mücadelede hem de toplumsal yaşam standartlarının belirlenmesinde yepyeni önlemlerle karşımıza çıkıyor.

Türkiye’de bu önlem ve açıklanan uygulamalara aynen uyum sağlıyor.

İçişleri Bakanlığı yeni bir genelge yayınladı. Eylül ayında okulların açılması, tatil sürecinin devamına rağmen sona gelinmiş olması ve korona virüs (Covid-19) salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riskin asgari seviyeye düşürülmesi için salgınla mücadele sürecinin temel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra salgınla mücadelede en güçlü unsurun gönüllülük esasına göre yürütülen aşılama faaliyeti olduğu belirtildi.

Genelgede, ülkemizde aşılama çalışmalarında büyük mesafe alındığı, birinci doz aşılamada % 73, ikinci doz aşılamada ise % 55,5 düzeyine ulaşıldığına, aşılama süreçlerini tamamlamış kişilerde salgın kaynaklı vaka, hasta ve vefat sayılarının oldukça düşük seviyelerde olduğuna vurgu yapıldı.

Genelgede, salgının ülkemizdeki seyri, aşılama faaliyetlerinde kat edilen mesafe, yerli aşı geliştirilmesine yönelik çalışmalar ve aşılama faaliyetlerine ilişkin toplumun bazı kesimlerinde gözlenen tereddüt konuları Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunun tavsiyeleri göz önünde bulundurularak ele alındığı ve aşağıdaki tedbirlerin hayata geçirilmesine karar verildiği ifade edildi. Alınan tedbirler ise şu şekilde sıralandı:

"Aşılama çalışmaları gönüllük esasına göre yürütülmeye devam edilmekle birlikte aşıya karşı tereddüt içerisinde olan kesimlerin kaygı ve tereddütlerini gidermeye yönelik bilgilendirme ve rehberlik faaliyetlerine vali ve kaymakamların koordinasyonunda ağırlık verilecek. Bu amaçla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının, muhtarların ve kanaat önderlerinin katılımı ve desteğiyle geniş tabanlı çalışmalar yürütülecek."

6 Eylül 2021 Pazartesi gününden itibaren aşı olmayan kişilerin; konser, sinema ve tiyatro gibi vatandaşların toplu olarak bulunduğu faaliyetlere katılımında negatif sonuçlu PCR testi zorunluluğu getirileceği vurgulanan açıklamada "Bu çerçevede işletmeciler/organizatörler tarafından etkinliklere girişte HES kodu üzerinden kişilerin aşılı/geçirilmiş hastalık (Covid-19 hastalığı sonrası bilimsel olarak bağışık kabul edilen süreye göre) veya azami 48 saat önce yapılmış negatif PCR testi sorgulaması yapılacak. Kişi hastalığı geçirmemiş veya aşılı değil veya negatif PCR testi yok ise etkinliğe katılmasına müsaade edilmeyecek” denildi.

Aşısız veya hastalığı geçirmemiş kişilerin özel araç hariç uçak, otobüs, tren veya diğer toplu ulaşım araçlarıyla gerçekleştirecekleri şehirlerarası seyahatler için de negatif sonuçlu PCR testi bulunacağı belirtilen açıklamada, "Bu çerçevede 6 Eylül 2021 Pazartesi gününden itibaren seyahat firmalarınca araca kabul aşamasında HES kodu üzerinden kişilerin aşılı/geçirilmiş hastalık (Covid-19 hastalığı sonrası bilimsel olarak bağışık kabul edilen süreye göre) veya azami 48 saat önce yapılmış negatif PCR testi sorgulaması yapılacak. Kişi hastalığı geçirmemiş veya aşılı değil veya negatif PCR testi yok ise bu kişilerin seyahatine müsaade edilmeyecek" ifadeleri kullanıldı.

Valilikler/kaymakamlıklarca illerinde/ilçelerinde kişilerin toplu olarak bulunduğu diğer etkinlikler veya faaliyetlerden faydalanacak hastalığı geçirmemiş veya aşısız kişiler için İl/İlçe Hıfzıssıhha Kurulu kararlarıyla HES kodu üzerinden PCR test kontrolü zorunluluğu getirilebilecek.

Durum ortada.

Tehlikenin boyutu her geçen gün artıyor.

Alınan önlemlere göre, her ne kadar normalleşme başlatılmış olsa bile günlük hastalığa yakalanan kişi sayısı ile vefat sayıları hala dünya ortalamasının üzerinde gözleniyor.

Bu durumda, önlem ve tedbirlerin alınması şart. Hiç kimsenin, “bana korona bulaşmaz. Ben aşı yaptırmıyorum. Kim ne derse deşip, bu benim kişisel hakkım” diyebilme özelliğine sahip değildir. Anayasa belli, kanunlarımız belli. Toplum ve halk sağlığı açısından tehlike arz eden bir durumla karşı karşıya kalındığında her türlü önlem ve tedbir alınabiliyor.

Bütün bunların yanı sıra, Dünya Sağlık Örgütü, Covid-19’un uluslararası salgın, yani pandemi olduğunu kabul etmiş.

Aşı yaptırmayan insan, korkudan veya başkalarının söylediklerine inanıp dolgulara geldiği için kaçıyor olabilir. Ama, kendisinin bu kaçmasının bir başkasının veya en yakın ailesinden birisinin koronavirüse yakalanmayacağı garantini vermiyor.

Şimdi, Bursa’nın Yıldırım ilçesinde, Şükraniye Mahallesi muhtarı başına gelen olaylarla ilgili yaptığı açıklamaya dikkat edelim;

Muhtar Ergün Kahraman, "Covid-19 hastalığı ülkemize geldiğinden beri çok canlarımızı kaybettik. Biz de son 15 günde bizler de bu acıyı fazlası ile yaşadık. Çok acı tecrübeler edindik Kurban Bayramında teyzem annemi ziyarete geliyor. Teyzem korona virüs olduğunu bilmediği için annemle muhabbet ediyorlar. Birkaç gün içinde teyzem rahatsızlandı ve arkasından annem hastalandı. Ben annemi kucaklayarak hastaneye götürdüm. Covid teşhisi koydular. Bu kadar temasıma rağmen benim testlerim hep negatif çıktı. Ama ben aşımı olmuştum. Anneme defalarca aşı için telkinde bulunmama rağmen bir türlü ikna edemedim. Annem bana sürekli, 'Bu yaştan sonra gerek yok. Ben evden çıkmıyorum' dedi. Bu hastalık uzaktan gelmiyor. Yakınlarınızdan bulaşıyor. Anneme de kız kardeşinden geldi" dedi.

İbretlik bir olay. Muhtarımız ve ailesine Allah sabırlar versin. Annesi için rahmet dilerim. Kimsenin hayat garantisi yok.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.