Ülkemizde ve dünyanın çeşitli ülkelerinde milyonlarca genç uyuşturucu belasının pençesi altında eziliyor. Bazıları yok yere ölüyor. Bazıları ise senelerce bu illete ulaşabilmek için akıl almaz olaylara imza atıyor.

Uyuşturucu maddelerle ilgili mücadele dünya insanlık tarihinin boynunun borcu. Bütün devletler uyuşturucu ticaretini uluslararası suç olarak görüyor ve sayıyor. Bütün bunlara rağmen, uyuşturucu ticaretinin bir türlü önüne geçilemiyor. Bazen, sokaklarda aleni olarak yapılabiliyor. Uyuşturucu belasından ülkemiz çok çekiyor. Aileler çok çekiyor. Gençlerimiz yok yere heba oluyor.

Bu uyuşturucu belasının Bursa ayağında ise sözde kurtarılmış bölgeler olarak iddia edilen alanlarda uyuşturucunun aleni satıldığına dair iddialar sürekli konuşuluyor. Bursa adına “artık bir şeylerin değişmesi gerekli…” diye düşünüp, uyuşturucu konusunda mücadeleyi yeterli görmeyen vatandaşlarımızın deyimi ile “bu iyi kökünden kurutacak adam lazım!” beklentisine Süleyman Soylu imzasını attı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, önceki gece Bursa’ya geldi ve deyim yerinde ise düğmeye bastı. Sabah 05.00’te uyuşturucu operasyonuna giden polisleri uğurlayan Bakan Soylu, 2,5 saat içinde 132 kişinin gözaltına alınmasının ardından 7.30’da Kent Güvenlik Yönetim Sistemi’nde Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Bursa Valisi Yakup Canbolat, Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Daire Başkanı İbrahim Seyidoğulları, Bursa Emniyet Müdürü Tacettin Aslan ve Bursa İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Tekin Aktemur ile birlikte açıklama yaptı.

Bakan Soylu, uyuşturucunun kökünü ailelerin de desteği ile kazımaya kararlı olduklarını ifade ederek, “Bursa’da yaklaşık 7 ay önce başlayan ve 433 şüphelinin gözaltına alınmasıyla devam eden elde edilen bilgiler çerçevesinde 130 ayrı kişinin tespit edilmesi suretiyle uyuşturucu satan, gençlerimizi zehirleyen, aile değerlerimizi yok eden bir anlayışla birlikte mücadeleyi esas alan bir operasyonun düğmesine bastık. Nisan ayında başlayan ve yaklaşık 5 ayı aşkın bir takip neticesinde Allaha şükür bu sabah 5 itibariyle hem Emniyet Genel Müdürümüz, Bursa Valimiz, Narkotik Başkanımız, Bursa İl Emniyet Müdürümüz ve jandarma komutanımız, sahil güvenlik komutanımız nezaretinde birlikte arkadaşlarımızı 5’te yola çıkardık. 2020 polis 220 araç bir helikopter,3 iha, aynı zamanda 16 narkotik köpeği ile birlikte operasyon sabah itibariyle başladı. Şükürler olsun; kazasız ve belasız olmasını diledik. 132 hedefimizin tamamı gözaltına alındı. Biraz sonra hem sorguları yapılacak ardından da adliyeye teslim edilecek.” Dedi.

“Tüm güvenlik güçlerimiz emniyetten jandarmaya, sahil güvenliğine kadar, gümrük birimlerimize kadar herkes teyakkuz halindedir. Gençlerimizin zehirlenmesine fırsat vermeyeceğiz. Bizden kimse uyuşturucu satıcılarına normal davranmamızı beklemesin. Çocuklarımıza uzanan bu eli; ailelerin huzurunu bozan bu eli, anneleri, babaları, kardeşleri karşı karşıya getiren bu eli kıracağız. Elbette çocuklarımızın zehirlenmesine müsaade etmeyeceğiz. Geçen hafta tarihimizin en yüksek uyuşturucu satıcılığından gözaltı oldu. 5 bin 700 kişi. Gözümüzü kırpmadan gece gündüz demeden bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Allah milletimizin yardımcısı olsun. Allah bu illetle bize baş edebilme fırsatı, kuvveti kudreti nasip etsin” diye açıklama yapan Soylu, Bursa’daki pek çok ailenin yüreğine su serpti.

Peki şimdi ne oldu?

Operasyonlar yapıldı. Uyuşturucu ticareti yapıldığı, üretildiği veya satıldığı iddia edilen yerler, evler basıldı. Olaylara adı karışanlar ele geçti. Yakalanman uyuşturucu miktarının ise ne kadar olduğu konusunda bilgi verilmedi.

Bir gram bile olsa, bir gencin, bir insanın, bir ailenim zehirlenmesine engel olunması büyük bir başarıdır.

Bu başarıya imza atanlardan Allah razı olsun.

Tabi, bu olaylar böylesine bırakılmamalı.

Bir gece, sabaha karşı Şafak Operasyonu yapıldı, ertesi gün olaylar akışına bırakıldı anlayışına ve yorumlarına yer verilmemesi gerekiyor. Bu işin kökünün tamamen kurutulması lazım. “Kim yapıyor? Kimlerle yapıyor? Kim veya kimler göz yumuyor? Güvenlik güçleri bu olayların neresinde konuçlanıyor? Zamanında neden önlem alınmıyor?” gibi vatandaşlarımızın kafalarındaki sorulara net ve zamanında cevap verilmeli.

Endişeye mahal verecek uygulama ve yöntemlerden artık vaz geçilmeli.

Günü kurtaracak, “bugün akşam oldu, mesai bitti. Yarına Allah kerim!” diye düşüncelere sevk edecek uygulamalardan vaz geçilmeli.

Bizzat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yönettiği ve izlediği operasyonun “birkaç yılda bir yapılan gövde gösterisi” olarak yorumlanmasına izin verilmemeli. Bu operasyonun amacının Uyuşturucunun ve uyuşturucu satıcılarının kökünün kazınması olarak açıklandığı gibi gerçek olması lazım.

A’dan Z’ye sıkı bir takip ve gençlerin bilinçlendirilmesi, ailelerin bilinçlendirilmesi, yakalanan suçluların topluma kazandırılıp yeniden suç işlemelerinin önüne geçilmesine yönelik pek çok uygulamalar var.

Bursa bizim. Türkiye bizim. Bu gençler bizim çocuklarımız. Uyuşturucu batağına girenlerin sadece kendilerine değil, ailelerine, topluma, geleceğe zarar verdiklerinin kendilerine anlatılması gerekiyor. Bu görevde hep beraber bizlere düşüyor. Polis- jandarma operasyon yapacak. Ali kolluk kuvvetleri yargılayacak. Adalet cezasını verecek. Aileler, çocuklarına ve geleceklerine sahip çıkacaklar.

Operasyonlar ise bir gün değil her gün devam edecek. Uyuşturucu yakalansın, yakalanmasın, ama caydırıcı ve önleyici operasyonlar sürekli hale getirilmeli.