Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Robotik Yalnızlık

Yazının Giriş Tarihi: 28.09.2021 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.09.2021 00:07

Size de olur mu?

Zaman zaman kendimi çok yalnız hissederim.

Evet, sosyal çevresi bu denli geniş bir adamın kendini yalnız hissetmesi garip ama ne var ki taa içerimden bu duyguyu engelleyemiyorum işte ne yapayım?

Ancak şunu da belirtmek isterim ki, yalnızlık dediğim öyle arkadaşlardan dostlardan uzak kalmışlık gibi somut bir yalnızlık değil.

Hele ‘Kimse beni anlamıyor çok yalnızım çook’ gibisinden  nevrotik bir takıntı hiç değil.

Kaldı ki bu konuda pek çok kişiden çok daha şanslı bile sayılabilirim.

Anlaşılmak gibi ne bir iddiam var ne de çabam.

Bana uzanan eli tutarım gerisini de pek kafama takmam. Bu güne dek bir iki cılız örneğin dışında bunun hiçte zararını görmedim.

Aksine faydaları üzerine kitap bile yazdım.

Gerçi kitabın adını ‘’Derin Halisünasyon’koydum ama olsun;hayat başlı başına bir halüsinasyon değil mi zaten?

Aslında ben de pek bilemiyorum neyin ya da nelerin eksikliğini çektiğimi de yine de böyle hissediyorum işte.

Önce bir ürperti kaplıyor içimi,sonrasında aşırı duygusallaşıyorum.Hani dokunsalar ağlayacak gibi oluyor içimden gelen gürültüyü duymamak için yüksek sesle bestekarı da,güftecisi de kendisi de çoktan tarih olmuş şarkılar söylerken yakalıyorum kendimi.

Bazen Ada sahillerinde bekliyorum o ne olduğunu bilmediğimi bazen gök yüzünde yalnız gezen yıldızların peşlerine takılıp gidiyorum sanki bir yerlerde beni bekliyormuşçasına.

Amman bu dediklerime bakıpta hemen ‘Adam huniyi giymiş uzak durmak lazım’ diye düşünmeyiniz lütfen.

Yok; henüz kafayı yemedim.Yani balatalarım hala iş görür vaziyette.

Sanırım benim yalnızlığım objektif değil subjektif ve özleme dayalı değil.

Olması gerekene hasretim.

Oluverecekmişte bir türlü olamıyormuşa, olmıyorlarmışa.

Elle tutulabilecek kadar yakın ve somuta, ulaşılayamayacak kadar uzak ve soyuta.

Ez cümle canım memleketimin dertsiz hallerine duyduğum hasretin verdiği yalnızlık.

Birilerini özlesem,ah keşke şimdi burada olsaydı diye şiirler yazsam filan mesele yoktu.

Japonya da kurulan ‘’Yalnız Bakanlığına’’ sipariş verirdim bana da bir robot yollardı.

Haberi görenleriniz vardır;

Japonya’da yaşlı nüfusun artması ile birlikte yalnız olanların sayısı da artınca ve salgın döneminde bu yalnızlık daha da katlanınca Japonlar bunun önüne geçebilmek için Osaka Üniversitesi’nde Ibuki adı verdikleri bir robot üretmişler.

Bu robot, on yaşında bir çocuk yüzüne sahipmiş, aynı zamanda öfke, üzüntü, korku gibi duygusal tepki verebiliyormuş.(haberi okuyunca robotun tepkilere tepki verdim ama olacak o kadar)

Robotun el tutma, göz kırpma, sohbet edebilme gibi özellikleri de standart paketine dahilmiş.

Kısacası Japonlar oturmuşlar düşünmüşler özellikleri ile yaşlılar ve yalnızlık çekenlere yardımcı olması hedefledikleri bir robot yaparak duyguları da yazılıma çevirmişler.

Bizde olsa adını ‘’Robotik Yalnızlık’’ koyarlardı.

Neyse robot mobot bir şeyler bulup şu ruhumu karartan sanal yalnızlık duygusundan bir an önce ya kurtulmam ya da onu yönetmeyi öğrenmem gerekiyor.

Michel Foucault ‘’Eğer bir kişi yalnız olmayı beceremiyorsa başkalarıyla bir arada olmayı da becermez.’’demiş.

Belki haklı belki değil;

Yanıtı bulursam söz ilk size söyleceğim.

Al işte şimdi de flaşta sıra  Rast makamına geldi.

Esti nesim-i nev-bahar, açıldı güller subh-dem.

Ahh ahh; gel de dertlenme birader.

O robot şerefe birader demeyi de biliyor mu acaba?

Merak ettim şimdi…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.