Bursa, tarihe meydan okuyan ve tarihi yazan baş şehir. Bugün, İstanbul'un fethinin 569'ncu yılı. Doğu ve Batı Roma'ya meydan okuyan Müslüman Türkler, Asya'dan Avrupa'ya başladıkları fetih yolculuğunu bugünkü adı Ortadoğu olan bölge ve beraberinde Arap Yarımadası ile birlikte Avrupa'ya yani Viyana kapılarına kadar süre gelen hükümdarlıklarını Payitaht Bursa'dan aldıkları manevi haz ve maddi güç ile elde ettiler. İstanbul'u alan kudrette, Viyana kapılarına akın ettiren cesarette Bursa'dan filizlendi ve dev bir çınar oldu.

Payitaht Bursa, yine bir kısım başarıları gölgelemek isteyenlerin ayak oyunları, köşe kapmacaları ve kaprisleri ile oluşturmak istedikleri içi boş gündemlerle engelleniyor. Oysa Bursa'da yapılacak çok iş olduğu hepimizce aşikar. Bir yanda derin bir çukura terk edilen Bursaspor, diğer yanda sanayi ve ticaret alanında elde edilen sınır ötesi kazanımlar ve öte yanda yerel yönetimler ile birlikte kamu yönetiminin güç kattığı başarılı projelerle Bursa, Türkiye’nin gücü.

Bursa, öyle bir büyük şehir ki; iş insanları ile dünyanın öbür ucu Fas'ta Türk Bayrağı'nı dalgalandırıyor ve yatırım programları gerçekleştiriyor öte yanda ise, yerel yönetimlerin başarılı projeleri ile yeşil kent imajına güç katıyor. Bursamızın batısında Osmangazi Belediyesi Bağlarbaşı'nda sevgi parkı açarken, Yıldırım Belediyesi Balaban'da yıllardır hasreti çekilen mesire alanını binden fazla kişinin katıldığı bereket sofraları ile hizmete açıyor. Elbette herkes kendi gözünden kendi gönlünden görmek istiyor. Hani diyorlar ya, "kul bilmezse halik bilir" diye. Bursa'da durum işte tam da böyle diyebiliriz.

***

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Alinur Aktaş’ın başarılı tüm projelerini kamusal hassasiyetle bizlere sunan Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Sayın Ahmet Bayhan'ın İnegöl'den bugüne gösterdiği kadim dostluğu ve beraberinde adil duruşunu es geçemem. İşte bu minvalde yine Bursa'ya değer katan birçok kişi ve kurum ile kendi ekiplerinin yetersizlikleri nedeniyle veyahut karşılıklı iletişim eksiklikleri nedeniyle sorunlar yaşadığımız doğru. Lakin söz konusu Bursa olunca direkt kalemi elimize alarak esip gürlemek yerine tüm kapıları zorlayarak olması gerekeni gündeme taşımaya gayret gösterdiğimiz aşikar. Ki; kimin kim ile ne hesabı olursa olsun, Cenabı Allah'ın da bir hesabı olduğunu bilerek yaşama gayreti içerisindeyiz şu fani dünyayı…

Öyle çok uzun uzadıya yazılar yazmaya gerek yok. Kimseyi taşladığımız veyahut baş tacı yaptığımızda. İşte tam da böyle bir tutum içerisinde Bursa öznesinde hepimizin varsa kişisel veya kurumsal eksiklikleri ulu orta söylemek yerine, daha pozitif adımlar atmak sorumluluğumuz olduğunu hatırlatmak istiyorum. Sonuç itibariyle, rızkı veren Allah ve her işin başı sağlık. Şu dünyada hayır dua alacağımız işlere yönelmek lazım. Eskilerin dediği gibi; ya hayır konuşmak yada susmak lazım bazen…

***

Bursa, zor yılları başarı ile atlatıyor. Türkiye'nin gücü Bursa'da; patlatılmak istenen bombaları durduran güvenlik güçleri ile kamu ve istihbarat birimlerini başarı ile sevk eden Bursa Valisi Yakup Canbolat'tan, şehrin siyasi gücü AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan’dan, büyük şehrin mihmandarı Alinur Aktaş'a birçok değeri bünyesinde barındıram Payitaht, hezeyanlarından kurtulmak zorunda. Birçok şehirde il ve ilçe de belediyeler çöp toplayamazken, Bursa’nın batısına ve doğusuna yeşil alanlar kazandıran Mustafa Dündar ile Oktay Yılmaz'ı daha fazla sahiplenmek zorundayız. Yine Ankara'dan gelişte doğu kapımız İnegöl ve Karacabey'i de unutmamak lazım.

Kısacası Bursa gücü ve hezeyanları arasında sıkışmış büyük bir şehir…