Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Özümle Muhabbetler…

Yazının Giriş Tarihi: 27.12.2020 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.12.2020 00:02

-Selam; hayırdır dalıp gitmişsin yine…

-Yoo hiçbir yere gitmedim buradayım işte

-Peki o zaman neredesin söyle.

-Buradayım yahu oturuyorum işte görmüyor musun?

-Gördüğüm senin bedenin ama daha ziyade park edilmiş bir araç gibi geldi bana

-Oh yani.Araba mıyım ben?

-Değilsen bu sürücüsü bırakıp gitmiş kamyon halin ne?

-Kamyon..?

-He kamyon; hem de damperlisinden…

***

Gerisi yazının başlığını taşıyan son kitabım da ki kendimle muhabbetlerde.

Bitince haber veririm.

Uzmanlar kişinin ara sıra kendisi ile konuşmasında yarar oluğu görüşündeymişler…

Her ne kadar kendi kendine konuşana deli denildiği bir algının hakim olduğu coğrafya da yaşıyorsak ta biraz düşününce adamlar haksız değillermiş gibi geliyor.

Şimdi size gerçek duygularınızla yanıtlamanızı rica ettiğim bir soru;

Hiç kendinizi kendinizle konuşurken yakaladınız mı?

Ya da kendinizle konuşur musunuz?

Kendi kendinize konuşur musunuz demiyorum ama,

Kendinizle konuşur musunuz?

Ben konuşurum mesela.

Hatta konuşmakla da kalmam, atar gider de yaparım o da yetmezse kavga bile ederim kendimle.

Beni çok kızdırdığında Kendimi tokatlamışlığım bile vardır.

Tabi iyi şeyler yaptığında bir iki duble rakıyla ödüllendirmişliğim de…

İnsan aslında en rahat iletişimi kendisi ile kurabiliyor ancak bir şart var var;

O da nalıncı keseri ne kendisinde ne de kendinde olmayacak.

Yani kendine torpil yapmayacak.

Hadiseleri oldukları gibi ortaya koyacak, ders alması gerekiyorsa da ders

alacak.

Bu konuşmanın tek bir dinleyicisi var; adına vicdan derler.

O her sözcüğü tek tek not alır;

Baktı ki kişi kendine bile yalan söylemeye başlıyor; ağlar.

Kırmızıdır göz yaşları vicdanın; o yüzdendir vicdan kanaması deyimi.

Dinleyicisi ve yorumcusu böylesi hassas olunca insanın kendisiyle muhabbeti bir anda referansı bizzat kendisi olan kendisi ile tanışmasına dönüşür.

Ne kadar çok tanırsa o kadar çok emin olur kendisinden.

En çokta düşündüğü gibi sanmaktan vaz geçer ki,bunun yararı tüm hayatına sireyet eder.

Hepimizin onları,bunları,şunları,ötekileri,berikileri vardır.

Olumluları bize mal, olumsuzları ise daima onlara ihale ederiz.

Ama bizim de ihale ettiklerimizin onları, bunları, şunları, ötekileri, berikileri olduğumuzu atlarız.

Kendimizle muhabbette işte tam bu sırada devreye girer.

Kimselere söyleyemediklerimizi, itiraf edemediklerimizi sadece ona söyleriz.

Toplumun senaryosunu yazıp bize dayattığı rolleri oynarken aslında öykünün bambaşka bir karakteri olduğumuzu da bu muhabbetler sonucunda öğreniriz.

Tabi öğrendiklerimizi de yine vicdanımızla paylaşmaktan öteye geçemeyiz.

Konu derin ve bir o kadar da uzun.

Ben hasbelkader yazmaya çalışıyorum;

Ama burada ki vicdan karakteri siz de.

Bakalım kitap bitince o vicdanlarda bir gülümseye yol açabilecek miyim?

***

-Özümcüğüm nerede kalmıştık?

-Damperli Kamyon da…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.