İki kötü futbol oynayan- Denizlispor ve Bursaspor- takımın maçını, daha az kötü olan Bursaspor kazandı. Dün akşam, Denizlispor- Bursaspor arasında oynanan maçın özeti bu aslında… Bursaspor için, bu dakikadan sonra “tek bir puan” bile altın değerinde. Timsah, düşme hattının hemen üstünde, ateşten gömleği üzerinden çıkartmaya çalışıyor. Bu yüzden, “oyun” değil, “skor” önemli. Niteliğe değil, niceliğe bakılması gereken bir dönem. Bu yüzden Denizli maçı ile ilgili yazacak hiçbir şey yok… Sadece maçın kritiğini yapabilmeyi o kadar çok isterdim ki…
Bursaspor’un devre arasına kadar, pansumanla idare etmesi ve devre arası itibariyle de kan kaybını durdurması şart. Bu mümkün mü? Evet, mümkün… Yeter ki; Sayın Adanur ve ekibi takımı rahat bıraksın. Yeter ki, takım ve şehir kenetlensin. Yeter ki, takıma huzur gelsin… Bu takımın tek derdi huzursuzluk. Bu takımın acil olarak huzura ihtiyacı var. Bunu sağlayacak olan da yönetim. Formül gayet basit aslında: Öncelikle Emin Başkan, takımı ve kulübü, sosyal medya üzerinden yönetmeyi bırakacak. Özcan Hoca’nın yanında olunacak ve arkadan kuyusu kazılmayacak. Takım, kaybolan özgüvenini tazelemek için, iyi bir spor psikoloğuna emanet edilecek ve bu uzman sezon boyu görev yapacak. Devre arası transferleri, ne idüğü belirsiz menajerler vasıtasıyla değil, iş bilen profesyoneller vasıtasıyla yapılmalı. Yönetim ile takım arasında, bir profesyonelin olması şart. Özcan Hoca ile uyumlu çalışabilecek bir isim mutlaka olmalı. Bursaspor’a huzur gelebilmesi için, olmazsa olmazdır bu şartlar…
Eğri oturup, doğru yazalım; Bursaspor’un ilk iki şansı, Kaf Dağı’nın ardında bile değil. Bu sezon için direkt olarak Süper Lige çıkmak, güzel bir ütopya… Hedef, ne yazık ki, play-off olmalı. Devre arası bu hedef üzerine çalışılmalı… Formül çok basit; takıma huzur gelmesi… Kaybolan huzuru geri getirecek olan da Emin Adanur’dur. Dost acı söyler Emin Başkan; açtığınız tahtanın altında kalırsınız. Tahtanın altında kalsanız yine iyi, takımı, “Birinci Ligden düşüren başkan” olarak tarihe geçersiniz. Tercih sizin; ya doğruları yaparsınız ya da sonuçlarına katlanırsınız…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Uğur TEMEL
NİTELİK DEĞİL, NİCELİK
İki kötü futbol oynayan- Denizlispor ve Bursaspor- takımın maçını, daha az kötü olan Bursaspor kazandı. Dün akşam, Denizlispor- Bursaspor arasında oynanan maçın özeti bu aslında… Bursaspor için, bu dakikadan sonra “tek bir puan” bile altın değerinde. Timsah, düşme hattının hemen üstünde, ateşten gömleği üzerinden çıkartmaya çalışıyor. Bu yüzden, “oyun” değil, “skor” önemli. Niteliğe değil, niceliğe bakılması gereken bir dönem. Bu yüzden Denizli maçı ile ilgili yazacak hiçbir şey yok… Sadece maçın kritiğini yapabilmeyi o kadar çok isterdim ki…
Bursaspor’un devre arasına kadar, pansumanla idare etmesi ve devre arası itibariyle de kan kaybını durdurması şart. Bu mümkün mü? Evet, mümkün… Yeter ki; Sayın Adanur ve ekibi takımı rahat bıraksın. Yeter ki, takım ve şehir kenetlensin. Yeter ki, takıma huzur gelsin… Bu takımın tek derdi huzursuzluk. Bu takımın acil olarak huzura ihtiyacı var. Bunu sağlayacak olan da yönetim. Formül gayet basit aslında: Öncelikle Emin Başkan, takımı ve kulübü, sosyal medya üzerinden yönetmeyi bırakacak. Özcan Hoca’nın yanında olunacak ve arkadan kuyusu kazılmayacak. Takım, kaybolan özgüvenini tazelemek için, iyi bir spor psikoloğuna emanet edilecek ve bu uzman sezon boyu görev yapacak. Devre arası transferleri, ne idüğü belirsiz menajerler vasıtasıyla değil, iş bilen profesyoneller vasıtasıyla yapılmalı. Yönetim ile takım arasında, bir profesyonelin olması şart. Özcan Hoca ile uyumlu çalışabilecek bir isim mutlaka olmalı. Bursaspor’a huzur gelebilmesi için, olmazsa olmazdır bu şartlar…
Eğri oturup, doğru yazalım; Bursaspor’un ilk iki şansı, Kaf Dağı’nın ardında bile değil. Bu sezon için direkt olarak Süper Lige çıkmak, güzel bir ütopya… Hedef, ne yazık ki, play-off olmalı. Devre arası bu hedef üzerine çalışılmalı… Formül çok basit; takıma huzur gelmesi… Kaybolan huzuru geri getirecek olan da Emin Adanur’dur. Dost acı söyler Emin Başkan; açtığınız tahtanın altında kalırsınız. Tahtanın altında kalsanız yine iyi, takımı, “Birinci Ligden düşüren başkan” olarak tarihe geçersiniz. Tercih sizin; ya doğruları yaparsınız ya da sonuçlarına katlanırsınız…