Ülkemin alev alev tutuşan ormanlarını mı yazsam,

Kırktan fazla noktada çıkan izaha muhtaç yangınları mı yazsam,

O ormanlarda kavrulan hayvancıkları mı yazsam,

An itibarı ile Somada da orman yangını çıktığını mı yazsam,

Bir türlü kalkamayan varla yok arası  yangın uçaklarını mı yazsam,

Evleri kül olan vatandaşlarımızı mı yazsam,

Bu yüz yılda orman yangını neticesinde hayatını kaybeden bahtsızlarımızı mı yazsam,

Topraklarımıza sürüler halinde doluşan adamları mı yazsam,

Denizlerimizde ki salyaları mı yazsam,

Ha bire kılık değiştirip yaklaşık iki yıldır vurup vurup kaçan koronayı mı yazsam,

Aşılanmayan 22 milyonu mu yazsam,

Neden karşı olduklarını kendileri bile bilmeyen aşı karşıtlarını mı yazsam,

Bilmem kaçıncı pike, pike yaptığımızı mı yazsam,

Bilim kurulu üyesinin bu gün basına yaptığı korkutan vaka artışı açıklamasını mı yazsam,

2.6 milyon adayın girdiği sınavda bir milyona yakın adayın 150 puan alamayarak baraj altında kaldığını mı yazsam,

Çarşı Pazarda ki alevlerin orman yangınlarını aratmadığını mı yazsam,

Avrupa’nın en büyük çöp ihracatçısı olduğumuzu mu yazsam,

Son bir ayda sadece İzmir’de 100 hekimin emeklilik ve istifa nedeniyle görevlerinden ayrıldıklarını  mı yazsam,

29 Temmuz itibarıyla insanlığın,dünyanın bir yıl içinde yenilenebilme kapasitesinden fazlasını tüketmeye başlayacağını mı yazsam,

Yoksa,

Emeklinin hali pür melalini mi,

Beyin göçü parantezine alınan gençlerimizin başka ülkelerde yaşama çabalarını mı,

Ormanda ölü bulunan kadın özelinde bitmeyen kadına yönelik şiddeti mi,

Yoksa yoksa…

Ben konuya karar verene dek köşe bitti iyi mi?

Ama hiç mühim değil,

Hangisini yazsam yazarken beni,okurken de sizi kahredecekti.

Zaten yazıya da gerek kalmıyor artık,

Her ne yaşıyorsak onunla hallenip ,hep beraber bir garip tarih yazıyoruz…