Türkiye Bosna Hersek Parlamentolar arası dostluk grubu başkanı ve Bursa milletvekili Refik Özen son aylarda Bosna’da konuşulmaya başlanılan ayrımcılık politikasına tepki gösterip, “balkanlarda huzursuzluk yaratmaya kimsenin hakkı yoktur. Türkiye her zaman olduğu gibi yine Balkanlardaki Müslümanların haklarını savunmaya devam edecektir. Bosna’daki barışın, huzurun teminatı Türkiye Cumhuriyeti ve bizleriz” dedi.

Geçen hafta Ankara’da bulunduğum süre içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi ziyaretim sırasında Bursa milletvekili Refik Özen’le buluştuk. 

Her zamanki kibarlığı, kadirşinaslığı ve nezaketi ile önce Bursa’yı, sonra Türkiye’yi, siyaseti, siyasetteki ayak oyunlarını görüştük. Bu esnada, dünya siyaseti ile ilgili, özellikle Saray Bosna’da Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp üyesi Milorad Dodik 'in Dayton Barış Antlaşması’na rağmen ülke yönetimdeki ayrımcılık yaratan açıklamalarını değerlendirdik.

Evet, bu konu çok önemli. Çünkü, 1992-1997 yıldırında yaşanılan olaylar hala hatırlarımızda. Sırpların yaptıkları katliamlar, toplu soykırım olaylarını unutmak mümkün değil. Olaylara Türkiye açısından baktığımızda ise, Balkanlarda bırakılan ve Avrupa’nın bekçileri olduklarını söyleyen soydaşlarımız var. Türk ve Müslüman aileler olarak aile yakınlarımız, akrabalarımız var.

Milletvekili Refik Özen bu durumu şöyle özetledi.

“Bugün ülkemizin hemen her ilinde yaklaşık 2 milyondan fazla Boşnak kökenli vatandaşımız bulunuyor. Öyle ki 'Türkiye'de Arnavutluk nüfusundan daha fazla Arnavut, Bosna Hersek'tekinden daha fazla Boşnak yaşıyor.' dersek yanlış olmaz. Oralardaki insanlarımız, ana yurtlarıyla bağlarını ve irtibatlarını halen güçlü bir şekilde de koruyor. Balkanlar'ın refahını, huzurunu ve barışını etkileyen olumlu hadiseler bizleri sevindirirken, bu tür açıklamalarda gündem yaratan sıkıntılı durumlar da hepimizi endişeye sevk ediyor.

Asırlardır güçlü münasebetlerin sürdüğü Bosna Hersek’in huzur ve mutluluğu bizleri yakından ilgilendiriyor. Türk milleti, tarihin her döneminde şartlar ne olursa olsun Bosna Hersek ve Boşnakların yanında olmayı kendine görev olarak bilmektedir. Dün böyle idi, bugün böyle, yarında böyle olacağından kimsenin şüphesi olmasın.

Biz, Türkiye olarak bu durumu çok yakından takip ediyoruz. Huzur, güven ve barış ortamının bozulmaması için gayret gösteriyoruz. Başta cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, bütün vatandaşlarımız Bosna Hersek’teki kalıcı barışa uzanan ellerin kırılmasından yana tavır sergilemiştir. Bizler, yapılan açıklama üzerine, Dışiişleri Bakanımız sayın Mevlüt Çavuşoğlu ile Bosna Hersek’e gittik. Dostluk grubu parlamenterleri olarak konuyu değerlendirdik. Bu ülkede yaşayan vatandaşlarla görüştük. Ortaya çıkan sonuç, Sırp lider Dodik olmayacak duaya amin dedirtmek istiyor.”

Bu olaylara bakış açılarını ve konuya yönelik Türkiye Cumhuriyeti’nin yaklaşımlarını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bosnalı taraflarla yaptığı toplantıdaki sözlerini hatırlatarak anlattı:

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan şöyle açıkladı;

"Biz Balkanlar'ın, Avrupa'nın göbeğinde bir istikrar adası haline gelmesini, kalkınmasını, ekonomik olarak güçlenmesini arzu ediyoruz. Bosna Hersek'in bu coğrafyayla ilgili hesabı olanların nüfuz alanı ve mücadele arenası haline dönüşmesini asla istemiyoruz. Bu anlayışla Bosna'nın birlik ve bütünlüğünü dahi tartışmaya açan son gerilimin ardından diplomatik çabalarımıza ciddi manada hız verdik. Bosna Hersek'teki tüm taraflarla görüşen, tüm kesimlerin saygı duyduğu, itimat ettiği bir ülke olarak sorunların çözülmesi için inisiyatif aldık. Önce Dışişleri Bakanımızı Bosna Hersek'e göndererek mesajlarımızı muhataplarımıza net biçimde ulaştırdık. Ardından Ağustos ayındaki Bosna Hersek'i ziyaretimde görüş ve telkinlerimizi en üst seviyede tekrar ilettik. Sayın Dodik bu kapsamda arabuluculuk teklifinde bulundu. Bosna Hersek'teki tüm taraflar zaten başından beri Türkiye'nin bu sürece müdahil olmasını istiyordu. Biz de 'Siz kendi aranızda bu konuda kararlıysanız, biz arabuluculuk görevine soyunuruz ama sadece Sayın Dodik, senin talebinle bu iş olmaz. Buna Caferovic'in de Komsic'in de çok kararlı bir şekilde destek vermesi lazım' dedik.

Başkaları ne yaparsa yapsın, biz Boşnak kardeşlerimizle beraber Sırpları, Hırvatları, Arnavutları, Makedonları kucaklamaya devam edeceğiz

Uzlaştırıcı ve çözüm odaklı bir yaklaşımla adalet ve hakkaniyet temelinde kısa sürede bu meselenin de üstesinden geleceğimize inanıyorum. Siz kardeşlerimin, ülkemizdeki tüm Boşnaklar gibi yükselen tansiyon karşısında haklı olarak endişelendiğinizi biliyorum. Milletimizin tamamının hadiseleri yakından takip ettiğinin de farkındayım. Bu noktada sizlerden bize, Türk diplomasisine ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne güvenmenizi bekliyorum.

Türkiye, Bosna Hersek'in 1990'larda yaşadığı acıları bir daha yaşamasına kesinlikle izin vermeyecektir. Sorunu bir kalıcı çözüme kavuşturana kadar girişimlerimize devam edeceğiz. Gerektiğinde daha kararlı tutum almaktan çekinmeyeceğimizi söylemeye bile gerek duymuyorum. Rahmetli Aliya'nın başını çektiği dönemdeki Türkiye artık yok, bugün başka bir Türkiye var. Dolayısıyla da atacağımız adım çok daha farklı olacaktır."

Milletvekili Refik Özen’e göre, Erdoğan olayı çok güzel ve kısa özetlemiş. Türkiye balkanlarda huzur ve barış istiyor. Bu huzura ve barışa karşı ayak oyanlarına kalkışanların karşısında dimdik duracaktır. Özen’in son sözleri şöyle; “başkaları ne yaparsa yapsın, biz Boşnak kardeşlerimizle beraber Sırpları, Hırvatları, Arnavutları, Makedonları kucaklamaya devam edeceğiz. Çünkü, balkanlardaki ve dünyanın neresinde olursa olsun, Türk ve Müslüman insanlarımızın, akrabaların, soydaşlarımızın bulunduğu ülkelerdeki barışın teminatı Türkiye’dir.”