Cennet mekan bir ülkede yaşıyoruz, bu konu da hemfikir miyiz? ''evet'' dediğinizi duyar gibiyim. Atalarımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Selçuklu imparatorluğundan tutun Osmanlı imparatorluğuna ve yoklukta yedi düvele karşı savaşmış, istiklal savaşı kahramanı Atatürk ve silah arkadaşlarına, şehirli, köylü çoluk, çocuk, hasta, sakat her bireye ne kadar rahmet dilesek saygı göstersek kelimeler yetersiz, dualar az kalır.
Türkiye Cumhuriyetinin kıymetini bilmeniz için ülkeyi bir hayli gezmiş ve görmüş olmanız gerekir, gezdiğiniz her bölgeye hayran oluyorsunuz. Her bölgenin ayrı kültürü ve kalitesi var. Şahsım olarak çocukluğumdan bu güne neredeyse ülkemizin yüzde 75 ini gezmiş biriyim, bu hayranlık gezdikçe, tanıdıkça kendiliğinden artıyor ve ülkemize karşı daha kuvvetli bir bağ oluşuyor, zaten çocukluğumuzdan beri Vatan sevdalısı olarak yetiştirilmiş bireyleriz. Vatan borcu olarak bize öğretilen Askerlik nöbetimizi de 18 ay yaptık, bunun 15 ayı Güneydoğu da Siirt kırsalında geçti hiç gocunmadık, gururla ve istekle borcumuzu ödeyip geldik.
Günümüze dönersek benim gibi bir vatandaş Devletten ve iktidardan ne bekler?
Çocukluğumuzdan beri çalışan bir nesiliz, Büyük dedemiz Yemen de savaştı ''Allah rahmet eylesin cümlesini'' Yüzbinlerce şehit vermiş bir milletin çocuklarıyız. Sefalet ve yokluğu iliklerine kadar yaşamış bu ülke insanları, büyük çabalarla güçlü bir ülke yarattılar. Günahı ve sevabı ile geçmiş liderler tartışılabilir de, takdir de edilebilir. Genç Türkiye Cumhuriyeti etrafında yaşanan 2. dünya savaşını gördü, savaşa girmemiş olması siyasi bir başarıdır. Kıbrıs barış harekatını yaşadı, iliklerine kadar Ambargoyu gördü, ABD ve Nato'ya bağlı Avrupa ülkeleri bize bir cıvata bile satmadı, vermedi. 1975 Yılında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel Ambargonun kaldırılması için talepte bulundu, Nota verdi yine olmadı ve bir kalemde 21 ABD Üssünü kapattı, Amerikan askerlerini kapı dışarı etti. Bu esnada diğer parti liderleri de Demirel'in yanında oldu. İşte o dönemlerde yaşanan bu kuyruklar bu milletin Şeref madalyasıdır, bunu kuyruklara girmiş bir çocuk olarak söylüyorum.
Her on yılda bir Askeri darbe ve muhtıra gören ülkemiz, siyaseten de rahat edemedi, her darbe ülkeyi geriye götürdü.
27 Mayıs 1960
12 Mart 1971
12 Eylül 1980
28 Şubat 1997
Ve birde 1984 yılından beri ülkenin ve milletin başına bela olan PKK terörü var, 37 yılda ülkemize verdiği zarar ve maliyeti
1 trilyon doları geçmiş bulunmaktadır. Katlettiği sivil halk, asker, polis, memur sayısını yazmak istemiyorum, yaralanalar, sakat kalanlar da cabası.
Yazımız da akademik dil kullanmak istemiyorum.! halkın içindeyiz ve yine halk ağzı ile yazmak ve konuşmak tercihimiz. Bu millet ne istiyor? ne bekliyor? Yetkililerden.? Halkın çoğunun sabit ve ortalama bir geliri var, her gün her şeye gelen zamlardan bezmiş durumda, bu gün aldığı ihtiyaç ürünü, yarın aynı fiyata alamıyor. Enflasyon nedir? döviz kuru, çapraz kur nedir?, altın neden bu kadar yükseliyor? bu soruların cevabını sormuyor merak ta etmiyor. İstenilen yerinde durması.
Millet ne istiyor? her şey dolara endeksli olmasın, biri kitap atar, ekonomi alt üst olmasın, biri hastalanır, ekonomi yine alt üst, biri bilmem ne der? Ekonomi dip yapar. Bunlar ekonomisi zayıf olup üretim yapmayan ülkelerde olur. Her geçen gün üretim den uzaklaşıp, hazırcı bir toplum oluyoruz. Dünya da nüfusa göre buğday ekim oranı her yıl artarak açık veriyor. böyle giderse buğday dünya nüfusuna yetmeyecek ve tarımı, hayvancılığı büyüten ülkeler güç sahibi olacak. Vatandaş, Temel gıda, barınma, ısınma, sağlık, eğitim, ulaşım, giyinme sorunlarının sıkıntı yaratmasını istemez, gece yatıp, sabah kalktığında parasının kuşa dönmüş olduğunu görmek, yaşamak istemez. Mecliste ki 600 milletvekilin den, Meclis başkanından, Cumhurbaşkanından bunu ister, bunlar gayet insani istekler, emin olun ki bunları kendileri için de istemeyen, vefakar, cefakar Anneler, Babalar bunları çocukları ve torunları için ülkenin geleceği için isterler. Bizlerin yaş grubu ve üstü zaten artık kendilerinden vaz geçtiler. Korkulan ise günümüz gençliğinin çok büyük bölümünün bir şekilde yurt dışına gitme isteklerinin giderek artmasıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İsmet KOYUNCU
Millet ne istiyor?
Cennet mekan bir ülkede yaşıyoruz, bu konu da hemfikir miyiz? ''evet'' dediğinizi duyar gibiyim. Atalarımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Selçuklu imparatorluğundan tutun Osmanlı imparatorluğuna ve yoklukta yedi düvele karşı savaşmış, istiklal savaşı kahramanı Atatürk ve silah arkadaşlarına, şehirli, köylü çoluk, çocuk, hasta, sakat her bireye ne kadar rahmet dilesek saygı göstersek kelimeler yetersiz, dualar az kalır.
Türkiye Cumhuriyetinin kıymetini bilmeniz için ülkeyi bir hayli gezmiş ve görmüş olmanız gerekir, gezdiğiniz her bölgeye hayran oluyorsunuz. Her bölgenin ayrı kültürü ve kalitesi var. Şahsım olarak çocukluğumdan bu güne neredeyse ülkemizin yüzde 75 ini gezmiş biriyim, bu hayranlık gezdikçe, tanıdıkça kendiliğinden artıyor ve ülkemize karşı daha kuvvetli bir bağ oluşuyor, zaten çocukluğumuzdan beri Vatan sevdalısı olarak yetiştirilmiş bireyleriz. Vatan borcu olarak bize öğretilen Askerlik nöbetimizi de 18 ay yaptık, bunun 15 ayı Güneydoğu da Siirt kırsalında geçti hiç gocunmadık, gururla ve istekle borcumuzu ödeyip geldik.
Günümüze dönersek benim gibi bir vatandaş Devletten ve iktidardan ne bekler?
Çocukluğumuzdan beri çalışan bir nesiliz, Büyük dedemiz Yemen de savaştı ''Allah rahmet eylesin cümlesini'' Yüzbinlerce şehit vermiş bir milletin çocuklarıyız. Sefalet ve yokluğu iliklerine kadar yaşamış bu ülke insanları, büyük çabalarla güçlü bir ülke yarattılar. Günahı ve sevabı ile geçmiş liderler tartışılabilir de, takdir de edilebilir. Genç Türkiye Cumhuriyeti etrafında yaşanan 2. dünya savaşını gördü, savaşa girmemiş olması siyasi bir başarıdır. Kıbrıs barış harekatını yaşadı, iliklerine kadar Ambargoyu gördü, ABD ve Nato'ya bağlı Avrupa ülkeleri bize bir cıvata bile satmadı, vermedi. 1975 Yılında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel Ambargonun kaldırılması için talepte bulundu, Nota verdi yine olmadı ve bir kalemde 21 ABD Üssünü kapattı, Amerikan askerlerini kapı dışarı etti. Bu esnada diğer parti liderleri de Demirel'in yanında oldu. İşte o dönemlerde yaşanan bu kuyruklar bu milletin Şeref madalyasıdır, bunu kuyruklara girmiş bir çocuk olarak söylüyorum.
Her on yılda bir Askeri darbe ve muhtıra gören ülkemiz, siyaseten de rahat edemedi, her darbe ülkeyi geriye götürdü.
27 Mayıs 1960
12 Mart 1971
12 Eylül 1980
28 Şubat 1997
Ve birde 1984 yılından beri ülkenin ve milletin başına bela olan PKK terörü var, 37 yılda ülkemize verdiği zarar ve maliyeti
1 trilyon doları geçmiş bulunmaktadır. Katlettiği sivil halk, asker, polis, memur sayısını yazmak istemiyorum, yaralanalar, sakat kalanlar da cabası.
Yazımız da akademik dil kullanmak istemiyorum.! halkın içindeyiz ve yine halk ağzı ile yazmak ve konuşmak tercihimiz. Bu millet ne istiyor? ne bekliyor? Yetkililerden.? Halkın çoğunun sabit ve ortalama bir geliri var, her gün her şeye gelen zamlardan bezmiş durumda, bu gün aldığı ihtiyaç ürünü, yarın aynı fiyata alamıyor. Enflasyon nedir? döviz kuru, çapraz kur nedir?, altın neden bu kadar yükseliyor? bu soruların cevabını sormuyor merak ta etmiyor. İstenilen yerinde durması.
Millet ne istiyor? her şey dolara endeksli olmasın, biri kitap atar, ekonomi alt üst olmasın, biri hastalanır, ekonomi yine alt üst, biri bilmem ne der? Ekonomi dip yapar. Bunlar ekonomisi zayıf olup üretim yapmayan ülkelerde olur. Her geçen gün üretim den uzaklaşıp, hazırcı bir toplum oluyoruz. Dünya da nüfusa göre buğday ekim oranı her yıl artarak açık veriyor. böyle giderse buğday dünya nüfusuna yetmeyecek ve tarımı, hayvancılığı büyüten ülkeler güç sahibi olacak. Vatandaş, Temel gıda, barınma, ısınma, sağlık, eğitim, ulaşım, giyinme sorunlarının sıkıntı yaratmasını istemez, gece yatıp, sabah kalktığında parasının kuşa dönmüş olduğunu görmek, yaşamak istemez. Mecliste ki 600 milletvekilin den, Meclis başkanından, Cumhurbaşkanından bunu ister, bunlar gayet insani istekler, emin olun ki bunları kendileri için de istemeyen, vefakar, cefakar Anneler, Babalar bunları çocukları ve torunları için ülkenin geleceği için isterler. Bizlerin yaş grubu ve üstü zaten artık kendilerinden vaz geçtiler. Korkulan ise günümüz gençliğinin çok büyük bölümünün bir şekilde yurt dışına gitme isteklerinin giderek artmasıdır.