Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Millet ittifakının gizli silahı kim?

Yazının Giriş Tarihi: 18.01.2022 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.01.2022 00:05

Korona salgını, ekonomik dalgalanmalar, iç piyasadaki belirsizlik ve siyasi yapıdaki çalkantılar derken günlerimiz gelip geçiyor.

Liderler ufak tefek sahalara inmeye başladılar. Muhalefetin Muğla ve Mersin Mitinglerinden sonra iktidar AK Parti’de Aydın’da miting yaptı. Meydanlara baktığımızda halk hem muhaliflerin hem de iktidarın mitinglerine büyük ilgi gösteriyor.

Mitingler Türk siyasi tarihinin en büyük güç gösterisi ve siyasi partilerin halka verdikleri güvenin belirleyicisi olmuşlardır. Hangi parti miting meydanlarını daha fazla doldurursa, seçmenlerimiz ona teveccüh gösteriyor ve sandıktan o parti birinci parti, iktidar olarak çıkıyor.

Ülkemizdeki siyasi yapıya bakıldığında, Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı olarak ikiye bölünmüş bir yapı sergiliyor. Anketler, ideolojik olarak yapılanlar, muhalefete gaz vermek için düzmece yapılanlar hariç, iktidarın güç kaybetse bile sandıktan yine birinci parti olarak çıkacağını gösteriyor. Ekonomik tablodaki olumsuz yöneliş, iktidarın oy kaybetmesine yol açıyor. Bu fırsatı kendi lehine çevirmek isteyen muhalefet sürekli erken seçim istiyor.

Erken seçim olabilir mi?

Bu soruya başkent Ankara kulisleriyle cevap vermek isterim.

Göründüğü kadariyle iktidar erken seçim yapmak istemiyor. Çünkü, ekonomik durum vahim. Bu durumun rayına oturmadan yapılacak olan bir seçimde iktidarın gücüne güç kaymasını bırakın mevcut gücünü bile koruyamayacağı gayet açık ve net gözüküyor.

Peki, muhalefet erken seçim isteminde başarılı olabilir mi?

Muhalifler, zaten seçim biter bitmez erken seçim istemeye başladılar. Buda gayet normal, yenilen pehlivan güreşe doymaz.

Tabi, halkımız kendi arasında Cumhur ittifakının yani, MHP, AK Parti, Büyük Birlik Partisi ve kendilerine destek olan diğer siyasi yapıların adayının mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olacağını açıkladılar. Bu isim üzerinde siyaset ve seçim hesapları yapılıyor. Halkımızda, 2002 yılından bu yana tek başına iktidarda olan AK Parti ve kadrolarının bu ekonomik krizden de ülkemizi en iyi şekilde çıkaracağına olan inancını yüzde 65 olarak anketlerde ortaya koyuyor.

Gelelim, Millet ittifakının adayının kim olacağı sorusuna.

Bu soru hem CHP lideri Kemal Kılıçtaroğlu hem de İYİ Parti başkanı Meral Akşener’e sürekli soruluyor. Anketlerde öne çıkan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş isimleri var. Ama, Kılıçtaroğlu, bu isimlerle yola çıkıldığında hem seçimi kaybedeceklerinin hem de kendi koltuğunun elinden uçup gideceğinin farkında. Bu nedenle, çeşitli manevralarla koltuğu sağlama almak istiyor. Önce, “Belediye başkanları aday olmaz. Olmamalı, çünkü, başkanlar adam olup ayrılırlarsa belediye yönetimi bizden gider, meclislerde çoğunluk bizde değil AK Parti’de” sözleriyle korkusunu ifade ediyor.

İP başkanı Akşener ise, “parti genel başkanları aday olmamalı” derken, kendisinin Cumhurbaşkanlığına değil, başbakanlığına aday olduğunu ifade ediyor. Tabi bu durum, kamuoyunda ve siyasi ucundan, kenarından biraz bilenler arasında olmadık yorumların yapılmasına yol açıyor.

Gelelim, Abdullah Gül meselesine. Malum, AK Parti’den eski başbakan Ahmet Davutoğlu istifa edip Gelecek Partisini kurdu. Yine, eski başbakan yardımcısı Ali Babacan istifa edip Deva Partisini kurdu. Millet ittifakı cephesinde kendilerine yer arıyorlar.

Tabi, parti kurarken, AK Parti’yi darmadağın edecekleri ve milletvekillerinin yüzde 60’ının iktidarı terk edecekleri konuşulmuştu. Beklenilen olmadı. Halk nezdinde, seçmen nezdinde de pek tutarlı parti olamadılar şimdilik.

Büyük ihtimalle de Millet ittifakında, bu cephede yer alıp, milletvekili koltuklarına tekrar oturmanın hesabını yapıyorlar.

Ama, CHP lideri Kemal Kılıçtaroğlu’nun kafasındaki adayla ilgili ifadeleri dikkate alındığında, “bizim adayımız, sadece sol ve Millet ittifakından değil, muhafazakar tabandan, seçmenden de oy alabilecek birisi olacak…” sözleri, Ankara’da Abdullah Gül’ün aday gösterileceği beklentisini güçlendiriyor.

Ama, işin içinde hesap üzerine hesaplar yapıldığını da sizlere aktarmak isterim. Çünkü Abdullah Gül, geçmiş seçimlerde olduğu gibi yeni seçimde de kazanamayacağını bilerek, görerek aday olmaz. Şu anda kendisi ve etrafı anketleri izliyor.

Peki, Gül olmazsa kim olur? Sorusunu da hatırlamak lazım.

İşte düğüm burada kilitleniyor. A planı ile B planına ek bir de C planı gösteriliyor.

Abdullah Gül, akrabası olan Deva Partisi genel başkanı Ali Babacan’ın yıldızının parlatılması için çalışıyor. Sol medya, Millet ittifakına güç verenlerde bu parlama ve cilalama olayında en etkin rol alıyorlar. Buradan çıkan sonuç ise, Millet ittifakının muhafazakar tabandan oy alabilecek ve AK Parti’yi, özellikle de Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanmasını engelleyebilecek birisinin Ali Babacan olacağına ikna edilmesi.

Ankara rüzgarı, CHP ile İP arasında “benim adayım daha fazla oy alır, aday benden olmalı” tartışmalarının ışığı altında parlayan yıldızın Ali Babacan olacağını işaret ediyor.

Şimdiden 2023 Haziran seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı adaylığı için tarihe bir not yazdım. Bakalım, gelişmeler neyi gösterecek?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.